Borsada maden buldular
Yabancılar İMKB’de son dört yılda en çok maden, enerji, otomotiv hisselerini aldılar. Son yıllarda altın fiyatlarındaki dalgalanma ile öne çıkan maden şirketleri yabancıların gözde şirketleri arasında yer almaya devam ediyor.
Yabancı kurum raporlarında en beğenilen şirketler arasında maden şirketleri de yer alıyor. Son 4 yılda yabancılar holdinglerde seçici davranarak Koç Holding ve Alarko Holding’de paylarını artırdılar. Bankalar içerisinde ise en fazla Vakıflar Bankası ve Tekstilbank hisselerinde ağırlıklarını artırdılar. 

Yabancılar borsaya yayıldı. Önceleri sadece derinliği yüksek İMKB 30 hisselerinde pozisyon alan yabancılar bugün yüzde 62.70’lik payları ile İMKB 100 hisselerinin 98’inde pozisyonda bulunuyor. 32 hissede ise payları yüzde 50’nin üzerinde. Yerli yatırımcıların 2000 krizi ile piyasadan çekilmesi ve yabancıların ağırlıklarını artırmaları ile borsadaki yatırımcı profili yabancıdan yana döndü.
Öyle ki İMKB 100 hisselerindeki bazı hisselerdeki payı yüzde 80’in üzerine çıktı. Turkcell, Halk Bankası, Koza Altın, Arçelik ve Tüpraş’ta yabancı payı yüzde 80’in üzerinde bulunuyor. Piyasa değeri 29 milyar 148 milyon TL ile borsanın en yüksek şirketi olan Garanti Bankası’nın yüzde 73.30’u yabancıların elinde bulunurken borsada en değerli ikinci şirket olan Akbank’ın ise yüzde 49.16’sı yabancıların elinde bulunuyor.

EN ÇOK SPOR HİSSELERİNİ SATTILAR


Yabancılar son 4 yılda en çok spor hisselerinde paylarını azalttılar. 2008 yılında Fenerbahçe hisselerinin yüzde 87.42’si yabancılarda bulunurken 13 Nisan itibari ile yabancıların Fenerbahçe hisselerindeki payı yüzde 2.38 seviyesine geriledi. Trabzon Spor hisselerinde 2008’de yabancı payı yüzde 66.77 seviyesinde bulunurken 13 Nisan itibari ile Trabzonspor Sportif hisselerindeki yabancı payı yüzde 0.92’ye indi.
Galatasaray hisselerinde ise yüzde 45.89 olan yabancı payı yüzde 1.33 seviyesine düştü. Galatasaray ve Beşiktaş hisseleri Şubat 2002, Fenerbahçe Şubat 2004, Trabzonspor hisse senetleri de Nisan 2005’den beri İMKB’de işlem görüyor. Halka arz esnasında yatırımcıya cazip gelmesi amacıyla gelirler halka arz edilen şirketin bünyesine alınmış giderler ise kulüplerin üzerinde bırakılmıştı.
Bu nedenle bir ara kulüp şirketleri yüksek temettü ödemeleri ile yatırımcısının yüzünü güldürdü. Ancak geçen süre zarfında giderlerin altından kalkamaz duruma gelen kulüpler çareyi gelir ve giderleri aynı çatı altına almakta buldu. Böylece birleşmeler gündeme geldi. Birleşmelere özellikle yabancı yatırım fonları itirazda bulundu. SPK’da yatırımcıların mağdur edilmemesi için çağrı yükümlülüğü getirdi. Neticede birleşmeler gerçekleşti ve sonucunda yüksek kârlar geride kaldı. Bu da var olan ilginin gerilemesine neden oldu.