Ersun Yanal dün akşam, Osmanlıspor’u durdurmak için oyuna önce üçlü savunma ile başladı.

Daha oyunun ilk diliminde, savunma sos vermeye başlayınca bu sefer bu üçlüye iki takviye yapıldı yani 5-4’e geçildi.

Bu da olmadı…

Bir takviye daha yapıldı, görüntü 6’lı savunma oldu.

Bu da tutmadı tabii. Kaçınılmaz mağlubiyetle sonuçlandı dün akşam ki oyun…

Bakın değerli okurlar, suyun çıktığı yere önlem almazsanız, ne kadar set kurarsanız kurun başarılı olamazsınız.

Hem bu sistem işi fazla esprisi olan bir iş değildir bana göre...

Daha çok rakamlardan ibarettir diye düşünüyorum.

Eğer kenarlarınız çalışmıyorsa, orta sahanız yolgeçen hanı gibiyse, adam gibi santraforunuz da yoksa kaleciye topu fileden almak düşer.

Zaten de öyle oluyor…

Bu sistem işine tekrar dönersek canınızı sıkmadan bir haftada, bir ayda olacak işler değildir.

Bir maçta üç-beş sistemi denemeye kalkarsanız, oyunu aşırıya çevirirsiniz.

Bu gibi denemelerle bildiğim kadarıyla bilgisayarlarda oynuyorlar.

Bilmem anlatabiliyor muyum?

Ersun Yanal’ın artık gerçeği görüp, topu boş sahada dolaştırma işinden vazgeçmesi gerekir, oyuncuya gözdağı verme ile bir yere de varamazsınız.

Herkes işini yapacak…

Bakın Antep maçı ile Osmanlı maçında rakip oyuncular neredeyse topu orta sahadan alıp adrese teslim ettiler.

Yazık ki ne yazık…

2 haftada aynı benzerlikte 2 gol yedi Trabzonspor futbolcuları…

Dahası Bordo Mavililer koşmuyor.

Pres yapmadıkları gibi yapılan prese de tepki veremiyorlar.

Pas yüzdesini konuşmak istemiyorum.

Eğer bu kriterler bir takımda yoksa aylardır bu takım zamanını nasıl geçirdi diye sormazlar mı adama?

Yapılan transferlerin şu ana kadarki görüntüleri yaralı parmağa tükürecek bir iki oyuncu var...

Şu ana kadar öyle görünüyor.

Şayet bu oyuncuların performansı böyle ise, Trabzonlu genç oyuncuların günahları ne?

Yıllardır niye bu hatadan dönülmez, bilemiyorum…

Kısacası nereden bakarsanız bakın, ya sabır demekten başka çare yok gibi görünüyor.

Değneğin iki ucu da kirli… Mutlu bayramlar diliyorum…