T.B.M.M.

Bizim, yani asil Türk Milletinin Meclisi…

*

Burada, evrensel hukuk kuralları çiğnenmeden, milli ve manevi değerler hiçe sayılmadan yapılan görüşmelere, alınan kararlara saygı duymayanlar için özellikle belirtmek isterim.

Türkiye Büyük Millet Meclisi ne bir kabile, ne de Hint Okyanusunda unutulmuş bir adanın adıdır.

*

Bin bir zorluklar aşılarak, büyük önder, Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından 23 Nisan 1920’de açılan Meclisimizin görev tanımı bellidir.

En son kabul edilen 1982 anayasasından aldığı yetkilerle hükümeti denetler,  bütçeyi planlar, kanun yapar, değiştirir, uygulamasını bitirir ve yine kanun tasarıları hakkında görüş bildirip karara varır.

*

Bugüne kadar sayısız tasarının görüşüldüğü Meclis’te, bildiğiniz üzere yeni bir Anayasa tasarısı için aylardır görüşmeler yapılıyor.

Televizyonlardan,  gazetelerden takip ediyorsunuz.

Tasarıyı canı pahasına savunanlar da var, karşı çıkanlarda.

Öyle ki, bu uğurda birbirini ısıranlar da oldu, milletin kürsüsünü yerinden sökenler de…

Yaşanan bu süreçte, Milletvekilleri her ne kadar kendilerine yakışmayacak tablolar sergilemiş olsalar da, genel anlamda Meclis görevini yerine getirerek tasarıyı Cumhurbaşkanının önüne koydu.

Yasal süreç işliyor.

Belli ki, Cumhurbaşkanı da milletin onayına sunacak.

*

Şimdi.

Önümüzde bir referandum süreci var.

Milletvekillerinin cenk ederek hazırladığı anayasaya evet diyen de olacak, hayır diyen de.

Bu beklenen, gayet demokratik bir durum…

Zira herkes aynı düşünmek zorunda değil.

Ancak…

Daha şimdiden evet diyenler hayır diyenleri, hayır diyenler evet diyenleri aşağılamanın ötesinde, vatan haini gösterme çabasında.

Aşırı kutuplaşmak, karşıt görüşte olanlara üst perdeden bakmaksa cabası.

Böyle olmamalı değerli okurlar.

Yani bu milletin milli ve manevi değerleri ağızlara sakız edilmemeli.

Sosyal medyayı takip etmeyenimiz neredeyse hiç yok.

Yazılanları, çizilenleri görüyorsunuz, okuyorsunuz.

Linç kampanyaları hat safhada…

Karşılıklı laf yetiştirmelerin yanı sıra,  insanları tahrik etmek adına kullanılan içi boş ‘Hayır‘lar, ‘Evet’ler…

*

Dediğimiz gibi.

Amaç ortamı germek…

Ayrıca.

Birçoğu verdiği cevabın içeriğini dahi bilmiyor.

Sorgulama mekanizması bir kenara bırakılmış, sırf muhaliflik olsun diye cevap yazanlar var.

Ülkenin bekasından, yeni anayasanın içeriğinden tek bir cümle göremezsiniz.

Toplumda ayrışma ve bölünmeler gittikçe artmakta.

Dur diyen de yok.

Manevi anlamda “Memleket için hayırlısı olsun” demek dahi algıya dönüştürülmüş.

SON SÖZ MİLLETİN

Siyasi liderlerin bu ay içerisinde sahalara inip propagandalara başlaması bekleniyor.

Milletçe mitinglere zaten aşinayız.

Ancak, yapılacak bu mitinglerin diğerlerinden farklı değerlendirilmesi, iyi analiz edilmesi lazım.

Zira önümüzdeki referandumda,  kim tarafından yönetileceğimizden ziyade, nasıl yönetileceğimizin cevabı çıkacak.

Bunun için siyasilerin gerekçelerini soracağız, sorgulayacağız, araştıracağız.

Onlarda “Sarı Çizmeli Mehmet Efendi”nin bile anlayabileceği bir şekilde anlatmakla mükellef.

Sonrasında sandıktan çıkacak karara saygı duyacak kadar medeni olacağız.

*

Şunu bilmenizi isterim.

Türkiye asıl sınavını referandumdan sonra verecek.

Neyse ki, o günün cevabı şimdiden belli.

Huzurlu bir ülke için milletin kararına “Evet”, ayrışmaya ve kargaşaya “Hayır” diyeceğiz.

*

Saygıyla…