Yıl 2012.

Siyasi iktidar ile şimdinin terör örgütü ilan edilen paralel yapı arasında su sızmıyor. Bu birliktelik müthiş bir şekilde karşılıklı sevda ile devam ediyor.

Paralel yapı, istediğini alıyor.

Siyasi iktidar, yapının istediğini anında teslim ediyor.

Yapının gazetesini okumak, bir ayrıcalık.

+++

Bürokratların çoğu, o gazeteyi makam masalarının en görülen yerini koyuyor.

Parti tabanı, parti teşkilat yöneticilerinden değil paralel yapının “imamlarından” talep ediyor. 

Böyle bir ortamda, KTÜ’de rektörlük seçimlerine gidildi.

Bir yanda Süleyman Baykal öte yanda Orhan Aydın.

2 dönemi tamamlayan rektör İbrahim Özen ise bütün gücü ile Baykal’ı destekliyor.

+++

Orhan Aydın’ın kampüste ciddi desteğinin olması, Baykal’ı destekleyen paralel yapının işine gelmiyor.

Balyoz ve Ergenekon davaları da başlamış.

Gündemde bu davalar var.

Sahte belgeler ile milli ordumuza daha sonra “Kumpas” denilen oyunlar oynanıyor. İmzasız mektuplar gizli ihbarcılarla milli ordu kumpasa geliyor.

İşte o günlerde KTÜ’deki rektörlük seçimlerinde, Rektör Özen’e bir imzasız mektup geliyor.

O mektubun içeriğini az çok biz biliyoruz.

Özen daha iyi biliyor. Baykal da.

O mektupta bizim bildiğimiz kadarı ile Orhan Aydın, ergenekoncu ilan edildiği gibi Özen ile ilgili de ilginç iddialar var.

Ve bu iddiaların Aydın tarafından organize edildiğine dair  inandırıcı(!) veriler.

+++

O mektup, Özen’in paralel yapının da destek verdiği Baykal’ı desteklemesine neden oluyor.

Şimdi, Özen; o mektubun içeriğini açıklamalı.

KTÜ’yü seviyorsa böyle bir tarihi sorumlulukla karşı karşıya.

+++

Özen’i ve Baykal’ı  Orhan Aydın’a karşı aynı kulvara taşıyan o mektubun, bugün darbe yapabilecek güce kavuşan yapının neler yapabileceğinin kanıtı.

KTÜ’de F ti glaydo örgütlenmesi, Özen’in ilk rektörlüğü ile başladı. O dönemde mütedeyyin yapısına rağmen yapının Aydın Dumanoğlu’nu değil de Özen’i desteklemesinin sırrı da o mektupta yatıyor.

+++ 

 Yapının Özen’in İkinci döneminde KTÜ’de  pik yapması ise gerçeğin ta kendisi. Baykal’ın ilk dönemi  söz konusu yapı ise KTÜ’de zirveye oturdu.

Şunu bir kere daha ifade edeyim.

Ne Baykal ne de akil adam Y.Şevki Hakyemez paralelcidir. Bugün Cumhurbaşkanının yaverinin paralelci olduğu bir dönemde Baykal ve Hakyemez için böyle bir iddiada bulunamam.

Ama hem Baykal hem Hakyemez görevdeki ilk dönemlerinde paralel yapının KTÜ’de kadrolaşmasına göz yummuştur. 17/25’ten sonra ise beklendiği ölçüde radikal bir duruş sergileyememişlerdir.

+++

Ülkede savaş hukukunun geçerli olduğu bir ortamda, Üniversitelerde bu hukuku hayata geçirecek kararlı insanlara ihtiyaç var.