Demokrat parti döneminin DP’li süvari kökenli bir milletvekilinin anısından okumuştum. Şimdi ismini hatırlamıyorum.
İsmet İnönü, TBMM’si kürsüsünde konuşurken, DP sıralarında homurdanalar, itirazlar, yüksek sesli sataşmalar meclisin ahengini bozuyormuş.
İnönü kürsüden DP sıralarına bakmış ve tek laf şunu demiş..
“Ne o ışık mı gördünüz…?”
+++
Bu laf üzerine DP sıralarında birden derin sessizlik hüküm sürmüş. Herkes, İnönü bize ne demek istedi diye mütalaa yaparken, asker ve süvari kökenli akil adam DP milletvekilinin yanına gitmişler.
“Abi sen askersin üstelik süvari komutanısınız az önce İnönü bize ne demek istedi”
Asker kökenli DP milletvekili İnönü’nün lafını, Türkçeye şöyle tercüme etmiş.
“Biliyorsunuz bizim süvari birliklerinin katırları da vardır. Yük taşırlar. Katırların yetiştirilme kurallarından biri de ahırlarına ışık girmemesidir. Ancak seyisler, yemlemek için ahırın kapasını açtığında katırlar arasında homurtu, itişme, anırma olur, ışık gördükleri için. İnönü sizi katırlara benzetmiş…”
Şimde, F.Bahçe camiası da FETÖ operasyonlarından ışık görmüş gibi karanlık dünyalarında homurtuyorlar, gürültü çıkarıyorlar.
Ne oldu Fenerliler; Işık mı gördünüz?
+++
Aslında Fenerlileri böyle cesaretlendiren; Trabzonspor yönetiminin şike konusunda gündemi soğuk tutmasıdır. Belki bu bir yöntem ama karşı tarafı cesaretlendiriyor. Ve karşı taraf yönetimin şike konusundaki taktik varyasyonunu teslimiyet olarak algılıyor.
Bu algıyı ne yazık ki, yönetim kendi veriyor.
Bu taktik varyasyon Fener’i ahırındaki katırlar gibi yapıyor ve bütün gücünü kullanarak gündem oluşturmaya çalışıyor, algı yaratıyor.
Hem suçlu hem güçlü moduna giriyor.
Bu modu da yönetimin şike mücadelesini değiştirmiş yeni yol haritası oluşturuyor.
+++
Oysa, yönetim ilk günkü gibi; diri, canlı, heyecanlı, pratik, cesur, belli aralıklarla şikeyi unutturmama, rakibin hamlesine benzer yöntemlerle karşılık verme gibi bir düşüncesi olmalıydı.
Adamlar hak gasp yaptı. Kul hakkı yedi. Bizim sessizliğimizi fırsata çevirmeye çalışıyor.
Oysa, hergün Fenerlileri yemlemeli sonra da ne o ışık mı gördünüz demeliyiz.
Bunun için yönetimin tezden şike mücadelesi ile ilgili taktiğini değiştirmesi gerekiyor.
FAİK IŞIK SANA O LAFINI YEDİRİRİZ
Faik Işık tam bir şovmen.
Sahibinin sesi.
Adama hela olsun F.Bahçe için her yerini yırtıyor.
Yırtsın, bana ne..?
Ama lafı benim onuruma guruma dokunursa, o lafı sokarız.
Ne dedi Işık..
“Feto’nun hamsileri…”
Yalancı, iftiracı.
Feto’nun işbirlikçileri sizsiniz siz.
Sizi formanızı sırtlayan FETÖ’cü hakim savcı polis şefleri ile “İhanet “ maçları yapmadınız mı?
Eyyyyy Faik Işık.
Senin tuttuğun takımın geçmişi karanlık.
İstanbul işgal edildiğinde işgal kuvvetleri ile Trabzonspor değil senin takımın maç yaptı. İşgal kuvvetleri ile al gülüm ver gülüm maçlar oynadınız. İhanetisniz oradan geliyor. Anadolu ulusal kurtuluş savaşında, Fener; İngilizlerle sarmaş dolaş maç yapıyor.
Sana “FETÖ’nün hamsileri” lafını yedireceğiz Faik Işık.
Hem hamsili, hem truplu hem de mısır ekmekli.
Bak nasıl geçiyor insanın vucuduna kaymak gibi..
Tatlı tatlı.
NUSRET YILMAZ’IN NEYİ EKSİK?
Şike sürecinde TV’lerdeki tartışmanın hiçbir hukuki alt yapısı yok. Bu kulvarda geçer akçe; polemik.
Bunu iyi yapan, işi götürüyor.
Bu da Nusret Yılmaz’da yok.
Şartlanmış, koşullanmış, kör gibi kendi inandığından başka bir gerçeğe inanmayan insanlarla hukuk tartışması, şike olayı konuşulmaz.
Yöntem şey polemik yapmak; karşı tarafa kendi görüşlerini inandırmak değil camianı cesaret vererek karşı tarafı sinirlendirmek, sindirmek. Kural bu.
Bu da Nusret Yılmaz’da yok.
O nedenle Yılmaz’ın bu tür tartışmalara girmemesi gerekiyor.
Zira kulvar mahkeme salonu değil, algı oluşturulacak bir vitrin.
Bu vitrine uygun üslup geliştireceksin.
Nusret Yılmaz bunu yapmalı.
Bırakmalı hukuça fair playı.
Baksana kendisinin FETÖ’cü olmadığını anlatmak için akla karayı seçti.
Meseleyi adam kulvarından çıkardı.
Nusret Yılmaz, bu kulvar dışı koşuda, kuralına uygun davranmalı.
O nedenle, Faik ışık gibiler ile tartışacaksa, Faik Işık gibi olacak. Başka bir yöntem Nusret’i de Trabzonspor’u da zayıf düşürür.
