FETÖ, yurtdışında “kumpas” ve “tehdit”leriyle yurttaşlarımızı sindirmeye çalışıyor.

Önce Danimarka sonra da Norveç’teki Türkler, FETÖ üyelerine “ölüm tehdit”inde bulunuyorlarmış da, FETÖ üyeleri de “Tehdit ediliyorum” diye TV ve basına konuşmuşlar.

Bunu yaparak yurttaşlarımızı zor durumda bırakıyorlar.

Buna “tehdit kumpası” da, diyelim. Yani;“Kendin pişir, kendin ye!”

Yaz veya yazdır bir tehdit, sonra “Tehdit ediliyorum!” diye çık ortaya.

Bu onların en iyi yaptıkları iş.

Önce Danimarka’da sonra da Norveç’te de aynı şekilde medyaya konuşmuşlar.

Diğer yandan İskandinav ülkelerinde FETÖ mensuplarının en etkili oldukları Danimarka’nın TV2 kanalında konuşturulan Danimarkalı Ceza Hukuku Profesörü Jörn Vestergaard; “Danimarka’da yaşayan Türkler, ister Danimarka vatandaşı olsun ister olmasın, bir kişiyi yabancı bir ülke istihbarat servisine ihbar ederlerse casusluk suçu işlemiş olurlar. Danimarka ceza yasasının 108 maddesi ihlal edilmiş olur. Bu kişiler aleyhinde dava açılabilmesi için Adalet bakanlığının devreye girerek harekete geçmesi gerekecektir.”, demiş.

Danimarka’daki yurttaşlarımızı “tehdit” ettiriyorlar hem de Danimarkalı Profesör aracılığıyla; “Bizi ihbar ederseniz, 6 yıl hapis cezası alırsınız!”,  dedirterek.

Tehdit ettiren kendileri.

Öte yandan “tehdit ediliyoruz!” diyen de, kendileri.

FETÖ, organize bir şekilde yurtdışında çalışıyor.

Özelikle “Danimarka’da yaşayan Türkler” diyor Danimarkalı Profesör.

Ya bir ABD’li yaparsa ne olur?

ABD’nin teröristini Danimarka elden teslim eder, değil mi? İhbar edene de hem ABD hem de Danimarka’dan ödül verilir.

FETÖ, yurtdışında medyayı kullanarak da, yurttaşlarımız üzerinde baskı oluşturmaya çalışıyor.

Danimarka, Norveç derken sırada İsveç, Finlandiya ve diğer ülkeler vardır; “Tehdit ediliyoruz.”, “İhbar edenler, ceza alırlar” şeklindeki söylemlere başka şeyler de eklenerek devam edeceklerdir.

Aynı taktikle; medya gücünü de kullanarak yurttaşlarımız üzerinde baskı oluşturma,  onları sindirmek.

Danimarka’daki yurttaşlarımıza 6 yıllık hapis cezası tehditini Danimarkalı Profesör ile yaptırmışlar.

Ben, 26 yıldır yurtdışında yaşayan; bilim, siyaset, dernekçilik, medya, işadamlığı, belediyede komisyon üyeliği gibi birçok alanda da bulunan birisi olarak Danimarka’daki yurttaşlarımıza bir öneride bulunayım: DANİMARKA POLİSİ’NE GİDİP ŞİKÂYET EDİN BUNLARI o zaman.

Nasıl mı?

Öyle veya böyle bunlarla bir şekilde yolu keşişmiş; elden para vermiş olanlarınız vardır. Bu himmet olur, kurban olur veya işyerinize gelip o günlük verilen bir miktar para olur. Fiş, makbuz vermemişlerdir bunun karşılığında size ki eğer vermişlerse de bu çok daha iyi; çünkü yasalara göre “izinsiz para toplamak yasak”, bunu en yakınızdaki polis merkezine gidin, bildirin.

Bu “para verdim, makbuz vermediler” şikâyetini en iyi yapacaklar; 17-25 Aralık 2013’ten önce FETÖ içinde olup da ayrılanlardır. Nasılsa bunlar, para vermişlerdir ve sistemlerini de, iyi biliyorlardır.

Devletten izinsiz para ve yardım toplamak yasak.

Bunlar yıllardır topladılar ve hâlâ daha yandaşlarından toplamaya çalışıyorlar mı?

Evet!

En fazla 4-5 kişi şikâyet ettiğin zaman, ülkenizin polisi bunların peşlerini bırakmaz.

Şikâyet ettiniz diye ülkenizin polisi sizin isminizi başkalarına da vermez ki isimsiz şikâyette bulunabileceğiniz “şikâyet adresi ve kutuları” da vardır.

Kısaca, yurtdışında yaşayan yurttaşlarımızın FETÖ üyelerinin dernek, okul ve diğer kuruluşlarındaki bu kayıtsız para trafiği ile ilgili bildiklerini “suç duyurusu” şeklinde bulundukları ülkelerin polisine bildirmeleri halinde; bu iş biter. Polis, operasyona hemen başlar ve medyada yolsuzluklar ile ilgili haberler de çıkar.

Gidiniz, ülkenizin polisine bunların para trafiği ile şikâyette bulununuz ki bununla ilgili sizi “ihbar eden hapse girecek” diye tehdit ettiremezler.

Bunlar, bulunduğumuz ülkelerdeki huzurumuzu bozmaya da, başladılar.

Kurtulalım bunlardan.

Bunun yolu da çok kolay.

Yakup Yılmaz, Helsinki

Not. Bu yazımın linkini paylaşınız. Yaşadığınız ülkelerde, elinizden geleni de, yapınız; tanıdıklarınıza bu önerimi anlatınız.