6 Ocak 2017'de buradaki köşemde Finli turist kafilesinin Trabzon'a geleceğini yazmıştım.

Ve 7 – 11 Mayıs 2017'de 24 kişilik kafile ile Finli tursitler geldiler.

Ocak ayında duyurduğumuz “Yurtdışındaki komşunu da al gel kampanyası” olarak bu icraatımız Türkiye genelinde de ilgi odağı oldu.

Cumhurbaşkalığı ve Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın kampanyasına da dönüştü.

Yurtdışında yaşayan bizler, özellikle kendi yörelerimize turist çekmek için uğraşırsak, hem ülkemize hem de yöremize çok büyük katkılarımız olur.

Yabancı ülkelerde yaşadığımız yerlerdeki insanların kültürleriyle kendi kültürümüzü de bildiğimizden kolayca köprü görevi de yapabiliriz.

Ben, Türkiye'ye gitmeleri için Finlandiya'da çevremdeki tanıdıklarımı göndermek için yıllardır hep uğraşırım.

Antalya'ya da golf oynamak için Finli turistler de göndermiştim 7 yıl önce.

Anlattıklarımla gidip gördükleri Belek'teki golf sahaları da, beni mahcup etmemişti ki hayran kalmışlardı.

Ve bir giden, bir daha da gitmişti arkadaşlarını da alarak ki geçen hafta birisi yine arkadaşlarıyla gideceğini söyledi.

Böyle turistler paralı ve geldikleri zaman da iyi para bırakıyorlar.

Bu sefer Trabzon'a yaptım icraatı ve otel ile tur organizasyonalarını da telefonla hallettim.

Sağolsun Otel Usta'nın sahibi Hüseyin Usta, beni mahcup etmedi.

Sonuçta Finli turistler geldiler ve çok memnun olarak da, ayrıldılar yöremizden.

Bana memnuniyetlerini ilettiler ve Facebook'tan da kendi aralarında tavsiye ediyorlar arkadaşlarına ki “Trabzon gitmeye değer” diye de yazıyorlar.

Böylece 24 gönüllü türizm elçimiz oldu.

Biz ne kadar anlatsak da onların böyle yaşadıktan sonra anlatmaları kadar etkili olamayız.

Sonbahar'da başka bir grup ayarlayacağız yöremize ve arkası da gelecek.

Tahminim yılda yaklaşık 1000 kişiye çıkar bu.

Diğer İskandinav ülkelerinde de bunu yaparsam, binlerce yeni turist kazandırmış olurum Trabzon ve çevresine.

Bunlar orta yaş ve üstü turistler.

Kültür, tarih ve doğa önemli bunlar için.

İşlerimin çok yoğun olmasına rağmen Ocak 2017'de aldığım uçak bileti ile Trabzon'a gelip ben de ilk gün gezdirdim misafirlerimizi Uzungöl'de 8 Mayıs'ta ve üniversiteden sınıf arkadaşım Belediye Çaykara Başkanı Hanefi Tok da ilgilendi onlarla..

Herkese bu kafileye çok dikkat etmelerini, eğer bunlar memnun olurlarsa bunun arkasının geleceğini de, söyledim.

Ankara'da Meclis'te 24 Nisan 2017'de ziyaret ettiğim Trabzon Milletvekili Adnan Günnar, bu kafileyi duyunca hemen telefona sarılmış Trabzon Kültür ve Türizm İl Müdürü Ali Ayvazoğlu'nu arayarak, benim istediğim birşey olursa yardımcı olmasını söylemişti. Ben de kafilenin geleceği gün aradım Müdür Ali Ayvazoğlu'nu ve Finli turistlerin oteldeki odalarına birer Trabzon'u tanıtıcı kitapcık ile birer adet de eşarp bıraktırdı.

Çok hoşlarına gitti bu hediyeler.

Bayanların bazıları Çaykara Uzungöl'de cami ziyaretinde bu eşapları başlarına sardılar, diğerleri de yanlarında getirmişler başörtüsü cami ziyareti için.

Hayatlarında ilk kez çay ve fındık bahçesi de gördüler; doğaya hayran kaldılar.

Çay fabrikasını da ziyaret ettiler.

Uzungöl'de etrafı gezerken “Aa Finlandiya'daki aynı çicekler var burada da!” deyip, çicek fotografları çekmeye de başladılar. “Burada sizin ormanlarınızdaki ligarba da var” dedim. Finlandiya ormanları ligarba ile doludur ve toplayıp Kış'a da saklarlar, yerler.

Orman meyvesi toplamak, Finliler için milli bir gelenektir.

Sonbahar'da gelecek kafiledekiler seyahatte “doğa yürüryüşü” de yaparlar ki sordular bunu.

İnşallah, birden fazla kafile de olabilir Sonbahar için.

Sonbahar'daki ağaçların sararmasının görüntüsü de ilgilerini çekiyor.

Zaten bu Trabzon seyahati fikri buradan başlamıştı.

“Sizde tek Huş ağacı var ve onun sararmasının fotoğraflarını çekmeyi, manzarasını seyretmeyi çok seviyorsunuz. Ama Trabzon ve Doğu Karadeniz'de çok değişik ağaçlar var. Görüntü çok harika oluyor Sonbahar'da” demiştim. Sonra arkasından resimler gönderdim. Ve “Nasıl gidebiliriz?” sorusu geldi. Sonrasında da “Ben, otel dahil tüm organizasyonuza yardımcı olurum” diye verdiğim söz.

24 kişilik kafile toplandı.

Acenta parası da yok.

Doğal organizasyon.

Yakup'tan bedava danışmanlık ve organizasyon hizmeti.

Ve sonuçta ziyaretcilerin gelip, çok memnun olması.

Böyle devam edersek, birkaç sene de Trabzon ve yöresi Avrupalı tursitlerle de, dolar.

Hem de Bahar ile Sonbahar aylarında gelirler ki bu zamanlar turistin az olduğu zamanlar.

Yaz aylarında da başka yelere giderler.

Kış aylarında ise domuz avı gibi “av turizmi” özellikle İskandinav ülkelerinden büyük ilgi çeker; avcımilletler.

Gemi ile seyahatler;Trabzon – Soçi – Batum – Trabzon şeklinde gece yolda gündüz gezme ile aynen Baltık Denizi'ndeki Helsinki-Stockholm-Tallin-Helsinki gemi turları da olabilir.

Büyük gemilerle böyle lüks turlar yapılabilir.

Trabzon, hep merkez olur.

Gemi turunda da olsa, geliş ve dönüşte en az 2 gün Trabzon'da geçer.

Uzungöl, Zigana, Sümela gibi turlarla da daha fazla kalmaları sağlanır.

Bu arada Araklı'daki “Acı Su” orta yaş ve üstü turistler için ilginç olur.

“Böbrek taşını düşürür” deyip, burada konaklama ve ziyaret önemli.

Geçen yıl gitmiştim; Araklı'daki Acı Su ve çevresi dökülüyor.

Bu haliyle turist kafilesi gelmez oraya.

Oraya çok güzel ağaçtan evlerle konaklama mekanları ile lüks restorantlar da yapmak gerekli.

Acı Su'dan bunlar biraz uzak olmalı.

Sağlık turizmi için bulunmaz bir fırsat bu.

Çok insan ekmek yer buradan.

Araklılı olarak buna da el atmam gerek.

Bu arada Trabzon'u tanıtıcı Türkçe ve İngilizce hazırlanmış kitabı tatmin edici bulmadım.

Daha profesyonelce hazırlatılmalı, son şekli bana gönderildikten sonra basılmalı (kırmızı kalemin mürekkebine acımam).

Bu kitabta, yöredeki ormanlarda yaşayan hayvanların resimleri ile daha detaylı tanıtımları da gerekli.

Ayet neden yazılmış oraya tanıtıcı kitaba? Herşeyin bir yeri var.

Son olarak; yaşanmayan köy evlerini restore edip, doğa turizmine de açabiliriz ve ev sahiplerine çok iyi ek gelirler de sağlanır böylece.

Bunun nasıl organize edileceğini sonraya bırakalım.

Kalın sağlıcakla,

Yakup Yılmaz,

Helsinki-Finlandiya