Karşılaşmanın son çeyrek dilimine kadar, tempolu mücadeleli zevkli göze hoş gelen kısacası seyir zevki yüksek bir maç oynandı dün.
Trabzonspor rakibine göre bir adım önde idi diyebilirim.

Ligin ilk yarısındaki perişan görüntüsünü bundan sonra sergilemeyeceğinin sinyalini sevenlerine verdi.

Bu realiteyi hem tribünleri şölen yerine çeviren hem de TV başında olan sevenleri ile paylaştı dün akşam
Taraftarlar mutluydular nasıl mutlu olmasınlar ki.
İki sezondur azap çekiyorlardı adeta, acaba düşer miyiz endişesi ile de kahroluyorlardı.


O günlere geri dönmemek dileği ile asıl konuya parmak basmak istiyorum.

Yıllardır hep savunduğum bir realitedir. Parmak basmak istediğim konu yaklaşık 40 yıldır yanlış transfer politikalarının iflas ettiğinin milyar dolarların çöpe atıldığını bu yüzden Trabzonspor’un hem kasasının hem de takımının dibe vurduğunu hala daha bunda ısrarcı politikalarına devam etmeye çalışıldığını üzülerek gördük görüyoruz.
Trabzon altyapısında artık oyuncu çıkmadığını Yavuz Selim tarlasının kuruduğunu Trabzonspor’u marka yapanların tarihte kaldığını artık gelmeyeceklerini gelse de Trabzonspor’da oynayamacaklarını vs.vs safsatalarla kendilerini kandıran zihniyetin özüne sırt çevirip içi geçmiş ne galibiyete sevinebilen ne de mağlubiyete üzülen Avrupalı, Afrikalı ünlüleri alıp geleceğini ipotek altına alanlara 5.000 TL ‘nin milyon Eurolara bedeldir.

Belki de üstündür.

Çünkü ben Trabzonluyum. Oynadığı futbol ile sergilediği mücadele ile çok daha önemlisi yüreği ile cevap vererek adı gibi altın harflerle adeta yazan benden başka bir dizi Yusuf var bu sevdanın formasını giymek için sıra bekliyorlar.

Artık bu genç arkadaşlarımı görün, inanın inandırın diyerek dün karşılaşmada Yusuf Yazıcı noktayı koydu.

Bende aynı görüşte olduğumu yazının başında söylemiştim. Naçizene bu gerçeği artık görelim.
Bu gençlere güvenelim.