Türk futbolu konusunda uzman gazeteci - yazar Tobias Schächter, Berliner Zeitung'daki makalesinde ülke futbolundaki gelişmeleri değerlendirdi.

Süddeutsche Zeitung ve Kicker başta olmak üzere İsviçre'nin ciddi gazetelerinde de yazan Schächter, yazısının bir yerinde; "Sanki şampiyon olmuşlar gibi sevinen Fenerbahçe taraftarları ve yöneticilerini aklayan mahkeme kararının şikeyi onaylayan CAS kararına hiç bir etkisi yok." ifadesini kullanarak çarpıcı bir gazetecilik örneği sundu.

İşte tecrübeli gazetecinin Milli Takım'ı da konu ederek kaleme aldığı "Bakış Açısının Değişmesi" başlıklı yazısının tercümesi.

"BAKIŞ AÇISININ DEĞİŞMESİ

Türkiye bir ay içinde Avrupa Şampiyonası'na katılabilme şansını yakaladı

Geçen hafta Robin van Persie, 'Türkiye'nin Avrupa Şampiyonası elemelerinde puan kaybedeceğinden eminin' diye bir açıklama yapmıştı. Bunu Van Persie geçen hafta cumartesi günü zar zor Kazakistan'da 2-1 kazandıkları maçtan önce söylemişti. Bu maçta Van Persie 87. dakikada oyuna girmişti.

Bu aynı zamanda Türklerin üstün Çek Cumhuriyeti'ne karşı hak ederek 2-0 kazandıkları maçtan önceydi.

Böylece Van Persie'nin ve Hollanda futbolunun grupta 3. olma umutları gerekçesiz  kalıyordu. Türklere salı günü Grup A'nın son maçında kendi evlerinde İzlanda'ya karşı grubu 3. olarak bitirmek için bir beraberlik yetiyor. Eğer İzlanda salı günü Türkiye'de galip gelemezse Fransa'daki 2016 Avrupa Futbol Şampiyonası Hollanda'sız olacak. Bu durumu o zaman Hollanda'nın son maçını Çek Cumhuriyeti'ne karşı kazanması dahi değiştiremeyecek. İzlanda ve Çek Cumhuriyeti 2016 Fransa Finallerine gitmeyi garanti ettiler. Şimdi İzlandalılar 90 dakikalık mücadelesine kalmış Hollanda futbolunun hayatta kalması.

Türkler de daha endişelenmek, korkmak durumundalar. Fakat sonuçlardan kazandıkları özgüvenle bunu başarmaları zor olmasa gerek.

Kurt antrenör Fatih Terim  kendisini belki tekrar Türk futbolunu ümitsiz bir ortamdan kurtaran bir lider olarak alkışlatabilecek. Grupta 3.lük, geçen ay Hollanda'ya karşı alınan 3-0'lık galibiyete kadar, sergilenen performans açısından mucize gözüküyordu. Fakat Türkleri bir yerde de Fatih Terim'in takım futbolcuları ile tuhaf olan ilişkisi bu duruma düşürmüştü.

Tabanca olayını iyi çözemedi. Gökhan Töre'nin bir tanıdığı Leverkusen'li futbolcular Hakan Çalhanoğlu ve Ömer Toprak'ı tabancayla tehdit etmişti. Ömer Toprak o zamandan beri Milli Takım'da oynamıyor. Zira Terim, Ömer Toprak'la görüşmeden Gökhan Töre'yi yine Milli Takım'a çağırmıştı. Cumartesi günü Çek Cumhuriyeti'ne gol atan Çalhanoğlu sene başından beri Milli Takım'a tekrar döndü. Şimdi Fatih Terim, hiç değilse Kasım ayında Play-Off üzerinden Avrupa Şampiyonası biletini alabilme  konusunda kendinden emin gibi. Bu, 2008'den sonra büyük bir turnuvaya ilk katılım olacak. Fakat daha o zamandan beri Türk futbolu kendilerinin sebebiyet verdiği bir çöküş içinde.

2011 Senesindeki şike skandalı da bu konuda sorumlu. 2011 senesinde herşeyden önce Fenerbahçe şampiyonluğu satın almıştı. Bu durumda Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım çıkar amaçlı bir suç örgütü kurmak ve yönetmekten dolayı 6 sene 3 ay hapis cezası almıştı. Geçen cuma günü aralarında Aziz Yıldırım'ın da olduğu hükümlüler beraat ettiler. Burada Aziz Yıldırım bir kanun değişikliğinden yararlandı. Bu kanun değişikliği o zamanki Başbakan Erdoğan'ın hükümet üyelerine ve oğluna karşı yolsuzluk araştırması çerçevesinde parlamento tarafından yapılmıştı.

Sonradan soruşturmacılar ve sorumlu savcılar tarafgir olarak gösterilerek bütün yargı sistemine Gülen Hareketi'nin üyelerinin sızdığı belirtildi.

Amerika'da yaşayan Fetullah Gülen Hoca ilk önce Erdoğan'la birlikte idi. Şimdi ise düşmanlar. Değişen kanun sayesinde  telefon dinlemeleri artık delil olarak kabul edilmiyor. Fakat futbol şike skandalında dinlenen konuşmalardan apaçık şike yapıldığı anlaşılıyor. UEFA da ve Uluslararası Spor Tahkim Mahkemesi CAS da bunu böyle gördü. UEFA, Fenerbahçe ve Beşiktaş'ı bütün Avrupa müsabakalarına katılmaktan men etti. Fenerbahçe'yi 2 sene ceza vermişti. Beşiktaş ise kupa finalinde şike yapmaktan men edilmişti.

İsviçre Federal Mahkemesi Fenerbahçe'nin 6 maçta şike yaptığını onaylamıştı.

Türkiye Futbol Federasyonu güçlü olan Beşiktaş ve Fenerbahçe'yi düşürmemek için o zaman çeşitli dalaverelerle talimatlarını değiştirerek şikenin sahaya yansımadığını belirtti.

O zaman 2. olan Trabzonspor kupanın kendi hakları olduğunu ileri sürüyor. Bu karara karşı Trabzonspor Yargıtay'a gidecek ve ayrıca FIFA'ya da müracaat edecek.

Fenerbahçe buna karşılık görünürde şimdi UEFA'yı Avrupa kupalarına katılamamalarından dolayı zarar- ziyan için dava etmeyi düşünüyor. Fakat daha ziyade Türkiye'de siyasi amaçlı alınan bu kararın CAS kararına herhangi bir etkisi yok.

Bütün bu kargaşalardan sonra Fenerbahçe taraftarları ve onların Türk yargısı tarafından aklanan yöneticileri bu kararı sanki bir şampiyonlukmuş gibi kutluyorlar.

Ayrıca: Robin van Persie bu yazdan beri Fenerbahçe'de oynuyor. Onun son iki eleme maçından önce söylemiş olduğu sözler iyi karşılanmadı.