Aurelio, 2013’ün ilk aylarından itibaren İstanbul’da yaşamayı planladığını belirtirken, futbola dönüp dönmeyeceğinden, verdiği kararlar sonrası yaşadığı pişmanlıklarına bir çok konuda çarpıcı açıklamalar yaptı. Aureli 2013'te Türkiye'ye geri döneceğini ve buraya yerleşeceğini de söyledi.

İşte Aurelio ile yapılan röportajın tamamı;


Türkiye'yi, İstanbul'u ve futbolu özlüyor musun?

"Önce gelddiğiniz için teşekkür ederim. Türkiye ve İstanbul özlemi var. Tabiki çok özlüyorum. 11 yıldır Türkiye'deydim. Bunun 2 senesi İspanya'da bir ara olarak geçti ama hayatımın önemli bir bölümü Türkiye' de geçti. Herkese çok teşşekür ediyorum. Türk halkı da bana her zaman çok büyük ilgi gösterdi. Kızlarımdan biri de orada doğdu. Bu yüzden de Türkiye'nin bende ki yeri çok ayrıdır."

Seni bekleyenlere neler söylersin?

"Ben herkesi çok seviyorum. Çok özledim. 2013’te orada olacağım."

Türkiye'de yaşama planın var mı?

"Eşimle bir takım kararlar aldık. 2013 yılından itibaren İstanbul'da yaşayacağız. Ocak ya da Nisan-Mayıs gibi düşünüyoruz."

"HENÜZ FUTBOLU BIRAKMADIM"

Dönüşünle birlikte futbol oynamak var mı planların arasında?

"Henüz futbolu bırakmadım. Bir ya da iki sene daha oynamayı düşünüyorum, ama tabi her şey Tanrının elinde. Bir takım şeyler de var masada. Bakalım ne olacak. Futbola devam etmem Brezilya'da da olabilir, Türkiye'de de, ama mayıs ayından itibaren Türkiye'de yaşamak istiyorum."

Türkiye'den ayrılırken dizinden bir sakatlığı vardı, düzeldin mi?

"Ocak ayında bir ameliyat oldum. Gerçekten zor bir sakatlıktı. Zaten Türkiye’deki son dönemlerimde de futbol oynamaya başlamıştım. Mayıs ayında da Brezilya'ya geldiğim zaman, futbola başladığım kulüpte antrenmanlara başlamıştım. Hala devam ediyorum. Kendimi de futbol oynamaya hazır tutuyorum."

"TRABZON VE FENER'DE ÇOK MUTLUYDUM"

Oynamaktan en çok keyif aldığın dönemler hangileri? İspanya'ya gidiş nedenlerin neler?

"Trabzonspor'da çok mutluydum. Fenerbahçe'de de çok mutluydum. Daha sonra Milli Takım’a seçildim, o da çok mutlu etmişti beni. İspanya'ya gittikten sonra ağır bir sakatlık geçirdim. O da benim oyun ritmimin biraz düşmesine neden oldu. Biraz koparttı beni o ritimden. 8 ay ara verince, antrenmanlardan da uzak kalınca bir düşüş oldu. Ben savaşçı ruhu olan bir adamım. Savaşmayı, mücadele etmeyi, antrenman yapmayı çok sevdiğim için tekrar geri döndüm. Beşiktaş'ta da biraz sakatlıklar oldu. Gerçi Türkiye Kupası’nı kazandım. İstediğim düzeyde olmadı bir türlü, ama çalışmaya devam ettim. Çoğu futbolcunun hayatı da böyle. Sırf zaferlerle dolu olamıyor maalesef. Zor anlarda da insanın kişiliğinin ortaya çıkması gerekiyor ki, bende de öyle oldu. Çalışmaya, mücadele etmeye devam ediyorum ve hala daha çalışıyorum. Kendimi hazır tutuyorum ve bir süre daha oynayacağım. Pişmanlık konusuna gelince… Fenerbahçe'den ayrıldıktan sonra işler çok da olumlu yönde gitmedi. Futbol böyle bir şey, her zaman iyi şeyler yok. İyisi de var kötüsü de var, ama toplamda baktığınız zaman mutluluk verici bir kariyerim oldu. Yine de dediğim gibi daha kariyerimi bitirmedim."

Hep çok sevilen oyuncu oldun. Neden hep sevilen ve popüler bir insan oldun Türkiye'de?

"İyi bir iletişim kurmaktan çok hoşlanıyorum. İyi davranmaya çalışıyorum. Onlar da bana iyi davranıyor bunun karşılığında. Tabii ki insanız, hepimizin hataları olabilir, ama insanlara iyi niyetli olarak davranırsanız, karşılığını alırsınız. Belki de bundan dolayı beni seviyorlardır. Benim de birebir tanıştığım insanlar ile iyi bir iletişimim var, ama tanımadığım insanlardan da bu sevgiyi hissediyorum. Kızlarıma, aileme, eşime de iyi davranıyorlar. Türkiye'ye her konuda müteşekkirim."

"MİLLİ TAKIMA ÇAĞIRILMAYI BEKLEMİYORDUM"

Milli Takım'da oynarken neler hissettin, o dönemde içinde bulunduğun durum neydi?

"Tanrının bir hediyesi oldu bana bu. Açıkçası Fatih hocanın beni takıma çağırmasını beklemiyordum. Çağırdığı zaman bir toplantı, görüşme yaptık ve seve seve gideceğimi söyledim. Bana oynamak isteyip, istemeyeceğimi, kabul edip, etmeyeceğimi sordu. Anında “Evet” dedim. Çok mutlu oldum. Oyunculuk hayatımın zirve noktasıydı. Milli Takım’a seçilmek ve arkadaşlarımla beraber başarılar kazanmak benim için futbol hayatımın zirvesiydi. Ne zaman futbolu bırakırsam bırakayım, hayalimi gerçekleştirmiş olarak bırakacağım. Oynadığım tüm takımlarda başarılar kazandım. Tabii yenildiğimiz de oldu, ama artılar her zaman üstteydi. Milli Takım’da oynamak ve başarıları elde etmekten dolayı kendimi bir futbolcu olarak tatmin olmuş hissediyorum."

Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray, Trabzonspor’u takip ediyor musun?

"Galatasaray'ın kadrosu çok iyi. Fenerbahçe'nin de kadrosu çok iyi.Beşiktaş her geçen gün kendini geliştiriyor. Galatasaray ve Fenerbahçe'nin bu yoğun Avrupa maç trafiği onları ligde biraz zorlayacak gibi geliyor bana. Medical Park Antalyaspor çok iyi gidiyor. Şu anda benim gördüğüm zor bir lig, çekişmeli bir lig o yüzden şu favoridir diyemeyiz."

"G.SARAY BİRAZ DAHA ÖNDE GÖRÜNÜYOR"

Duygusal olarak bir takım söylemek gerekirse hangi takımı söyler?

"Zor bir soru. Üç takımda da oynadım. Trabzonspor'da çok iyi bir dönem geçirdim. Fenerbahçe'de mükemmel bir dönem geçirdim. Beşiktaş'ta oynadım, onlara karşı da sevgim var. Duygusal olarak konuşmayacağım. Hiç birine haksızlık yapmak istemiyorum. Kağıt üstüne dönecek olursak; Galatasaray'ın daha iyi bir kadrosu var. Biraz daha önde görünüyor."

Milli Takm’ın 2014 Dünya Kupası elemelerindeki durumu ile ilgili neler söylersin?

"Dünya Kupası’na katılmalarını ben de çok isterim. Hatta takımı evimde bile ağırlamak isterim. Ama sonuçlar çok kolay olmayacağını gösteriyor. Burada ben ve arkadaşlarım Türkiye'nin katılmasını çok istiyoruz ve destekliyoruz."

Son olarak Türkçe olarak neler söylemek istersin?

"Yanlış bir şeyler söylersem kusuruma bakmayın. İnsanları çok özledim. Mesela eskiden her gün antrenmana gidiyordum, alışverişe gidiyordum. İnsanlar öpüyordu, imza istiyorlardı. Ben çok seviyorum."

Yemek olarak ne özledin?

"Kebap çok seviyorum. Senin kebap getireceğini düşünmüştüm, ama getirmedin"