Son haftaların sönük takımı Trabzonspor, dün akşamki maçın 3’te 2’lik diliminde futbol resitali sunarken izleyenlerine kaç haftadır nerelerdeydiniz dedirttiler. Alkış aldılar. Maç öncesi çirkin dedikodulara da cevap vermiş oldular. Bizi bu işlerin içine çekmeye uğraşmayın dercesine kora kor mücadele ettiler Başakşehir takımıyla.
 
İki takımı da kutlarım. Buraya kadar güzel de bu işin çirkin tarafı da var. Nedir derseniz, TV’den maçı izlerken bir an iki Türk takımının değil de iki yabancı takımın maçını izliyor gibi oldum. Bakın Başakşehir takımının 11’inde tamı tamına 8 yabancı oyuncu, Trabzonspor’da ise sayabildiğim kadarıyla 6-7 oyuncu vardı. Vah Türk futbolu, vah Türk futbolcuları. Bu ne rezalettir, bu ne kepazeliktir.
 
Sahi tuz korkar mı? Kokmuş işte. Başta federasyon olmak üzere kimin ne kadar katkısı varsa eserinizle övünün.
 
Kim bilir yakında milli takımı da böyle oyunculardan oluşturursunuz ve de rahat edersiniz.
 
Bir başka tespit Ersun Yanal’ın oyuna hamleleri idi. Yine yaptı yapacağını 86’de 90+3’de oyuncu değiştirdi.
 
Müzmin yedek Castillo’yu ilk 11’de oynattı. Rodallega’yı oyuna koyarken Castillo’yu oyundan almayarak şaşırttı. Ben şaşırdım daha doğrusu. Castillo oynuyorsa Rodallega da oynamalı. Yusuf kenar değil göbek oynatılmalı. Trabzonspor santraforuz oynamamalı. Hatta çift santrafor oynamalı.
 
Abdulkadir hiç olmazsa son 2 maç oynatılmalı. Olcay son haftalar oyun yerine kayıpları oynuyor. Bero formsuz. Şu hale bakın benim de yazıklarıma. Saçma sapan şeyler işte. Son söz, Ersun hoca maçtan sonra 4 haftanın kayıplarını motivasyonluğa bağlayarak topu yine taca atmış. Bu hoca bunu hep yapıyor. Şaşmamak lazım. Vesselam.