Trabzonspor eski futbolcusu, Trabzonsporlu Futbol Adamları Derneği Başkanı Fatih Tekke bombaladı...

Fenerbahçelilerin 2011 yılı için FETÖ üzerinden algı operasyonu yaptığını ve Trabzonspor yönetiminin buna sessiz kaldığını ifade eden Tekke, bordo-mavili yönetim ile teknik heyetin icraatlarının yanı sıra, başkanı olduğu derneğin kuruluş amacı ve teknik adamlıktaki geleceğini, Ekspres Gazetesi'nden Sertaç Hellaç’a anlattı.

İşte, o röportaj:

 2011’E FETÖ DİYORSUNUZ DA 1996 VE 2005 NE?

Fenerbahçe camiası, 2011 yılı için FETÖ üzerinden algı yaratıp kendini haklı çıkarmaya çalışıyor. Özellikle son 1 haftadır böyle bir algı yapılıyor. Herkes 2010-2011 sezonuna kilitleniyor ancak ben de 1995-96 ve 2004-05 sezonlarını hatırlatayım. Trabzonspor’un bu yıllardaki şampiyonluğu da şike ile elinden alınmıştır. 2011 yılında FETÖ Fenerbahçe’ye operasyon yaptı da 1996 ve 2005 yıllarında Trabzonspor’un şampiyonluğunu kim ya da hangi örgüt çaldı? 15 temmuz darbe girişiminin ardından yapılan temizlik ve alınan olağanüstü hal kararı bir milattır.

İNSANLAR BUGÜN DOĞRUYU SÖYLEMİYORLAR

15 temmuz darbe girişimi sonrası çoğu insan Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım’ın yanında gözüküyor. Ancak biz olayın darbe kısmını değil, futbolu konuşuyoruz. Millet olarak darbeye karşı çıktık zaten. Futbol konuşuyorsak, gerçek şudur: Bizim hakkımız yenmiştir, yenmeye de devam ediliyor. Bugün futbolun içerisinde olanlar doğruyu konuşmuyorlar. Herkes bildiğini söylesin. Eğer futbolun temizlenmesi isteniliyorsa, bir Fenerbahçelinin çıkıp Trabzonspor’un hakkının yendiğini dürüstçe söylemesi gerekir. 1996, 2005 ve 2011 yılındaki şampiyonluklarımız hukuki olarak ortaya koyulmalıdır.

YASAĞI KALDIRDIN, ADAM PALAYLA MAÇA GİTTİ

Türkiye’de şike ve teşvik priminin olmadığı bir dönem yok. Ancak devletin içerisinde yer alan yapının yok edilmeye başladığı dönem, futbol adına da milattır. Futbolu da temizlemeliyiz. Bu millet adalet istiyor. Kim futbola pislik bulaştırmışsa, bu ben dahi olsam, temizleyin kardeşim! Bunun hukuki zemine oturtulması lazım. Adalet yoksa, ortaya başka şeyler çıkıyor. Bakın; 3 gün önce deplasman yasağını kaldırıyorsun, adam bıçaklarla, palalarla maça gidiyor. Olacağı bu! İçerisinden geçtiğimiz süreci futbol adamlarının doğru tanımlaması lazım.

SCOUT SİSTEMİ KURMUŞLAR, EKİBİ TANIMIYORUM

Trabzonspor’da scout ekibi kurulduğu söyleniyor. ‘Vardır’ diyemem. Bir ekip kurulmuş ama içeriği nedir, bilinmiyor. Ben, bu camianın bir parçasıyım ve scout ekibindekileri tanımıyorum. Benimle bu veya benzeri konularda kimse hiçbir şey konuşmadı. Trabzonspor’un transfer politikasıyla ilgili olaraksa çok olumsuz konuşamam. Şu an yaptıkları kötü değil. Yeni kurulmaya çalışan takımın zamana ihtiyacı var. Bekleyip görmek lazım. Hazırlık maçları insanların kafasında net fikirler oluşturmaz. Yeni gelen oyuncular için uyum sorunu çok ciddi bir sorundur.

YAPACAĞIM DEDİĞİNİ YAPMIYORSAN SANA NE DEMELİ?

Kimse Trabzonluları ve Trabzonsporluları aptal yerine koymasın. Seçim öncesinde bunu yapacağız diyorsan, seçim sonrasında bunu yapacaksın. Yapmıyorsan, toplumdaki bunun karşılığı nedir? Bu kişilere ne dememiz lazım? Herkes her şeyin farkında. Korkmayacağız. Hırsızın fener tutması gibi titrek olmayacağız. Doğruya doğru diyeceğiz ama eksik varsa da çekinmeden söyleyeceğiz. Yönetim bir şeyler yapmak istiyor ama bu yapılmak istenenler gerek söylem gerekse de davranışsal olarak hiçbir şekilde bizim istediğimiz düzeyde değil.

SADECE BAŞKANSIN. BENİM İŞİM FUTBOL, SENİNKİ DEĞİL

Trabzonspor başkanlık koltuğuna saygım büyük. Ancak o koltuğa oturan adamın parası var diye futbolu benden daha iyi bildiği iddia edilemez. Benim işim futbol, seninki değil. Trabzonspor için konuşuyorsak, Allah’ın Trabzonspor için sembol bir isim olmayı nasip ettiği bana bir şey sormalısın. Ben sana menfaat için bir şey söylersem, sende çıkar bunu açıklarsın. Mesele şahıs meselesi değil. Mesele, Trabzon’un yok sayılması. Trabzon’da futbol aklı var. Doğru adamları bulup, onlarla yola devam edeceksin. Sağdan soldan kopyala yapıştıra ihtiyaç yok. 

ALTYAPIDAKİ DEĞİŞİM KÖKLÜ MÜ KÖKSÜZ MÜ? TARTIŞILIR!

Trabzonspor altyapısında köklü bir değişim yapılmak isteniyor ama bu değişim köklü mü köksüz mü bu tartışılır. Trabzonspor’dan ziyade bu ülkenin en büyük problemi şahsiyet problemidir. Kim üzerine alınırsa alınsın. Trabzonspor’da seçimler, tercihler, liyakat üzerine yapılmadığı sürece hiçbir başarı elde edilemez. Trabzon gibi ülke futbolunun her noktasında etkin olan bir şehrin aklını yok sayamazsın. Bu, saygısızlıktır. Trabzonspor’da ve özelinde altyapıda yapılmak istenenlere şehir tepki vermiyor, olabilir; ben veriyorum! Benden rahatsız oluyorlar, olsunlar!

BENİ RAHATSIZ EDEN EYLEMLER…

Trabzonspor’da beni rahatsız eden olay, başkanın kulübü sosyal medya üzerinden yönetmesi ve bunu insanlara söylemesi. Ayrıca, Trabzonspor’un Trabzon’dan uzaklaştırıldığını hissediyorum. Trabzon’daki futbol aklının İstanbul’dan çok küçük, cahil görülmesi beni çok rahatsız ediyor. Trabzonspor yönetiminin bir bölümü Trabzon’u ve Trabzon aklını böyle görüyor. Kendileri futbolu daha iyi bildiklerini düşünüyorlar. Hayır kardeşim. Futbolu, en iyi Trabzonlu bildi, en iyisini Trabzonlu oynadı. Ne oyuncuların vardı, pazarlanamadılar.

ŞAMPİYON OLSAK DA DÜŞÜNCELERİM DEĞİŞMEZ

Trabzonspor şampiyon olsa dahi, benim düşüncelerim değişmez. Şampiyon olursak, Trabzonspor teknik direktörü Ersun Yanal ve ekibi başarılıdır derim, alkışlarım ancak Trabzonspor’un iç dinamiği ve özü olmadan hiçbir şey değişmez. Trabzonspor insanlar için ne ifade ediyor, onu tanımlamak lazım. Trabzonlu gibi davransın Trabzonspor. Trabzonspor kendi içerisinden yöneticisini, oyuncusunu ve teknik adamını çıkarıp Trabzonlu gibi davranırsa, dünyaya kafa tutar. Bu söylediklerim iyi analiz edilmelidir.

ÖNCE TEKNİK ADAM, SONRA BAŞKAN!

Kişisel hedefim şu: Dünyanın en iyi teknik adamı olacağım. Trabzonspor’u Şampiyonlar Ligi’nde final oynatabilmek için teknik direktörlük yapıyorum. Kendimi geliştirip başaracağıma inanıyorum. Bu, 15 yıllık hedef. Futbolu iyi bildiğimi düşünüyorum. Sonrasında ise hayatta kalırsam, futbolu futbolun içerisinden gelenler yönetsin mantığı ile Trabzonspor’a başkan olmayı istiyorum. Bunu arzu ediyorum. Bunu yapamadım, başka bir şey deneyeyim şeklinde durumdan vazife çıkarmak değil benim duruşum. Bu hedefim, Trabzonspor’a bakış açımı gösteriyor.

“GEL, BAŞKAN OL” DEDİM, KABUL ETMEDİ!

Bugün aktif çalışan, Türkiye’nin önemli teknik adamlarından birisine, “Gel bu kulübe başkan ol. Olmalısın, çünkü bu kulübün saha ihtiyacı var. Biz de senin yanında olalım. Futbolu futboldan gelenler yönetsin” dedim. Cevabı olumlu olmadı. Yenilmek ya da yenmek değil mesele. Aslolan, mücadele etmektir. Mücadele basit değil ama farketmez. Bizim Trabzonspor’a bir borcumuz var ve bunu ödemek zorundayız. Ödemek için de gereğini yapacağız. Yanlış neyse karşısında olacağız, doğru ne ise de yanında.

CESARET HAVUZUNDA TOPLANACAĞIZ

Trabzonsporlu Futbol Adamları Derneği olarak eylemimiz; Trabzonspor’u gerçekten ve menfaatsiz sevenleri, cesaretini ortaya koyabilecekleri, kendisini yalnız hissettiği için kenara çekilenleri bir araya toplama hareketidir. Bu derneğin önemli bir ilkesi de şu: Futbolu, futbolun içerisinden gelen insanlar yönetsin. Futbol, herkesin tahmininin çıkabileceği ancak herkesin rahatlıkla konuşabileceği kadar basit bir oyun değil. Eylemsel olarak bakalım neler yapabileceğiz. Karanlık yerde ıslık çalıp kendini soyutlamış kişileri cesaret havuzunun içerisine atabilirsek Trabzon futbolu adına çok şeyi gerçekleştirebiliriz diye düşünüyorum.