Trabzonspor’da yaşanan son krizden sonra bütün gözler Celil Hekimoğlu’nda.

Kendisi ile, uzun detay bir sohbetim oldu.

Hekimoğlu; Trabzonspor Başkan adaylığına hazır. Genel kurulun hemen bir an önce yapılmasından yana. Oysa,” Bekle yönetim çöküyor, stratejik olarak Aralık’ta daha şanslısın” dedim. Cevabı şöyle oldu..” Benim derdim ben değilim ki, derdim Trabzonspor. Her geçen saniye, kulüp mali açıdan batıyor…”

Peki bu kadar ağır mali yük O’nu korkutmuyor mu? 

Tam bu soruya cevabını verirken, telefonu çaldı. Özür diledi. “Bu telefona bakmam gerek” dedi. Karşısındaki kişi, çok önemli bir iş adamı. Tanınmıyor ama etkili. Bilinmiyor ama Trabzonlu. Çok medyatik değil ama otomotiv sektörünün can damarı alanında tekel. Evi dünya, iş yeri Avrupa, ikametgahı İstanbul.

Hekimoğlu telefon konuşmasını bitirince “Ali Bey işte ekibimizden biri o sıcak nakit para akışında 6 aylık nefes alacağımız miktarı, şimdiden havuzda oluşturduk. Biz; şehir ve takım için gemileri yaktık, hazırız…”

Peki, ya Trabzonspor’daki ilginç ittifaklar.

Dinazor gruplar.

Tok’mak(!)  elinde olsun isteyen duayenler.

Onları nasıl aşıyor.

Cevabı da şöyle oldu..

“Artık yeni nesil çağdaş, ilkeli oluşumlar var. Mesele onların desteğini almak…”Dediği, o anda İstanbul’dan çok ama çok önemli bir taraftar grubunun lideri Hekimoğlu’nu aradı.
Son tahlilde seninleyiz dedikleri, kararı bildirildi.Hekimoğlu; planlı ilkeli tavizsiz, adeta siyasi anlamda benzetilecekse, milli görüşçüler gibi sandık çalışması yapıyor. Ekipler,  mahalle sorumluları, 60 kişi, ağa gibi örülmüş, örgütlenmiş.

Her şeye rağmen söz Hacıosmanoğlu’nun!

Önceki gece sahur vakti telefonum çaldı.

Arayan İbrahim Hacıosmanoğlu.

Neden? Niçin? Niye? TFF’de Demirören’den yana tavır aldıklarını açıklıyor. Mesleki gereklilikle diledim. Biliyordum ki, benden önce ve sonra da başka gazetecileri aramıştır. Çünkü, bu tavrı ile kamuoyunu aydınlatmak zorunda o nedenle, kaçtığı gazetecileri aramak zorunda.

Anlattıkları inandırıcı gelmese de bir konudaki iddiası dikkatimi çekti.

Söylediği ağır bir iddia ve bu güne dek tanıdığım kişilikleri ile onların üzerine oturmuyor.

Ancak, Trabzon’da Trabzonspor kulvarı kaygan. Bugün dost olanlar yarın birbirinin kuyusunu kazıyor. Ekip anlayışı, tarikat vari oluşumlar, bağlılıklar, Trabzonspor kulvarında çok insanın takındığı tavır sizi şaşırtabiliyor.

Hacıosmanoğlu’nun iddiası o ki, TFF’nin son dönem yönetiminde Trabzonspor adına yer alan iki üyesi;

Şike sürecinde FİFA ve UEFA’nın lehimize  yazışmalarından Trabzonspor’u haberdar etmediler. Bilerek mi, bilmeyerek mi?

Bunu sordum Hacıosmanoğlu’na “Bilerek” deyince;

Söz şimdi hem Mustafa Beyazlı’da hem de Taylan Ünen’de.

Sahi, öyle mi?

Camia, bir kesim tarafından güvenilir değil dense de Hacıosmanoğlu’nun bu iddiasının doğru olup olmadığını merak ediyor.

Sokak adına biz de

Hacıosmanoğlu, doğru mu diyor Mustafa Bey… Taylan Bey

TİSKİ’ciler Haydar Revi bir telefon kadar yakın size!

Büyükşehir Belediyesinin yan kuruluşu TİSKİ’de  Özel idareden gelip, havuza alınarak başka kurumlara gönderilen teknik elemanlar, mahkeme kararı ile geri dönüyor. TSİKİ yönetime de buna çok kızıyor.

Havuz planlamasında; Özel idare’nin siyasi anlamda tek gücü şimdinin il başkanı Haydar Revi’nin görüşüsen TİSKİ’nin o çok bilmiş uzmanları başvurmadı. Hiç ciddiye almadı. Eleman değerlendirmesinde iki sendikacı, bir meclis üyesinin kriterleri ölçüt alındı. Oysa, il genel meclisi başkanı Haydar Revi kapı gibi oradaydı. Tenezzül edip fikrini sormadılar.

Şimdi, mahkeme kararları ile havuza gidenler geri dönüyor. Dönenlere yeniden  sürgün yerine gönderiliyor.

TİSK’nin üst yönetimi yine yanlış yapıyor.

Mahkeme kararı ile dönen teknik adamların bilgi birikimi, yaratıcılıkları, özverileri, projecilikleri, mevzuatı bilmeleri açısından yeteneklerini il başkanı Haydar Revi’ye sorun, sonra mahkeme ile geri dönenleri sürgün ederek cezalandırın.

Aynı şey Ortahisar Belediyesinde de olacak.

Orada da mahkeme kararı ile geri dönüşler başlayacak.

Neden oy kaybettim diyenler siyasi olarak sorumlu oldukları il başkanının fikrini almıyorlarsa, buna tenezzül etmiyorlarsa bilsinler ki, zararlı onlar çıkacak.

ZAYTUNG 
Esed'i Yalnızlaştırma Politikası Başarıyla İlerliyor: Kalan 16 Milyon Suriyeli de 2027'ye Kadar Türkiye'ye Alınacak...