35 yıldır, Trabzonspor’u takip ediyorum.

Bu dönem kadar, yönetimlere karşı cephede, karşı oluş tavır ve duruşlarındaki çeşitlilik hiç görmedim.

Oysa, geçmişte bir yönetim yanlış yaptı mı?

Eksik işlere imza attı mı?

Kulübü zor duruma getirdi mi?

Muhalif çevrede bir blok oluşur, herkesin ortak kanaat ve hassasiyetleri ile ortak bir çözüm bulunurdu.

Ama, şimdi günümüzde öyle değil.

Ya bundan önceki yöneticiler “Delikanlı” ve de Trabzonspor konusunda çok “Hassastılar”

Ya da şimdinin yöneticileri ile muhalifleri “Sosyal rantı” Trabzonspor sevdasının önene koymuşlar.

Bu kadar çeşitli muhalifliğin mantığını ancak böyle anlatabiliyorum.

Şimdi ortama bakın.

Trabzonspor yönetimine muhalif grupların ruh halini bir irdeleyelim.

Hacıosmanoğlu yönetimine kim niye karşı?

1.Gurup: Seçim esnasında Trabzonspor'un sosyal rantını paylaşmada aldığı sözler yerine gelmeyince, karşı cepheye geçenler ki bunlar SAMİMİYETSİZDİR
***

2 Gurup: 1 Gurup içinde olup, aldıkları sosyal rant ile yetinmeyip daha fazla isteyince, bu istekleri kabul edilmeyenler ki, bunlar da samimiyetsizdir
***

3 Gurup: Futbolun her bir kurumundan Trabzonspor üzerinden nemalanmak için yönetime baskı yapıp talepte bulunup bu talepleri kabul edilmeyince karşı tarafa geçenler ki bunlar da samimiyetsizdir
***

4 Gurup: Trabzonspor’da bu yönetimden önce profesyonel görev yapıp yüksek maaş alıp, iyi koşullarda çalışıp, işinden olanlardır ki, bunlar da samimiyetsizdi.
***

5 Gurup; Trabzonspor’da özellikle son 20 yılda, davul yönetimde tokmak bende olsun zihniyetindeki ekabir takımının tokmakı elinden alınınca çılgına dönmesidir ki, bunlar da samimiyetsizdir.
***

6 Gurup: Siyasi pozisyonları ile Trabzonspor’a bakış açıları değişkenlik gösteren siyasi çevrelerdir ki, bunlarda samimiyetsizdir.
***
7 Gurup: Bu gruptakiler de, yönetimi karşı olanlara karşı bir tavır içinde olup, yönetimden nemalandıkları süre içinde, yönetimin yanında, nemaları kesilince ilk iki grup içine her an gireceklerle doludur ki, bunlar da samimiyetsizdi.
***

8 grup: Sokaktaki muhalifler. Taraftarlar. Ki bunlar Trabzonspor'un gerçek sahipleridir....SAMİMİDİRLER...
***

Şimdi, bu kadar çeşitlilik gösteren muhalif cephede; Trabzonspor’un ruh hali ve görüntüsü, aynı Suriye gibidir.
Esed ya da Esat’a karşı yığınla grup vardır ama Eset ya da Esad ayaktadır.
Niye?
Çünkü muhaliflerin bir çoğunun inandırıcılığı yoktur.

***

Mesele, Trabzonspor’un sosyal ve siyasal rantını paylaşmak olunca, iş arap saçına dönüyor, yönetim de istifalar peş peşe gelse de ayakta duruyor.
Niye?
Çünkü “At izi it izine” karıştı.
Çünkü, yönetim içindekiler de muhalifler de Matruşka bebeleri gibi. Kucak kucağa oturmuşlar. İç içeler.

***

Herkes, herkesin açığını, Trabzonspor’dan aldığı sosyal rantı biliyor. Ortam gerilince, eteklerdeki taş dökülüyor.
Çünkü artık, futbol futbol olmadığı gibi, Trabzonspor da Trabzonspor değil.
Bu şehrin en büyük mali yapısı Trabzonspor’un elinde.
Onun kadar parası olan bir kamu kuruluşu yok.
Olanlarda da benzer kavga var.
İşte, Belediyeler işte KTÜ işte TTSO…

***

Yani, mesele rantın başında olmak.
O zamanda,  bir zaman için ne idüğü(!) belirsiz bir adam olursan sonra yönetime karşı cephede yer aldığında;
Akil adam olarak görülüsün.

***

Trabzonspor’da bu var.
Dün, bundan yönetici mi olur diye tu kaka edilenler, yönetime karşı cepheye geçince muhalif kanadın “Prensi” olabiliyorlar.
Açık ve kim olduğunu söylemeye gerek var mı?
Muhalif kanatların birbirine geçişken gruplarına bakın, göreceksiniz.
Şimdi gelelim önemli meseleye.
Yönetime muhalif gruplar arasındaki geçişkenlik nedeni ile Trabzonspor’da işler kötü gidiyor. Muhalif cephede fikir birliği yok.
Bir zamanlar Platformlar vardı, dağıldı.
Niye?
Platformlarda da tokmak başkasının elindeydi.
Kim samimi, ciddi, hassasiyetli ve de gerçekten Trabzonspor sevdası ile kulübü uçuruma getiren bu yönetime karşı dik duruyor onu tespit etmek çok zor çok.

***

Bakın ben kendimden örnek vereyim.
Başkan ve yönetime ciddi şekilde inandım. Destek verdim. Oyum yoktu ama topladım. Dedim ki, sokak Trabzonspor’a el atıyor.
Ne sosyal ne siyasal ne de maddi rantından faydalandım. Sokaktaki taraftar gibiydim,
Hatta bedel bile ödedim.
Aziz Yıldırım’la şike sürecinde mahkemelik oldum. Ceza aldım, sabıkalı bir TC vatandaşı oldum. Yüklü tazminat ödedim. Mahkeme süreçlerinin bütün masraflarını cebimden ödedim. Avukat tuttum, çoluk çocuğumun nafakasından kestim.

***

Bu yönetimin samimiyetine güvendim.
Ama hey hat, işlerin iyi gitmediğini gördüm.
Benim muhalifliğim, yukarda saydığım grupların hiç biri değil.
Onlarla kendi aramda kalın bir çizgi çiziyorum.
Tek başıma da olsam, tek başıma bu yönetime direneceğim.
Biline…