61SAAT HABER SERVİSİ 

Trabzonspor’da Hukuk Kurulundan istifa eden Av. Nusret Yılmaz, bugün Trabzon Gazeteciler Cemiyetinde bir basın toplantısı düzenledi.  Türkiye’de Şikenin ispat edildiği 3 Temmuz tarihine bir gün kala toplantı düzenleyen Yılmaz, hem Demirören Federasyonu hem de Trabzonspor Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu’na sert ifadelerle yüklendi. 
Yılmaz, “Bugün 2 Temmuz. Türkiye' de şikenin varlığının ve bu faaliyetlerin kapsamlı bir şekilde yürütüldüğünün mahkeme kararı ile tescillendiği gün... Bilindiği gibi; yargı kararlarıyla da tespit ve tescil edilen şike faaliyetlerini unutturmak ve örtmek üzere, yazılı ve görsel medya ve federasyon üzerinden kamuoyu yaratılmaktadır. Maalesef şehrimiz ve camiamız da, ülkemizdeki bu genel duruma uyum sağlıyor gözükmektedir.” Dedi. 
2011 Trabzonsporlu taraftarların çalınan mutluluğunun yılı olduğunu kaydeden Yılmaz, 
“2011 yılı, Trabzonspor'dan gasp edilen şampiyonlukla hafızalardaki yerini almıştır. 2011 yılı, bizlere yaşatılmayan şampiyonluğun, çalınan mutluluğun yılıdır. Ve Yıldırım Demirören Federasyonu'nun bu süreçteki rolü herkesin malumudur. Lakin unutulmuş olabilir. Hatırlatmakta fayda vardır: 
• Demirören Federasyonu döneminde, talimatlar ve kurullar değiştirilmiş, hazırlanan raporlarla şike aklanmaya çalışılmıştır. • Demirören Federasyonu döneminde, şikeyle emekleri gasp edenler korunmuş ve hatta ödüllendirilmiştir. 
• Demirören Federasyonu döneminde, Kuruluş Yasası' nın ve bağlı bulunulan talimatların yüklediği görevler yerine getirilmemiş, şike faaliyetleri örtülmeye çalışılmış ve bununla da övgü beklenilmiştir” dedi. 
TRABZONSPORLUK MAKAMINI İŞGAL EDEN
Trabzonspor Başkanı Hacıosmanoğlu hakkında sert ifadeler kullanan Yılmaz, konuşmasına şu şekilde devam etti: 
“Trabzonspor başkanlık makamın, işgal eden İbrahim Hacıosmanoğlu ise bütün söylemleri hilafına (ne kadar aksini söylemeye çalışsa da) bu federasyona destek vermiştir. Kendisinin "namus davası" olarak adlandırdığı davada, ödeme yoluyla ikna edilmiş olmayı tercih etmiştir. Demirören Federasyonu'na verdiği desteğin, hukuki süreçte kulübümüzün karşısına çıkması kaçınılmazdır. 
İbrahim Hacıosmanoğlu'nun ve Yönetim Kurulu' nun şike sürecinde, kulübümüze verdiği zararlar, bununla da sınırlı değildir. Şike olayına karışan, eylemleri mahkeme kararları ile tescillenen ve hatta bazılarının yargılaması devam eden şahıslarla, onların savunucuları ile bir olmaktan, birlikte hareket etmekten, aynı karede bulunmaktan ve hatta onlara "Kefil" olmaktan çekinmemiştir. 
CAMİANIN BÜTÜN DEĞERLERİ YERLE BİR ETMEK
Camianın bütün değerlerini yerle bir etmekten, camiamız ile özdeşleşmiş şahıslar' karalamaktan, kulübün idari ve mali yapısında onarılmaz hasarlar oluşturmaktan, kendisini alkışlayanlar hariç herkesle kavga etmekten, onlara iftira atmaktan, onları hedef göstermekten, yol arkadaşlarını rencide etmekten çekinmemiş; birlik ve beraberliği bırakınız tesis etmeyi çatışma ortamı yaratarak buradan beslenmeyi tercih etmiş; eylemleri ile söylemleri sürekli çelişmiş; usul ve üslubuyla da kulübümüz imajına çok büyük zararlar vermiştir. 
Kulüp menfaati açısından önemli olan müracaatların zamanında yapılmasına set olmuş, kendi hatalarını kabullenmek yerine sürekli başkalarını suçlamış, Türkiye' nin en büyük camialarından ve ekonomik değere haiz borsaya açık şirketlerinden biri olan Trabzonspor' un "Bakkal" mantığı ile yönetilebileceğini düşünmüş ve bu doğrultuda hareket etmiştir. 
TRABZONSPOR’DA TRAVMA
Trabzonspor bu travmanın etkilerini azaltabilmek, toparlanabilmek ve yoluna devam edebilmek adına bir an önce yargının da işaret ettiği şekilde kongreye gitmelidir. Hukuk ve Adalet kavramlarının sadece şike davasında kullanılabilecek kavramlar olmadığı bilinmelidir. 
Camia olarak maddi manevi anlamda dip yaptığımız bu durumdan kurtulabilmek adına herkes egolarından sıyrılarak hareket etmeli ve taşın altına elini koymaktan çekinmemelidir. 
TRABZONSPOR’U ZOR GÜNLER BEKLİYOR
Trabzonspor'u çok zor günlerin beklediği aşikârdır. Ama camiamız tarihinden, geleneklerinden, özünden, belli ki mevcut yöneticilerinin yoksun olduğu yüklendiği misyondan güç alarak bu sıkıntılı dönemi de aşacak ve Kulüp Başkanı ve Yönetim Kurulu vazgeçse de çalınan haklarının iadesi için mücadeleye devam edecektir. 
YARIN ŞİKENİN BAŞLANGIÇ TARİHİ
Yarın 3 Temmuz. Türkiye' nin yüzleşmek durumunda kaldığı ve etkileri halen devam eden "Şike" sürecinin başlangıç tarihi... Bu sürecin hukuk kısmında başlangıçtan beri yer alan, elinden gelenin en iyisini hiçbir beklenti duymaksızın yapmaya çalışan, emeğini, zamanını ve maddiyatını harcamaktan çekinmeyen; camiasına daima gerçekleri söyleyen, hayal satmayan, oynanıayan, düşünerek konuşmaya çalışan; yeri geldiğinde "Susmanın" erdem olduğunu, hatadan münezzeh olmadığını bilen, süreci her yönüyle hatırlayan birisi olarak yarın bu sokaklarda alnım ak, yüzüm pak, vicdanım rahat, yürümeye devam edeceğim. Trabzonspor Camiasında telafisi güç veya imkânsız hasarlara yol açan, yaptıkları- yapmadıkları- yapılmasına engel oldukları ile camianın yüzünü kızartan Hacıosmanoğlu' nıın ne yaparsa yapsın ardındaki enkaz peşini bırakmayacaktır” 
HACIOSMANOĞLU’NA CEVAP VERDİ
Trabzonspor Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu’nun kendisini yalancılıkla suçlaması sonrasında Yılmaz, “Bir kere ben sayın Hacıosmanoğlu’nun burada ismi ve kişiliği ile ilgili söylediklerini çok ciddiye almam. Ama Trabzonspor Kulübü Başkanı Makamında oturan bir şahıs olarak o makamı bugün için işgal eden şahıs olarak söylediklerini bugün değerlendiririm. Söylediklerine de bu bağlamda bakarım. Ben hangi hususta kime yalan söyledim. Kim söyledi bu lafı bana. Bana bu yakıştırmayı yapan kimdir? Benim için bu şekilde bir beyanı kara mizah örneğidir. Siz neyi anlatırsanız anlatın bu karşınızdakinin anlama kabiliyeti ile orantılıdır. Ben bir Genel Kurul üyesi olarak çıktım, kongrelerde konuştum. 
CAS süreciyle ilgili söyledimlerimle ilgili Hukuk Kurulunda ki isimlerden şahitlerim var” dedi.