2010-11 futbol sezonu kupası, Trabzonspor’un müzesine gelecek.
Çünkü;
Hak,hukuk ve adalet böyle diyor.
Bu memlekette;
1980 darbesini yapanlar yargılanıyor mu? Evet
Bu memlekette 28 Şubat sürecinin kahramanları yargı önünde mi? Evet
Bu memlekette, Dersim’de isyanın bastırılmasından sonra bir asır sonra özer diledi mi? Evet
Bu memlekette, işkence insanlık suçu mu? Evet
Bu memlekette adalet geç de olsa tecelli ediyor mu? Evet
Bugün olmasa bile yarın olmasa bile öbür gün olmasa bile bir gün o şampiyonluk kupası Trabzonspor’un müzesine gelecek.
Bu memlekette, 1980 darbesini yapanların zamanında kılıcı kesiyor muydu? Evet
Ya bugün.. Yargı önündeler değil mi..?
Bu memlekette Trabzonspor’un hakkını hukukunu ve de şampiyonluğunu konjektürel olarak engelleyenler kupasını vermeyenler, bir gün 80 darbesinin kahramanları gibi yargılanacaklar. Geç te olsa, o kupa, Trbzonspor müzesine girecek.
Bu memlekette dağa taşa Kenan Evren adı yazıldı. Okullara adı verildi. Mahalleler onun adı ile adlandırıldı.
Sonra, şimdi hepsi tek tek siliniyor. Tabelalar iniyor.
Bir gün bu memlekette Trabzonspor’un kupası işte öyle verilecek.
2010-11’in şampiyonu ilan edilen Fener’in o yılla ilgili bütün ünvanları bir gün geri alınacak. Emanet yerini bulacak. Bu olacak. Hem adaletin hem Allah’ın tecellesi gerçekleşecek.
Bir gün bu memlekette Trabzonspor’un kupasını gasp edenler, yıllar sonra da olsa hesap verecek.
Bu memlekette demokrasi varsa hukuk varsa bu o-la-cak. O kupa Trabzon’a ge-le-cek. Yerine ko-na-cak.

RİZELİ DOSTLARA AÇIK MEKTUP
Rizeli mesliktaşlar sporda motivasyon ve ahlak konulu panele, Rıdvan Dilmen’i davet etmişler. Ya Allah aşkına Rizeli dostlarımız. Meslektaşlarımız. Ya, komşu evinizde cenaze var. Millet ağlıyor, siz düğün yapıyorsunuz. Rıdvan Dilmen, şikenin ahlaksızlığın içine batmış. Yapmayın Allah aşkına..
Türkiye’nin her hangi bir yerinde böyle bir panel olsa, Rıdvan Dilmen çağrılsa da yine içimiz acırdı. Ama Rize’de yanıbaşımızda düzenlenince yüreğimiz parçalandı.
Rıdvan Dilmen’in komşuda cenaze varken acı varken sporda ahlak konusunda en çok acı yanmışken çağrılması bizi üzdü.
Ve bereket ki yanlıştan dönüldü. Yanlıştan dönülürken de Rizeli meslektaşlarımız bu haklı tepkiyi koyan bizlere provakatif gazeteciler diye suçladılar.
Yüreğimize köz basıyor bu ağır suçlama karşısında sessiz duruyoruz. Büyüklük bizde kalsın.

KARMATE’YE ÖĞÜTLER

Karmate grubunun bütün üyelerini tanırım. Onlar da beni.
Oturmuşluğumuz dertleşmişliğimiz de vardır. Hatta, babaannemin Lazca söylediği aşk kokan bir türküsünü de onlara söylemiştim. Hoşlarına da gitmişti. Devamını getirin dedim. Bilmiyorum getirdiler mi?
Memlekette bir konserde izleyicilere hakaret ettiler.
Doğruya doğru, eğriye eğri.
Kimsenin kimseye hakaret etme hakkı yok. Hakareti kamufle etmeye de. Karmete bir isyandır. Derelerin çoşkusudur. Bilmeli ki Karmete, kendin dinleyenler de isyankardır. Hakarete karşısında susmaz.
Bu tür çıkışlar yapan sanatçılar bir yerde böyle ağır hatalar yapacaklar ki?
Hem derslerini alacaklar, hem tecrübe kazanacaklar hem de olgunlaşacaklar.
Karmate ancak Karmete oldu. Hayranlarına hakaret ettiler, tepkisini aldılar. Cezasını çektiler, özrünü dilediler.
Şimdi yola daha güçlü devam edecekler..

BURAK YILMAZ VE GERÇEKLER
Burak Yılmaz, gitmeliydi. Gitti. Onun ki kuşun yuvadan kopuşu gibidir. İyi de para kazandırdı. Yönetim iyi bir strateji geliştirdi. Burak’ı para kazanarak gönderdi. Kimse vazgeçilmez değil. Biz kimleri gönderdik. Kimlerin arkasından ağıt yaktık. Yürüdük, bağırdık çağırdık. Baki kalan Trabzonspor.
Şimdi Trabzonspor Burak Yılmaz’ın boşluğunu doldurmalı. Şener ve yönetimi ve de Şenol Güneş bu konuda taraftarın yüreğine su serpecek motivasyon ve pisikolojik harekata girmeli, yeni transferlerle taraftarı coşturmalıdır . Bunu bekliyoruz.