Geçtiğimiz sezon başında Belçika’nın Westerlo takımından büyük umutlar transfer edilen Paulo Henrique beklentiler cevap veremeyerek vasat bir sezon geçirdi. Kariyeri adına bordo-mavili takımda iyi bir sezon geçiremeyen Brezilyalı oyuncu 44 maçta forma giymesine rağmen 9 maçta 90 dakikada sahada kalabildi. Bordo-mavili kulübe 4 milyon 500 bin Euro gibi bir rakama büyük umutlarla transfer olan Henrique ligde 2, Avrupa’da ise 1 gol atarak sezon boyunca 3 gole imza atabildi. Kötü bir sezon geçiren Brezilyalı oyuncu yakın arkadaşlarıyla birlikte Brezilya’da tatilin keyfini çıkartarak stres atıyor.

Bu sezon Şampiyonlar Ligi ve Avrupa Ligi’nde çok iyi deneyimler elde ettiklerini belirten Henrique, ancak ligdeki derece ne bizim ne de camia için tatmin ettiğini gelecek sezon daha yüksek bir derece elde etmek zorunda olduklarını belirtti.

Kendisine ait twitter hesabından Brezilya’daki günlerini paylaşan oyuncu yakın arkadaşlarıyla plajda çektirdiği fotoğrafları yayımladı. Yeni sezona bomba gibi girmek isteyen Henrique, arkadaşlarıyla çok mutlu olduğunu ifade etti.

ROPÖRTAJ VERDİ!

Trabzonspor’un genç oyuncusu Paulo Henrique eski takımı Heerenveen’in Corner gazetesine verdiği röportajda “Türkiye liginde yüksek bir dayanıklılığa sahip olmanız gerekiyor” dedi.
Futbol kariyerine Atletico Mineiro’da başlayan Henrique, 2007 yılında Hollanda’nın Heerenveen takımına transfer oldu. Heerenveen’de üç sezon oynadıktan sonra Brezilya’ya döndü. 2010 yılında Belçika’nın Westerlo takımına kiralık gitti. Burada büyük başarılar elde eden genç oyuncu 2011 yılında Trabzonspor’a transfer oldu. Henrique, Corner gazetesine verdiği röportajda Hollanda’da oynadığı dönemi, Trabzonspor'daki ilk yılını ve gelecek planlarını anlattı.
Türkiye’ye ve Türk futboluna alışmanız zor oldu mu?
Türkiye’ye ve Türk futboluna alışmakta zorlanmadım. Buradaki insanlar ve kültür benim ülkeme çok benziyor bu yüzden zorluk çekmedim.
En rahat oynadığınız mevki nedir?
Rahat oynadığım iki mevki var. Bunlardan bir tanesi forvet, diğeri ise forvet arkası. Her ikisinde de rahat ve özgüveni yüksek bir şekilde oynayabiliyorum.
Trabzonspor’un size ne gibi katkıları oldu ilk yılınızda?
Trabzonspor’un bana en büyük katkısı oyun içindeki dayanaklılığımı ve sürekliliğimi daha üst seviyeye çekmem oldu.
Heerenveen ve Westerlo taraftarından sonra Trabzonspor taraftarını nasıl buluyorsunuz?
Heerenveen’de tribünler hep dolu olurdu. Westerlo’da da çok büyük bir stadyum olmamasına rağmen yine bir taraftar desteğimiz olurdu. Ancak Trabzonspor taraftarı çok farklı bir yapıya sahip. Takıma karşı çok tutkulu ve bağlılar.

Trabzonspor taraftarının beklentilerini karşıladığınızı düşünüyor musunuz?
Ligin ilk yarısında, özellikle sakatlık geçirdiğim dönemde taraftarın beklentisini karşılamakta zorlandım. Daha sonrasında yavaş yavaş oyun ritmimi bulmaya başladım. Bugün beklentilere daha iyi karşılık verdiğimi düşünüyorum.

Heerenveen takımını takip ediyor musunuz?
Heerenveen takımını halen takip ediyorum. Orada yaşayan bir arkadaşım var. Facebook üzerinden kendisiyle haberleşiyoruz. Mümkün oldukça maç sonuçlarını, ligdeki pozisyonlarını takip ediyorum. Ayrıca maçları da internet üzerinden izlemeye çalışıyorum.

Friesland bölgesindeki arkadaşlarınızla hala görüşüyor musunuz?
Friesland bölgesindeki arkadaşlarımla hala irtibat halindeyim, onlarla sık sık görüşüyorum.

Heerenveen’de oynadığın zamana dönüp baktığında neler düşünüyorsunuz?
Heerenveen’deki oynadığım zamana dönüp baktığımda ilk sezonum çok zor geçmişti. Brezilya’dan ilk kez çıkmıştım ve Avrupa’daki ilk sezonumdu. İkinci sezonumda maçların hemen hemen yarısında ilk 11’de sahaya çıkmıştım ve takımın en çok gol atan ikinci oyuncusuydum. Üçüncü sezonum ise boğazımdan geçirdiğim operasyon ve takımın o dönemki teknik direktörüyle yaşadığım sorunlar nedeniyle sıkıntılı geçmişti. Sonrasında sözleşmem bitti, ben de uzatmamayı tercih ettim ve Brezilya’ya döndüm.

Heerenveen’de oynadığınız dönemin hayatınızdaki olumlu etkileri nelerdir?
Heerenveen’de oynamanın hayatıma en büyük etkisi Avrupa futboluna ve kültürüne ayak uydurup, yakından tanımam oldu. Orada edindiğim arkadaşlıklar beraberinde çok güzel hayat deneyimleri getirdi.

Hollanda ve Belçika liginden sonra şimdi Türkiye’de oynuyorsunuz. Bu 3 lig arasında değerlendirme yapmanızı istesek neler söyleyebilirsiniz?
Hollanda ve Belçika ligleri birbirine benziyor. Oralarda oyun hızlı bir şekilde oynanıyor. Bu iki ligi Türkiye ligiyle kıyasladığımızda burada daha yüksek bir dayanıklılığa sahip olmanız gerekiyor. Ayrıca takımlar ve taraftarlar arasındaki rekabet düzeyi yüksek ve maçlar çok daha sert geçiyor.

Avrupa’da en çok hangi ligi takip ediyorsunuz?
Avrupa’da takip ettiğim lig İtalya Serie A. Küçüklüğümden beri hep bu ligde oynamak istemişimdir. Oradaki favori takımım Inter. İdollerim de Ronaldo ve Romario. Bu iki isim de kariyerlerinin bir bölümünü Hollanda’da geçirmiş oyuncular.

Gelecek için planların nedir?
Trabzonspor forması altında çok iyi bir performans sergileyip yükseldikten sonra Avrupa’nın önde gelen liglerinden birinde; Almanya, İtalya veya İspanya’da forma giymek istiyorum.

Hedefini gerçekleştirmek için neler yapıyorsun?
Hedefimi gerçekleştirmek için her antrenmanı, her maçı bir fırsat olarak görüp, elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum. Mücadeleyi asla bırakmıyorum.

Hollanda’daki hayranlarınıza neler söylemek istersiniz?
Hollanda’daki tüm dostlarıma, Heerenveen taraftarlarına kucak dolusu sevgiler gönderiyorum. Bir gün onlarla tekrar karşılaşacağımı umuyorum.
Röportaj: Esma Toker | Corner Gazetesi - Mayıs 2012
Kaynak: Joganita