Karadeniz'in kendine özgü gruplarından Karmate'nin solisti ve şuana müzik hayatına tek başına devam eden Resul Dindar, fanatiği olduğu Trabzonspor'a ikinci şarkısını yazdı. İnternet ortamında Trabzonsporlu taraftarlar arasında bir anda yayılan şarkı büyük beğeni toplarken sözleri de bir hayli anlamlı. 
Bordo-Mavili renklere gönül veren Resul Dindar, Trabzonsporluluğunu ise geçtiğimiz yıllarda Joganita.net'e verdiği ropörtajda çarpıcı ifadelerle anlatmıştı. 

Şimdi hem size o ropörtajı verelim hemde şarkıyı dinletelim...

Her Trabzonsporluda olduğu gibi eminim futbol senin için topun çizgiyi geçmesinden daha başka bir şey. Peki neden Trabzonspor ? Trabzonsporluluk senin için yöresel sebeplere mi dayanıyor ?

Yaşadığım yer bir dağın eteğiydi ve hayat adına birşeyleri tanımlamakla ilgili pek bir şey bilme şansımız yoktu. Çocuktuk sadece duygusal ve en önemlisi masumduk. Mesela o zamanlar şuanda düşündüğüm Trabzonspor’u hayal bile edemezdim. Bir yandan da Trabzonspor bir yaşam mücadelesiydi benim için. O zamanlar bir kalp rahatsızlığı geçirmiştim. Aslında Trabzonsporluluk babamın beni tedavi için Trabzon’a götürmesiyle başladı diyebilirim. Hastaydım ve evladını mutlu etmek isteyen bir baba vardı.

Bana ne istediğimi sorduğunda cevabım henüz rengini bile bilmediğim Trabzonspor formasıydı. O  an hangi mantıkla onu istedim bilmiyorum. Sadece dayımdan ismini duyduğum rengini stadını şehrini devrimini ve gücünü bilmediğim bir Trabzonspor tanıyordum. Tek bildiğim sadece Trabzonspor forması istiyordum. Stadın karşısında bir mağaza vardı ve oraya gidip bir Trabzonspor forması ile bir çift bordo mavi çorap almıştık. O gün ilk defa bir büyük şehir ve büyük bir stad görmüştüm. Biri bana bugün neden Trabzonsporlusun diye sorsa, analatamam sadece sevıyorum. Ben Trabzonspor’un formasını ve renklerini sevmiştim. Neden renklerini o kadar çok sevmiştim bilmiyorum. Ama bilmemek güzel. Ben seviyorum ve sevdiğin birşeyin tarifi anlatılması güç belki de imkansızdır. Bu böyle bir sevgi.  Ailede Trabzonsporlu sadece üç kişi vardı.

Bu kadar kalabalık bir ailenin içerisinde benim o Trabzonspor’a inancım ve sevdam.. ben bugün hala onu düşünüyorum. Çevremdeki insanlar benı bu kadar geliştirdi ve duygularıma bir çok  şey işlediler. Ama değişmeyen ve asla değişmeyecek olan birşeyde budur: Trabzonspor’a olan sevdam. Mesela şarkı söyelemeye inancım bu da onun gibi bir şey diyebiliriz. Trabzonspor ve şarkı söylerken aldığım huzuru başka şeylerde bulamıyorum. Ben neyi sevdiysem onu istedim. Nasıl ki şarkı söylemeyi istedim nasıl ki Trabzonsporu istedim bugün bende kalan ve değişmeyecek olan en önemli iki şey herhade budur. 

Futbol ile Trabzonspor’u tamamen özdeştirebiliyormusun ?  Resul Dindar’a göre nasıl olmalı Trabzonspor ?
 
Trabzonspor bir yaşam. Benim için futbolla Trabzonspor çok farklı bir şey. Futbol spor, Trabzonspor benim için sadece spor değil. Benim takımım, benim stadım, yuvam, bak Kazım çalıyor orada, bizim rüzgarımızın estiği, doğamızın olduğu yerde. Trabzonspor benim bir parçam. Trabzonspor ayrı, bir futbol takımı olarak bakamam. Ben Trabzonspor’u sadece bir futbol takımı olarak sevmiyorum. Yanlış olan herşeye karşı gelme devrimci niteliği işte bunlara devam etmeli, bela olmalı. Herkes gibi oynamamalısın, farklı oynamalısın. Saldır! durma sonuna kadar koş, son nefesine kadar yapış adama, bela ol.

Trabzonspor, Barcelonadan bile farklı. Sen saldırcaksın fırtına gibi olacaksın. Karadeniz gibi olacaksın, dereler gibi akacaksın, karadeniz gibi dalga vurup ritiminde horon oynayacaksın. Sen Trabzonsporsun. Karadenizli insan cesaretlidir, gözü karadır bilhassa kendin olacaksın. Hami gibi mesela kim vurabilir öyle? “ Karadenizin suyunda herkes yüzemez dalgasından sebep.  Ne zaman geleceği belli olmaz, kayalığından sebep” senin takımın böyle olmalı. Herkes Trabzonspor’un suyunda yüzememeli. Bu adamlar deli demeliler. Ben bu futbolcunun yanından nasıl geçerim diye korkmalılar. Horon yeri olmalı bu sahalar. Hem Hamsi diyorlar bize hamsi baluk değildirki hamsi adamdur adam.
 
Sanatçı kimliğinin yanında sosyal olaylara ne kadar duyarlı olduğunu biliyoruz. Bilhassa her sanatçı önce insandır. Yok edilen vadilerimiz ve sahillerimiz anı zamanda yok edilen geçmişimiz daha da önemlisi geleceğimizdir. Bizler gurbetten memlekete özlem besler kendisine şarkılar söylerken aynı zamanda HES projesi ve Karadeniz Sahil yolu adı altında gerçekleştirilen katliama ne diyorsun ?
 
Doğa insanın yaşamının bir parçası ne kadar bölünür ve parçalanırsa bizimde yapı ve karakterimiz o kadar parçalınıyor. Sanatı yapmamızın bir sebebi de Karadeniz’i korumadır aslında. Yani Karadeniz’e verilen zarar bizlere ve kültürümüze verilen zarardır. Bunu düşünmek için sanatçı olmak ya da Karadenizli olmak gerekmiyor. Bunlar benim yüreğimde yangıdır ve elimden geldiğince dile getirmeye çalışıyorum. Bu konuda kendimi nefesimden bir şeyler vermek zorunda hissediyorum.
 
Peki ya Trabzonspor’un Hes yapması,  bu konuda ne düşünüyorsun?
 
Karadenizin en büyük takımı Trabzonspor, sadece Karadenizin değil Türkiye’nin en büyük takımı Trabzonspor. Ben Artvinliyim Trabzonsporluyum Trabzonlu olmam gerekmiyor. Karadenizin en güzel, en şanlı takımı, şampiyonluklar yaşayan, devrimler yapan kirli düzenleri bozan bu köklü yapı.  Sen hangi vicdanla tutup da kendi coğrafyandaki doğayı parçalamaya, yok etmeye kalkarsın ?  Trabzonspor değil bu.

Trabzonspor bunu yapacak duyguda değil. Trabzonsporun tarihine bugün Karadenizdeki doğayı katletmek yakışmıyor. Bir futbol takımını başkanlar yönetmez taraftar yönetir. Trabzonspor taraftarı ne kadar birlik olursa, ne kadar bilinçli olursa Trabzonspor özgür, yanlışa karşı, doğrunun yanında olur.  Ben en azından bu saatten sonra birşeylerin değişmesi lazım diye düşünüyorum. Trabzonsporun böyle şeylerden uzak olması, örnek gösterilmesi lazım.
 
Emeğe bu kadar değer verirken futbolda yaşanan şike ve hak davası hakkında ne diyorsun ?

Seni çekip başkalarını yukarı çıkarmaya çalışabilirler ama bizi bilen biliyor. Trabzonsporu bilen biliyor.Burada yok edilmeye çalışılan bir emek var, harcanan bir emek var ama hak yerini mutlaka bulur. Sen önüne bakmalısın şike davası Trabzonspor’a yakışmayan futbolu örtbas etmemeli.Sen Trabzonsporsun. Gerekirse bir puan fazla alıp şike yapmalarına izin bile vermemelisin. Sen farklısın, sen koskaca ülkede koskoca dünyada farklısın. Bir futbol takımı değilsin bir yaşamsın, hayatın bir parçasısın. Bunu düşünüp daha iyi mücadele etmelisin.  İşte Trabzonspor’un futbola ve o eski Trabzonspor’a devam etmesi de böyle bir şey.

Trabzonspor o kadar büyük ki bir kupaya takılmaz. Biz geçmişte nasıl aldıysak o kupaları yine alırız, alacağızda. Gerçekten benim için bir yönden de Trabzonspor budur. Trabzonspor’un bir yaşam olduğu gerçeğini göz önünde bulundurarak söylüyorum,Trabzonsporlu olmak Trabzonsporun şampiyon olması değildir. Trabzonspor’u bir kupayla sevmeyeceğiz. Biz gerçekten şampiyon olsun diye, müzesini doldursun diye, şampiyonlun naraları atalım diye sevmedik yaşamımızın bir parçası olduğu için sevdik.

Mesela istanbul ve  karadeniz. Arada ki farkı düşünün İstanbul takımına yakışan budur zaten, Karadeniz takımına yakışan da budur. Bu hayatta herşeyi parayla yaşayabileceğin, herşeyin bu kadar hızla tüketildiği ve emeğin hak ettiği değeri alamadığı bir şehrin takımının yapacağı budur zaten. Ama karadenizde böyle değildir. Benim için Trabzonspor’u sevmemin bir yanı da budur. Parayla elde edilebilecek bir sevgi değildir.
 
Daha önce ki bir konuşmamızda “Herkes Trabzonsporlu olamaz, Trabzonsporlu olmak yükümlükler ister” demiştin. Nedir  Trabzonsporlu olmanın zorluğu ve taşımayı gerektiren yükümlülükleri ?
 
Trabzonsporlu olmak Trabzon gibi Karadeniz gibi durmak gerektiriyor. Karadeniz kendi başına bir yaşamdır, dağı, mücadelesi, bir arada yaşaması, rüzgarı, yağmuru, soğuğu..  Taraftarımızın da karadeniz gibi olması gerekiyor. Bir karadeniz kimliğini taşımak neyse Trabzonspor’u tutmak öyle birşeydir.. Trabzonspor bir cephe değil bir kültürdür bir sevdadır.

Ben şampiyon oldum diye Trabzonsporlu olmamalı bir taraftar. Bu böyle küçük bir sorumluluk ve sevda değildir. Ben nasıl ki balığı seviyorum, derede gezmeyi seviyorum, şivemi, karadeniz insanını seviyorum Trabzonspor’u da bunlar gibi yaşamımın bir parçası olduğu için seviyorum. Beni yakışan bir şekilde temsil ettiği için seviyorum. Her Trabzonsporlu bu bilinç ve inanmışlıkla hareket etmelidir diye düşünüyorum.
 
Joganita ismi ile yola çıkan bir oluşumumuz var. Türkiyenin ilk futbol kütüphanesi, temiz futbol belgeselleri gibi bir çok başarılı projelere imza attıldı. Sloganımız ise “Temiz futbol, güzel oyun.”  Bu sloganı bizlere bir de sen yorumlaya bilirmisin ?
 
“Temiz futbol, güzel oyun” dendiğinde aklıma ilk olarak Trabzonspor geliyor. Temiz denilince ise aklıma sadece Trabzonspor geliyor. Çünkü biz temiziz. Güzel oyun ise Trabzonspor’a yakışan oyundur. Fenerbahçeye yakışan buysa ki budur. Trabzonspor’da kendine yakışan oyunu oynamalı. Sonuna kadar koşmalı, hamsi gibi, karadeniz gibi dalgalı olmalı, fırtına olmalı.  

Yani sahada Trabzonspor adına kendi topraklarına yakışan oyun olmalı. Karadeniz zaten güzel, Trabzonspor içinde güzel. Bunu yaşayanlar ve sevdalananlar bilir. Aslına bakarsan ben güzelinde değilim yakışanındayım. Hatta şöyle diyebilirz “Güzelliğin on para etmez, bendeki bu aşk olmasa” 

61SAAT TV - CANLI YAYIN by 61SAAT TV