TFF Etik Kurulu Başkanı Prof. Dr. Oğuz Atalay, kurulun şike iddialarına yönelik hazırladığı ilk raporla, ikincisi arasında farklar bulunduğu yönünde eleştiriler yapıldığını, ancak bu farklılıkların doğal olduğunu söyledi.


Türkiye Spor Yazarları Derneği (TSYD) İzmir Şubesinin düzenlediği ''Sporda Şiddeti Önleme Yasası ve Medya'' konulu panel TSYD İzmir Şubesi Asbaşkanı ve Ege TV Spor Müdürü Suavi Yardımoğlu'nun moderatörlüğünde Atatürk Stadı'ndaki Hakem Eğitim Salonu'nda gerçekleştirildi.  

Panelistlerden TFF Etik Kurulu Başkanı Prof. Dr. Oğuz Atalay yaptığı konuşmada, şike ve teşvik priminin bir disiplin suçu olduğunu, 6222 sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun'la da ceza hukukunda bunlara ait bir ceza konulduğunu söyledi.

 

Futbol ailesinin şike ve teşvik konusunda uzun süredir dertli olduğunun ortaya çıktığını ve yeni kanunla birlikte bunların mahkemeler önüne gelmeye başladığını kaydeden Atalay, etik kural ihlali, disiplin suçu ve ceza hukuku suçlarının birbirinden farklı olduğunun bilinmesi gerektiğini belirtti.

 

Atalay, bu üçünün değerlendirme kriterlerinin de, yaptırımların da farklı olduğunu kaydetti.

 

TFF Etik Kurulu'nun futbolda şike iddialarına yönelik ilk hazırladığı raporun fezlekeye ilişkin olarak hazırlandığını anlatan Atalay, ''Tüm deliller incelenerek ve savunmaların alınmasıyla hazırlanan ikinci rapor gerçek rapordur. Bunların arasında fark olduğunu söyleniyor, olmasından doğal bir şey yoktur'' dedi.

 

Yaşar Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi ve Spor Hukuku Uzmanı Prof. Dr. Şeref Ertaş ise Türkiye'de kanunların sosyal sebepler araştırılmadan yapıldığını o nedenle uygulamaların başarısız olduğunu vurguladı.

 

Ege Üniversitesi'nden Sosyolog Doç. Dr. Ahmet Talimciler de, 6222 Sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanunu'nun önce ''Şiddet Yasası'' daha sonra ''Şike Yasası'' olarak adlandırıldığını, bu isimlendirmelerin, meselelere bakış açısı hakkında fikir verdiğini dile getirdi.

 

Türkiye'de şiddet denilince taraftarların tek sorumlu olarak gösterildiğini, bunun kabul edilemeyeceğini ifade eden Talimciler, ''Son 2 hafta içinde Fenerbahçe ve Galatasaray yöneticileri bir takım açıklamalar yaptı. Süper Kupa finalinde olay çıkarsa bunun tek sorumlusu taraftar mı yoksa ortamı geren yöneticiler mi olacak?'' diye konuştu.