Bir katalog savunmamız bile yok!

3 Temmuz şike süreci, Trabzonspor açısından Çağlayan Adliyeleri ile sınırlı kaldı.
Sadece bütün dikkatimizi 3 Temmuz şike mahkemelerini verdik.
Oysa sokakta binlerce Trabzonspor gönüllüleri, şike sürecinin mağduru oldu.
Nasıl mı?
Kısa ve öz anlatalım.
***
Süreç başladığında, Trabzonspor taraftarları her platformda tepkilerini, kararlılıklarını, isyanlarını, protestolarını hayata geçirdi.
Gösteri yaptı.
Panel düzenledi.
Eylemlere girdi.
Yaratıcı ilginç esprilerle şike sürecine parmak bastı.
Algı oluştu.
Fenerbahçe köşeye sıkıştı.
Tam bu anda, Fener cephesi devreye girdi.
Fenerbahçeli Gönüllü Avukatlar Derneği kuruldu. Bu derneğin 70’den fazla avukatına Aziz Yıldırım vekalet verdi. Maddi ve manevi yardımı Fener kulübü sağladı. Ülkenin çeşitli illerinde bu derneğin şubeleri açıldı. Trabzon’da bile.
***
Bu dernek Trabzonspor taraftarlarının şike ile ilgili bütün protestolarını yakın markaja aldı. Pankartları inceledi. Sloganları görüntüledi. Sosyal medya tarandı. Ve kendilerinde Fener’e ve Aziz Yıldırım’a hareket var diye iddia ettikleri her şey için suç duyurusunda bulundular.
Yani, hukuksuzluklarının üzerine hukuku kullanarak gittiler.
Süreç başladıktan kısa bir süre sonra yüzlerce Trabzonspor taraftarına sarı zarflar gitti.
Hakaret, nefret suçu işledikleri iddiası ile.
Yüzlerce binlerce sarı zarfla taraftarların üzerine psikolojik baskı yapıldı.
***
O süreci keşfettiğimizde başta Sadri Şener olmak üzere, sonrası başkan İbrahim Hacıosmanoğlu’na gittim.
Şikenin bütün hukukçularının kapısını çaldım.
Yukarıda anlattığımız işlerden haberdar ettim.
Bizim de Trabzonspor’un da böyle bir hukuk bürosu kurup, tıpkı Fenerbahçeliler gibi yapmamız gerektiğini söyledim.
Direndim. Anlattım.
***
Sosyal medya üzerinden F.Bahçe’nin gönüllü avukatları tarafından suç duyurusu ile muhatap olan taraftarlarımızla bir bloğ oluşturduk. Yardımlaşma ve dayanışmaya gittik.
Şikenin bir çok avukatına hukukçusuna, siz bu işin içindesiniz şu taraftarlarla da ilgilenin dedik.
Kimse oralı olmadı.
Baktık, bunların derdi sadece reyting üzerine, bu sefer şu öneriyi getirdik.
Bari işin içindesiniz bir katalog savunma yapıp, kulüp internet sitesinde yayınlayalım, Fener’in mahkemeye verdiği taraftarlarımız bu katalog savunmadan yararlansınlar, onu da yapmadılar.
***

Tabi bu arada bakın ne oldu!
Şike sürecinde yargılan Trabzonspor yöneticileri kulüp kasasından binlerce dolara güçlü, etkili avukatlar tuttu.
Taraftar ise tek başına kaldı.
Cebinde parası yok. Yanında avukatı da. Üzerlerinde bir forması bir de yüreği ile hakim karşısın çıktılar. Mahkeme huzurunda karşısında Fenerin gönüllü avukatları. Bir tane  bile değil en az üç tane.
Bu mahkemelerin bizzat biri Sakarya biri Bursa’da iki tanesini izledim.
Üç fenerli Avukat öyle suçlama yapıyor ki?
Taraftarlarımız o anda sahipsiz ve yalnız.

***
Sonra hukuk işledi.
Binlerce Trabzonspor taraftarı mahkemelerde yargılandı, ceza aldı. Kimilerinin cezası paraya çevrildi ödediler. Kimilerince ertelendi. Ceza alanlar böylelikle yıldı, protesto meydanlarından çekildi. Fener de bunu istiyordu, başardı.
Kişisel uğraşlarımla, Trabzonsporlu Gönüllü Avukatlar Derneği kuruldu. İçinde oğlum da var. Ama başarılı olamadı. Ağabeyleri Salih Cora işi yüklendi o da siyasete girince, geri durdu. Birkaç suç duyurusunda bulunda o kadar.

***
Şimdi diyorum ki.
İş işten geçmiş değil.
Şikenin reyting davaları kadar,  bu isimsiz insanların hak ve hukuk mücadelelerinin davalarına  de sahip çıkmak gerek.
Şike mücadelesi sadece “Çağlayan Adliyesi” değil ki!
Bir katalog savunma yazmayanlar;
Çağlayan Adliye sürecinde o bu şu Trabzonspor’u sattı diyeceğine önce kendisi aynaya baksın.
İsimsiz yüzlerce taraftarı sattılar.