UEFA'nın dayattığı finansal fair play kriterleri Süper Lig ekiplerini de etkiledi. Yaz transfer dönemi 31 Ağustos gecesi sona ererken, başta dört büyükler olmak üzere Süper Lig’de mücadele eden takımların geçtiğimiz dönemlerde yaptıkları yüksek bonservisli transfer harcamaları ise adeta geride kaldı.
 
Finansal fair play (FFP) kriterleri sebebiyle UEFA’nın takımlara dayattığı kriterler, kulüpler ve yöneticileri daha temkinli hareket etmeye zorladı. Avrupa’nın büyük ligleri sıralandığında Süper Lig 47 milyon euro bonservis harcamasıyla 10. sırada en az bonservis bedeli ödeyen lig oldu.
 

 
EN ÇOK HARCAMA 2012'DE YAPILDI
 
Geçtiğimiz sezon Süper Lig ekipleri transfere yaklaşık 86 milyon euro harcarken, son 9 yılın en büyük harcaması 108 milyon euro ile 2011/2012 sezonunda yaşandı. Son dönemin en düşük harcaması ise 28 milyon euro ile 2007/2008 sezonunda yapıldı. Ligimiz, Avrupa’nın en az bonservis bedeli ödeyen ligi olarak dikkat çekti. 47 milyon euroluk bu rakam, son 9 yılın en düşük seviyesi olarak tarihteki yerini aldı.
 
SON 9 SEZONDA BİR İLK YAŞANDI
 
Beşiktaş ve Fenerbahçe’nin Finansal Fair Play anlaşması sebebiyle, ‘sadece kazandıkları bonservis geliri’ kadar harcama yapabildikleri transfer döneminde Süper Lig kulüplerinin toplamda ödediği 46 milyon avro, son dokuz sezonun yaz transfer dönemindeki en düşük bedel oldu.
 

 
EN PAHALISI SKRTEL
 
FFP’nin gölgesinde geçen transfer döneminde Süper Lig’e transfer olan en pahalı futbolcu, 6 milyon euro karşılığında Liverpool ile yollarını ayırarak Fenerbahçe’ye gelen Slovak stoper Martin Skrtel...
 
OTORİTELER NE DEDİ?
 
Spor kamuoyunun önde gelen isimleri, Süper Lig'in 47 milyon euroyla Avrupa’nın en az bonservis bedeli ödeyen 10. ligi olmasını değerlendirdi.
 
İşte o yorumlar...
 
ZORUNLU POLİTİKA
Emrah Kayalıoğlu / Spor Yazarı
 
Süper Lig kulüpleri ‘ayağını yorganına göre uzat’ atasözünü uygulamaya geç de olsa başladı. UEFA’nın yaptırımlarıyla başka yolları kalmadığını da anlayınca eskilerin sözünü bir kez daha kendilerine hatırlattılar. Tabi bizim için şu anda en büyük düşüş bonservis bedellerinde görülüyor. UEFA ile yapılan anlaşmalarda bonservis ve kiralama bedelinde artı verme zorunluluğu bizi bugünkü tabloya getirdi. UEFA’nın kıskacındaki kulüplerde, transferde ciddi anlamda kiralama yöntemi ağır bastı.
 
Bunun sonucu bu futbolcular ve kulüpleriyle sezon sonu tekrar masaya oturmak gerekecek. Bir de bonservis değerlendirmesi yaparak bütçeyi makyajlama operasyonunda kiralık futbolcular bonservisleri bizim kulüplerde olmadığı için dikkate alınmayacak. Ben bugünkü tabloyu ekonomik gerileme olarak değil, zorunluluktan da olsa gerçekçi transfer politikaları uygulamak olarak görüyorum. Umarım bu gerçekçilikten fırsatı bulunca sapmayız.
 
KISIR BİR DÖNGÜ
Tuğrul Akşar / Futbol Ekonomisti
 
Süper Lig ekipleri transferde FFP kriterleri ve mali yapıdaki sıkıntılardan dolayı daha dikkatli olmak zorunda kaldı ve transferde daha temkinli hareket etmeye zorladı. Bu sebepten dolayı daha rasyonel transferlere yöneldiler ve kadroyu küçültmeye gittiler. Ayrıca daha düşük bütçeli oyuncuları transfer etmeye çalıştılar. Ancak Spor Toto Süper Lig’in değeri de böylece düşmüş oldu. Öte yandan baktığınız zaman 4 büyükler son 6 yılda 211 milyon euro transfer açığı verdiler.
 
Artık Süper Lig’e çok para harcamadan yetenekli oyuncuları da getirmek hayli zor olacak. Kulüplerin bonservis harcamalarının düşmesiyle tribünlerin dolmayacağını da söyleyebiliriz. Maçların reytingleri zaten fazlasıyla düşük. Türk futbolu kısır bir döngü içinde diyebiliriz kısaca. Ligimize gelen giden bu sezon fazla ama harcanan para az. Türk futbolunun bu şartlarda çok fazla yıldız getirme şansı ne yazık ki yok. Baktığınız zaman 4 büyüklerin takım değerlerinde de ciddi düşüşler var.
 
(Hakan Akar / Karar)