Şimdi soruları tek tek soruyorum.
Trabzonspor’un dört büyük arasında olmasında;
En çok emeği geçenlerin başında adına efsane dediğimiz futbolcular var değil mi..?
Var.
Dönemin yöneticileri de var.
Teknik adamları da
Ama sahadaki emek onların

Adlarını bir çırpıda hatırlayalım.
Şenol, Kadir, Necati, Ali Kemal, Bekir, Serdar ilk dönemin efsaneleri
İskender, Hami son dönemin
Adını sayamadıklarım da var.

Bu efsaneler sayesinde
Trabzonspor büyük bir maddi manevi sermayesi oldu


BUGÜNÜN NİMETİ NEREDEN GELİYOR
 
Bugün, yayıncı kuruluş Trabzonspor’a mali açıdan önemli bir pey ödüyorsa, şampiyonlukların tespih tanesi gibi dizildiği dönemin suyu hürmetine..
 
Eğer o dönemdeki şampiyonluklar olmasaydı; G.Birliği’nden farkımız olmazdı.
 
Bugün Trabzonspor’u yönetenler futbolun her anlamda pazarında masaya aklını ve yumruğunu vuruyorlarsa efsane kadronun şampiyonlukları sayesindedir.

Bugün birçok sponsor firma Trabzonspor’a destek çıkıyorsa yine efsane kadro sayesindedir.
 
Ancak.
 
Gelinen noktada efsane futbolcuların yarattığı bu efsane takımın masada ve sahada ve de lobi olarak her bir alanda yok ediliyor olması, yok edilmesine göz yumulması da efsane futbolcuların sayesinde gerçekleşmektedir.

Çünkü..
Kapitalin futbolu keşfettiği dönemin Trabzonspor’daki yansıması şudur.
Efsane futbolcular;
Ağırlıklarını ve de kulüple olan bağlarını maddi temeller üzerine oturtarak “Köleleştiler..”
Hep isteyen alan alması gereken birileri olarak kendilerini gördüler
Trabzonspor’un sosyal rantını paylaşmak isteyenlerin de işine geldi efsanenin bu tavrı.
Adamlar baktı ki..

Yahu elleri ile tırnakları ile alın terleri ile beş parasız amatör ruhları ile Trabzonspor efsanesini yaratan sahadaki bu adamlar üç kuruş tav oluyorlar. Dertleri bu diyerek efsanenin bu tarihi zaafını iyi tespit edip kullandılar..

KÖLELEŞİNCE NE OLDULAR…?

Köleleşince de yarattıkları efsanenin yok oluşuna ses çıkaramıyorlar.
Her birine her bir yönetim “Sus payı” olarak dilenci maaşı bağladı ve gözlerini yumdular.
Aralarında bölündüler.
 
Kulübün içine kapağı atmak kendilerini kurtarmak takamın ise yok olmasına göz yummak efsane kadronun geleneği oldu. Yaşam biçimi de..


SÜT DÖKMÜŞ KEDİLER GİBİ
 
Hiç biri isyan etmiyor.
Edene sus payı veriliyor bakar kör oluyor
Elbette içlerinde istisnalar var
Ama çok da etkili olamıyorlar
 
Kendi yarattıkları canavarı kendileri yedi bitirdi.
Bugün efsane futbolcular kendi bireysel çıkarları için değil Trabzonspor’un çıkarları için bir araya gelse isyan etse bağırsa olaya el koysa hata darbe yapıp yönetimi ele geçirse Trabzonspor kendi benliğine kavuşacak.

Ama ne yazık ki, kendi yarattıkları bu efsanenin o yaratılış döneminde henüz annelerinin rahmine bile düşmeyen ve konjektürün getirdiği zorunlulukla yönetici olanların eteklerinde diz çökerek Trabzonspor’un küçülmesine göz yumdular.
 
Hiç biri yönetime gelmek için emek sarf etmedi. Yağdanlık olmak için boyun büktü. Bel kırdı
 
Anadolu ihtilalını yapan bu kadro, maalesef süreç içinde karşı devrimin piyonu oldular.

ÜÇ KURUŞLUK ÇIKARA BOYUN EĞDİLER
 
Kulübün kendilerine hediyesi üç kuruşluk çıkarına razı oldular.
Üretmediler. Okumadılar. Kendilerini yenilemediler. Her koyun kendi bacağından asılır mantığı ile bireysel kurtuluşlar aradılar.
 
Her bir yönetim şunları susturursak, işimiz kolaylaşır basit mantığını basitçe hayata geçirerek efsaneleri susturdular. Bu zokayı yuttular. Günlük yaşadılar.
 
Bugün efsaneler bir araya gelse yönetime talibiz deseler hiiiiçççç inandırıcılıkları kalmadı.
 
Zaten hiçbir zaman da böyle bir misyon üstlenmediler.
 
Onlar için kulübe kapağı atmak üç beş kuruş maaş almak ve susmak bir ödül olarak algılandı.
 
Yarattıkları efsane çöküyor.
Efsaneler ise seyrediyor.
Trabzonspor’u bu hale siz getirdiniz siz…