Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Naci Gündoğan, güvenliği tam olan ve çok modern bir sınav merkezi yapacaklarını belirterek, Anadolu Üniversitesi’nin ÖSYM’den sonra Türkiye’nin en büyük sınav merkezi olacağını söyledi.
Yeni bir sınav merkezi inşası için projeleri bitirdiklerini ve birkaç ay içerisinde ihaleye çıkacaklarını belirten Prof. Dr. Gündoğan, planlarına göre sınav merkezini 1,5 yıl sonra tamamlamış olacaklarını aktardı.
“Güvenliği tam olan, modern ve yeni baskı malzemelerinin oluşturduğu bir sınav merkezi olacak” ifadelerini kullanan Gündoğan, “Bu sınav merkezinde hem açıköğretim sınavlarını yapacağız. Hem de Anadolu Üniversitesi yılda 55-60 civarında kurum sınavı yapıyor. Bakanlıklardan bankalara kadar birçok sınavı biz yapıyoruz. Hatta şu anda bize sınav için başvuran birçok kurumun sınavını da iş yoğunluğu nedeniyle alamıyoruz. Bu sınav merkezi bittikten sonra bizim bu sınavları yapmamız daha da kolaylaşacak. Ayrıca bu merkezde sınavlara neredeyse hiçbir insan eli değmeyecek, her şey otomatik olarak makinelerle yapılacak. Bu da öğrencilerimiz açısından önemli bir gelişme olacak” dedi.

“SINAV İŞİ GÜVEN İŞİ”
Gündoğan, sınav işinin güven işi olduğunu ve Anadolu Üniversitesi’nin Türkiye’nin ÖSYM’den sonra en büyük sınav merkezi olacağını kaydederek, “Anadolu Üniversitesi Türkiye’nin sınav merkezi olacak. Aslında şuanda da birçok şeyiyle öyle. Önümüzdeki dönemde çok daha fazla kurum sınavı yapacağız. Çünkü bu sınav işi güven işi. Anadolu Üniversitesi çok şükür bu güvene layık bir kurum. Kurumlarımızın güvenini sarsacak şu ana kadar hiçbir olay yaşamadık. İnşallah bundan sonra da yaşamayız. ÖSYM’den sonra Türkiye’de en çok sınav yapan bir kurum olacak” diye konuştu.

AÇIKÖĞRETİM BÜROLARI YENİLENİYOR
Açıköğretim Fakültesi (AÖF) bürolarının yenilendiğini anlatan Rektör Gündoğan, “Mevcut açıköğretim bürolarımızın hepsinin hem iç mekanlarını hem de dış mekanlarını yeniliyoruz. Kurumsal kimliğimize uygun hale getiriyoruz. Şu ana kadar bürolarımızın yüzde 50’sinin yenileme çalışmaları tamamlandı ve 2 yıl içerisinde tüm bürolarımızın yenileme çalışmalarını tamamlamış olacağız. Yani öğrencilerimizin direk temas kurdukları yerler bürolarımız. O yüzden de bürolarımızın eksik olduğu yerlerde bürolar açıyoruz. Tek büro yeterli gelmeyen yerlere de ikinci bürolarımızı açıyoruz. Tüm bürolarımızı banka şubeleri gibi yapacağız. Yani dışarıdan bakıldığında orasının Anadolu Üniversitesi Bürosu olduğu anlaşılacak. Bu bürolarla öğrencilerimize en iyi hizmeti sunacağız” şeklinde konuştu.

“ÖĞRETİM GİDERLERİNE ZAM YOK”
Prof. Dr. Gündoğan, öğretim giderlerine bu yıl da zam yapılmadığı müjdesini de vererek, “Öğrencilerden aldığımız öğretim giderini bu sene arttırmadık. Üniversite olarak zaten son 5 yıldır hiç artırmamıştık. Öğrenciler geçen yıl ödemiş oldukları giderin aynısını ödeyecekler” ifadelerini kullandı.
Rektör Gündoğan, AÖF’teki e-öğrenme malzemelerinin sayısını arttıracaklarını da belirterek, öğrencilerin hem basılı malzemeden hem de e-öğrenme malzemelerinden yararlanacağını kaydetti.

“ARKAMIZDA TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ OLUNCA YURT DIŞINDA EĞİTİM VERME KONUSUNDA HİÇBİR SIKINTI YAŞAMIYORUZ”
Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi olarak yurt dışında da eğitim verdiklerini aktaran Prof. Dr. Gündoğan, şöyle devam etti:
“Herkes Türkiye’ye gözünü dikmiş. Balkanlardan, Suriye’den, Azerbaycan’dan, Irak’tan herkes Türkiye’de öğrenci olmak istiyor. Biz diyoruz ki Türkiye’ye gelmek masraflı. Herkes bunu karşılayamaz. Mesela Bulgaristan’daki birisinin İstanbul’da okumasını düşünün ya da Kayseri’deki bir üniversiteye gitmesini. Bu son derece masraflı. Biz de orada kalın biz oraya gelelim diyoruz. Bu daha mantıklı. Biz bunu Kosova’da çok güzel yapıyoruz. Şimdi Balkanlarda yaşayan Türkler, ekonomik durumu zayıf olan insanlar. Bu anlamda bizim Dışişleri Bakanlığımızla ortak yürüttüğümüz çok önemli bir proje bu. Yani Dışişleri Bakanlığımız sağ olsun destek veriyor. Biz hangi ülkeye gitmek istesek Büyükelçiliğimiz hemen bize kapılarını açıyor. Konsoloslarımız yardımcımız oluyor. Bölgenin hassasiyeti konusunda bizleri uyarıyorlar. Tabii arkamızda Türkiye Cumhuriyeti Devleti olunca da hiç sıkıntı yaşamıyoruz. Mesela Azerbaycan’a şimdiye kadar girmiş yabancı bir üniversite yok ama bir Türk üniversitesi olarak biz oradayız. Kimse de bize sıkıntı çıkarmıyor. İsteseler birçok sıkıntı çıkarabilirler. Yani Türkiye Cumhuriyeti Devleti ne kadar güçlüyse biz de o kadar güçlüyüz.”
(İHA)