TRABZON (AA) - TUĞBA YARDIMCI - Trabzon'da 52 yıl müze olarak hizmet verdikten sonra Temmuz 2013'de yeniden ibadete açılan tarihi Ayasofya Camisi'nde restorasyon çalışması gerçekleştirilecek.

Yıl içinde başlayacak ve yaklaşık 2 milyon liraya mal olacak "Trabzon Merkez Ayasofya Camisi Restorasyon" projesi ile yapı içindeki duvar resimlerini kapatmak için uygulanan perdeleme sistemi kaldırılacak. Bu bölgelere, duvar resimlerini sadece ibadet sırasında kamufle edecek elektronik sistemle donatılmış özel üretim cam malzeme yerleştirilecek.

Trabzon Vakıflar Bölge Müdürü İsmet Çalık, Trabzon'un fethinden sonra kiliseden camiye dönüştürülen fakat daha sonra müze olarak hizmet veren Ayasofya'nın, 2013 yılında mahkeme kararıyla Kültür ve Turizm Bakanlığından, Vakıflar Genel Müdürlüğüne devredildiğini söyledi.

Mahkeme kararı sonrası, Fatih Sultan Mehmet Vakfına kayıtlı olan Ayasofya'nın bazı değişiklikler yapılarak cami olarak hizmet vermeye başladığını anımsatan Çalık, "Kararın ardından yapıyı hiçbir şekilde bozmadan mihrap ve minber konuldu, halı serildi ve duvar resimleri perdeyle örtülüp ibadet için alan oluşturuldu." dedi.

İsmet Çalık, Ayasofya Camisi'nin, kentin en önemli turistik mekanlarından olduğuna dikkati çekerek, "Gözbebeğimiz olan Ayasofya'da uygulanacak projenin, yapının cami işlevini daha özgün hale getirmesine ve aynı zamanda turizm potansiyelini destekler nitelikle olmasına özen gösterdik." diye konuştu.

Trabzon Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğünün, "Trabzon Merkez Ayasofya Camisi Restorasyon" projesini kabul ettiğini vurgulayan Çalık, proje çerçevesinde yapının duvar resmi bulunmayan güney bölümünün sürekli ibadete açık olacak şekilde düzenleneceği bilgisini paylaştı.

İsmet Çalık, özel cam malzemeden, İslam sanatında mimari yapılarda görülen geometrik bir bezeme çeşidi olan mukarnas şeklinde mihrap ve minber hazırlanacağını aktararak, bunların dış cephesi de yine aynı malzemeyle kaplanacak güney bölümüne konulacağını dile getirdi.

- "Saydam perdeleme sistemi olacak"

Vatandaşların mevcut şekliyle yapının kuzey bölümünde ibadet ettiğini ifade eden Çalık, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu bölümde kubbedeki duvar resimlerini kapatmak için kullanılan perdeleme sistemi sökülecek. Duvar resimlerini kapatmak için kullanılan perdeler de kaldırılacak. Kubbe ve duvardaki resimleri, özel olarak üretilecek camla kapatacağız. Saydam bir perdeleme sistemi olacak. Cam gibi görünen malzeme, üst algıyı tamamen ortaya koyabilecek. Camı, üzerine çekilecek elektrikli bir film sayesinde ibadet zamanlarında opak bir hale getirmek mümkün olacak. Bir düğmeye bastığımızda duvar resimleri görünecek, bu büyük rahatlık sağlayacak. Kullanım ve sergileme açısından da önemli bir detay olacaktır. Dolayısıyla duvar resimlerinden etkilenmeden ibadet edilebilme imkanı sağlanabilecek."

İsmet Çalık, aynı bölümde özgün mozaik yer döşemesinin üzerinin de yine cam malzeme ile kapatılacağını anlatarak, şunları kaydetti:

"Üzerine örtülecek halı, katlanabilir veya kaldırılabilir şekilde dizayn edilecek. Böylece ilgililere, araştırmacılara ve turistlere buraları gösterme imkanı bulunacak. Döşemede yapılacak uygulamanın İstanbul'da benzer özellikteki camilerde yer aldığını biliyoruz. Yapının tavanında yapılacak uygulama ise burası için özel, bir örneği daha yok yani ilki teşkil edecek. Araştırmalarımızda dünyada buna bir örnek bulamadık, çünkü böyle kaygıları içeren çok eser zaten yok, duvar resimlerini kapatarak cami işlevini görmesi açısından. Bazı örnekleri ülkemizde var, ancak bu kadar zengin duvar süslemeleri olmaması, burayı biraz daha özellikli proje konumuna getirdi."

- "Her taşa değer vererek restorasyon yapacağız"

Mevcut perdeleme sisteminin birbirine montaj, yapıya herhangi bir zarar vermeyecek şekilde yapıldığını anımsatan Çalık, "Burada en güzel çözümü yakalayabilmek için çalıştık. Perdelerin kalkması, yapının içerideki alanının da görsel olarak tam algılanmasını sağlayacaktır. Dolayısıyla güzel bir proje oldu ve uygulamanın da inşallah çok güzel olmasını planlıyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

İsmet Çalık, Sümela Manastırı'nın restorasyon dolayısıyla ziyarete kapalı olduğunu anımsatarak, "Burayı da turizme kapatmak içimize sinmedi ve şu an için bekliyoruz. Restorasyon sürecinde de buranın kısmi olarak ziyarete açık kalmasını hedefliyoruz. Bu yüzden de restorasyonun kesin tarihi netleşmedi ama 2017 senesi içinde başlayacak." bilgisini paylaştı.

Restorasyonun yaklaşık 2 yıl sürmesinin planlandığına işaret eden Çalık, proje kapsamında bir çok uygulama yapılacağını, şadırvan ve tuvaletlerin olduğu bölümün de yeniden düzenleneceğini vurgulayarak, şöyle konuştu:

"Çevre düzenlemesinde biraz tutucu davrandık, çünkü güzel bir düzenlemesi var buranın. Mevcut dokuyu fazla bozmadan, özellikle ağaçlar bizim için kıymetli bunları koruyarak projeler geliştirildi. Doğal taştan yürüme aksları oluşturulacak. Temizlik ve kullanım açısından rahatlık sağlanması için caminin kuzeyinde sert zemin oluşturulacak. Yine bu alanda eski bir yapının kalıntısı var. Burasının üzeri cam kaplanacak. Buradaki her taşa değer vererek bir restorasyon yapacağız. Cephe temizlikleri gibi rutin uygulamalar da yapılacak."

Projeyi hassasiyetle hazırladıklarını dile getiren İsmet Çalık, "Burası hem Fatih Sultan Mehmet Vakfından gelen işlevini devam ettirmesi hem de taşınmaz kültür mirası olarak gelecek nesillere aktarılması açısından önemli. Yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı olan bu cazibe merkezini daha etkin kılmak, Trabzonumuza katma değer sağlamak bizim için önemli. Bunun için minimum müdahale, maksimum korumayla işlem yapılacak." şeklinde konuştu.

Çalık, yapı içindeki aydınlatmaların yerden yani abajurlar vasıtasıyla sağlanacağını belirterek, "Halısından aydınlatmasına kadar rahatsız edici, yapının önüne hiçbir unsuru geçirmemeye gayret edeceğiz. Yapının büyüsünü vatandaşlarımıza hissettirmeyi hedefliyoruz." ifadelerini kullandı.

Projenin maliyetinin ilk belirlemelerle yaklaşık 2 milyon lirayı aştığına dikkati çeken İsmet Çalık, Vakıflar Genel Müdürlüğünün yatırımlarını kendi kaynaklarından yapan bir kuruluş olduğunu da sözlerine ekledi.

- Ayasofya'nın tarihi

Trabzon Ayasofya Kilisesi, Trabzon İmparatorluğu krallarından 1. Manuel Komnenos zamanında (1238-1263) inşa edildi. Fatih Sultan Mehmet'in 1461'de Trabzon'u fethinin ardından camiye çevrilen ve vakıf eseri olan Ayasofya, Birinci Dünya Savaşı yıllarında sırasıyla depo, hastane ve cami olarak kullanıldı.

Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Edinburg Üniversitesi iş birliğiyle 1958-1962 yıllarında restore edilen tarihi yapı, 1964'ten sonra müze olarak ziyarete açıldı. Evliya Çelebi'nin önem verdiği yapılar arasında bulunan ve 1868'de harabe olan Ayasofya, aynı tarihlerde Bursalı Rıza Efendi'nin teşvikiyle onarıldı.