Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, Kahramanmaraş'ın Elbistan ilçesindeki ziyaretinde, Mardin'de terör örgütü  PKK'nın hain saldırısı sonucu şehit olan polis memuru Durmuş Polat'ın babası  Menderes Polat ile Diyarbakır'da terör örgütü PKK'nın hain saldırısı sonucu şehit  olan Uzman Çavuş Uğur Kartal'ın babası Kazım ve annesi Fadime Kartal'a  taziyelerini iletti. Elbistan Kaymakamlığını da ziyaret ederek Kaymakam Tuncay Akkoyun'dan  brifing alan Kaynak, partisinin Elbistan İlçe Teşkilatını ziyaret ederek  partililerle bir araya geldi.Kaynak, burada yaptığı konuşmada, Elbistan ilçesinde içme suyundaki  mikrobiyal kirlenmeye işaret ederek, "Elbistan çok vahim bir sağlık sorunu  yaşadı. 72 bine yakın insan hastalandı." dedi.


Olayı öğrendiğinde anında Sağlık Bakanı Sayın Recep Akdağ'a durumu  ilettiklerini ve Akdağ'ın da konuyu bizzat takip ettiğini öğrendiğini aktaran  Kaynak, Elbistan'da yaşanan bu meseleyi adım adım takip ettiğini, bu çok  bilinmeyen "norovirüs"ün çok hızlı ve insandan insana da yayılan bir virüs  olduğunu belirtti. Kaynak, uzmanlardan, "virüsün kişinin başka bir ağır hastalığı yoksa  ölüme sebep olmaz" cevabını aldığını belirterek, bütün sağlık kuruluşlarının bu  hastalığa cevap verecek şekilde seferber edildiğini, şuan sayı azda olsa  müracaatların devam ettiğini söyledi.



  50 YIL SONRA YAKIN TARİHİ YAZANLAR 

"Hep birlikte tarihi yaşıyoruz. Bundan 50 yıl sonra yakın tarihi  yazanlar Türkiye'nin çok kısa bir sürede inanılmaz işler yaptığını, bu inanılmaz  işlerinde bizzat milletin eliyle yapıldığını ifade edecekler" diyen Kaynak,  tarihi olayları yaşanmadığını aynı zamanda yazıldığını, dünyada eşi benzeri  olamamış, belkide olmayacak bir tarihi inşa ettiklerini söyledi. Bu milletin 2002 yılında genel başkanı yasaklı bir partiye destek  verip, iktidara getirdiğine dikkat çeken Kaynak, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ülkeyi uçuruma yuvarlanmaktan kurtardınız. 2007 yılında e-muhtıra,  asker tehdit ediyor. Eşi başı kapalı bir cumhurbaşkanı istemeyiz. Millet çözümü  buldu. Yüzde 47 oyla AK Partiyi iktidara getirdi. Kapatma hadisesi, gezi  hadisesi, darbe girişimleri, 17-25 Aralık olayları. Bu millet bu olayların  hesabını 30 Mart'ta kendisi gördü. 7 Haziran'da yaşadığınız o moral bozukluğunu  ve üzüntünüzü hatırlayın. 1 Kasım'da bu millet o meseleyi yeniden çözdü. AK Parti  milletin emanetini bir kez daha sırtladı ve milletin geleceğini inşa etmek için  koşmaya başladı." 15 Temmuz'da hain bir darbe girişiminin yaşandığını anımsatan Kayrak,  bu darbe girişiminin daha önce eşi benzeri yaşanmamış bir hadise olduğuna,  milletin parasıyla alınmış silahların, bir kısım üniforma giymiş teröristler  tarafından millete doğrulduğuna dikkati çekti. "Bu millet o akşam bu duruşu sergilemeseydi, acaba bizim durumumuz ne  olurdu?" diye soran Kaynak, şöyle devam etti: "35 tane, ülkemizin en zor zamanında görev yapacak SAT komandolarını,  cumhurbaşkanını öldürmeye göndermişler. Başbakanın aracı taranıyor. TBMM  bombalanıyor. Bu millet o anların ilk dakikasından itibaren meydanlara çıktı. Bu  durumu başka milletleri yönetenlerin anlaması mümkün değil. Elinde en ufak bir  savunma silahı yok. Millet böyle bir tabloda kendi iradesine sahip çıktı. Darbe  girişiminin biran olsun başarılı olduğunu hayal ederseniz, bizim bugün Suriye'den  Somali'den daha kötü bir iç savaşa sürükleneceğimizi tahmin ediyorum. Bunu  yapanlar bu milletin himmet diye verdiği paralarla terörist yetiştirmiş  adamlardır."

  ASKERİ PERSONELLE EVLENDİRİLMİŞLER

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) devletin önemli kademelerindeki  yapılanmasına işaret eden Başbakan Yardımcısı Kaynak, "Bir adamın çalıştığı  yerdeki amirinin dışında başka bir amiri olur mu? Öyle yerlerde teşkilatlanmışlar  ki 'boş yere hamallık yapmayalım' demişler." ifadesini kullandı. Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'nı ele geçiren FETÖ  militanlarının dinleme, izleme yaparak insanların mahremini kaydettiğini dile  getiren Veysi Kaynak, şu değerlendirmeyi yaptı: "İnsan hangi niyetle özel bir durumunu çeker. Ne işine yarar? Sonradan  anlaşılıyor. Bunlar şantaja yarıyor, kumpasa yarıyor. 15 Temmuz'da bu millet  kendi geleceğini kendisi sağlama almıştır. Hangi din kendi çıkarı için bir başka  garibanın hakkını gasp etme izni verir. KPPS yolsuzluğundan bahsediyorum. Gariban  birisi belki ineğini satarak çocuğunu okutacak. Memur olsun, asker olsun, polis  olsun isteyecek. Siz çocuğunuzu yetiştirmek için tüm imkanlarınızı seferber  edeceksiniz. Sonra birileri sınav sorularını birilerine peşkeş çekecek. Senin  çocuğunun hakkını, hukuku gasp edilecek. 2010 yılı KPSS, mahkeme tarafından iptal  edildi. İlk tespitlere göre o sınavda soru verilen kadınların yüzde 30'u şuanda  bir askeri personelle evlendirilmişler. Hangi hak dini bir başkasının hakkını bir  başkasına vermeye izin verir."