Deniz Gezmiş’in yakın arkadaşı Zihni Çetiner, Gezmiş’in idam edilmeden bir süre önce kendisine, "Bir ihtilali beceremediniz. Becerseydiniz biz şimdi rahat edecektik, uğraşmayacaktık. Beceremediniz, iş bize kaldı" dediğini söyledi.
1968 kuşağının devrimci gençlik önderleri Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın idam edilmesinin 44. yılında Deniz Gezmiş hakkında bilinmeyenleri yakın arkadaşı Zihni Çetiner anlattı. Deniz’in hep yakınında olan, yakalanmadan önce onu İzmir’de evinde saklayan Zihni Çetiner, Deniz Gezmiş’in idam edilmeden bir süre önce, ihtilal teşebbüsünde bulunan Çetiner’e “Bir ihtilali beceremediniz. Becerseydiniz biz şimdi rahat edecektik, uğraşmayacaktık. Beceremediniz, iş bize kaldı’ dediği öğrenildi.

“NAMLUYA SÜRÜLMÜŞ PATLAMAYA HAZIR MERMİYDİ”
Deniz Gezmiş ile İstanbul Üniversitesinde tanıştıklarını söyleyen Çetiner, “Benim tanıdığım Deniz Gezmiş, inançlarını bilinçli şekilde hayata geçirmek isteyen, bu nedenle namluya sürülmüş her an patlamaya hazır bir mermiydi. İnandığı şeyler için hiçbir şeyi kendisine dert edinmez, önüne çıkan her engeli aşmak için boyu ve yürüyüşü ile uygun şekilde hareket ederdi. Emperyalizmi mağlup eden Che Guevera ve Fidel Castro ikilisi, Deniz’in mücadelesinin temsiliydi. Bu temsili örnek alarak aynı hareketi uygulamak istedi. Ama beceremedi, hayatıyla ödedi. Benim daha önceki yaşamım, iki ihtilal yaşamam ve özellikle 21 Mayıs 1963 Talat Aydemir hareketindeki fonksiyonundan kaynaklanan ilişkimiz onu bana çok yaklaştırıyordu. Coşkulu, heyecanlı, durmadan hareket etmek isteyen, uzun boylu, yaylanarak yürüyen ve hedefine hemen varmak isteyen bir arkadaş olarak tanıdım ve uzun yıllar arkadaşlığımız devam etti.“

“BİR İHTİLALİ BECEREMEDİNİZ”
Deniz Gezmiş’in hakkında idam kararı verildiğinde de kendisine ‘Bir ihtilali becerseydiniz, biz şimdi rahat edecektik, uğraşmayacaktık. Beceremediniz, iş bize kaldı’ dediğini anlatan Çetiner, Deniz’in tek isteğinin devrimci bir iktidarı Çankaya’da görmek olduğunu ifade etti.
Arkadaşı Deniz’i yakalanmadan önce İzmir’de evinde 3 gün sakladığını da anlatan ancak Deniz Gezmiş’in yılbaşı kutlamasını DÖP’lü arkadaşları ile yapmak istemesi üzerine İstanbul’a gittiğini ve yakalandığını ve o dönem kırgınlık yaşadığını belirtti.

İDAM EDİLMEDEN ÖNCE FİLİSTİN’E GİTMEK İSTEDİ
Deniz Gezmiş’in idam edilmeden önce kendisini Filistin’e götürmesini istediğini ifade eden Çetiner, şunları söyledi:
“DÖP’lü arkadaşlarını dağa çıkmayı önerdiğinde reddedince, ‘Beni Zihni’ye söyleyin, Filistin’e götürsün’ önerisinde bulundu. Bende ‘götürmem’ dedim ve olay kapandı, gitmedi. Yaşlandıkça hayat bize bazı şeylerin sorumluluğunu daha çok hissettirdi. Her 6 Mayıs’ta Deniz’i hatırladığımız için bir gün kendimle hesaplaştım. Acaba ben Deniz’in isteğini yerine getirseydim, onu Antakya üzerinden Filistin’e götürseydim, acaba ‘Deniz Gezmiş bugün yaşar mıydı’ dedim. Bunu sonra birçok arkadaşa sordum. Onlar da gitseydi tekrar geri gelirdi dediler. Gelirdi.”
Deniz Gezmiş’in Filistin’de gerilla eğitimi aldığı söylemlerinin gerçeği yansıtmadığını savunan Çetiner, arkadaşının Filistin’de sadece 15 gün kaldığını ve sadece halkın direnişini görmek için oraya gittiğini söyledi.
Çetiner, Deniz Gezmiş’in bugün yaşasaydı yine aynı mücadeleyi vereceğini savundu.

“İDAMA İMZA ATAN ALİ ELVERDİ TİR TİR TİTREDİ”
21 Mayıs 1963’te ihtilal teşebbüsünde bulunulduğu esnada arkadaşlarının idam kararını veren Ali Elverdi’yi sorguya alan askerler arasında olduğunu anlatan Çetiner, sözlerini şöyle sürdürdü: "Alın bunu siz sorgulayın dedi, biz biraz sorguladık. Başına bir nöbetçi diktik, bıraktık gittik. Ama tir tir titriyordu, ölüm korkusu yaşıyordu o an. Bu ölüm korkusunu yaşayan adam güç eline gelince, iktidar koltuğunda üç gencin idamına imza atarken elleri titremedi. Asılırken de panayıra gelir gibi gelip ipte onların dar ağacında asılışını seyretti. İnsanoğlunun böyle namert olduğunu o olayla görmüş oldum. Biz, Ali Elverdi’yi halledemedik ama Ali Elverdi benim üç arkadaşımı halletti.”

“TARİH HAKLARINI TESLİM EDER”
İdam edilmelerinin hukuka uygun olmadığını ifade eden Çeliker, şunları söyledi: “Deniz Gezmişlerin elinde ne ihtilal yapacak silah gücü ne de insan gücü vardı. Dolayısıyla maddi unsurları olmayan bir suçtan idam edildiler. Hukuk da katledildi kendileri de katledildi. Bu cinayetin sorumluları pişman olsalar dahi özür dileyecek durumda değil. Tarih bu gençlerin haklarını mutlak suretle teslim eder. Asanlar unutuldu, asılanlar hâlâ 6 Mayıs’ta Türkiye’nin her tarafında yaşıyor. Halkımızın gönlündedir, kara kaplı defterin idam sayfasında değiller.”
(İHA)