Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) çatı davası kapsamında, terör örgütü elebaşı Fetullah Gülen’in de aralarında bulunduğu 73 kişi hakkında açılan davanın dördüncü celsesi başladı. Mahkeme heyetinin sanık avukatları ve sanık beyanlarının ardından ara kararı açıklaması bekleniyor.
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen FETÖ/PDY çatı davasının dördüncü celsesinde SEGBİS sistemi ile duruşmaya katılarak savunma yapması beklenen Silivri Kapalı Cezaevinde tutuklu olan eski Samanyolu Genel Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca iddianamenin kendisine fiziki olarak ulaştırılmadığı gerekçesiyle savunmasını yapmadı. Karaca, iddianamenin kendisine fiziki olarak ve DVD olarak gönderilmesini istedi. Mahkeme Başkanı Selfet Giray, hem DVD olarak hem de fiziki olarak iddianamenin kendisine yollanması taleplerini ilettiklerini kaydetti. Karaca, savunmasını yapacakları makul bir sürenin verilmesini talep etti ve savunmasını daha sonra yapacağını belirtti.
Karaca’nın talebinin ardından müşteki avukatlarından Şule Nazlıoğlu Erol söz istedi. Karaca’nın zaman kazanmaya çalıştığını anlatan Erol, iddianamenin DVD olarak kendisine ulaştırıldığını ve bu şekilde savunma yapabileceğini söyledi. Erol’un niyet okuyuculuğu yapmamasını söyleyen Karaca ise, "Burada hapis yatan benim. Ağustos ayından itibaren 3 sefer iddianamenin bana gönderilmesi için talepte bulundum. Fiziki olarak bana gelmedi. DVD olarak gelen 45 gün önce geldi. Acaba avukat hanım hiç hapiste yattı mı? Buradaki durumları biliyor mu? Zorunlu olarak atanan müdafi avukatım pazartesi günü atandı. Ne yüzünü gördüm ne sesini duydum. Ben neden süre kazanayım ki? 2 yıldır haksız bir şekilde hiçbir somut delil olmadan zindanlarda tutuluyorum. Başım dik anlım açık. Hiç kimseye karşı işlediğim bir suç yok" ifadelerini kullandı.

"SİZ ÇOK ŞANSLISINIZ. ADİL YARGILANACAKSINIZ"
Mahkeme Başkanı Selfet Giray, davaya müdahillik taleplerini aldı. Balyoz davasından yargılanan ve kanser nedeniyle hayatını kaybeden Tuğamiral Cem Çakmak’ın eşi Sevgi Çakmak söz istedi. Çakmak, "Keşke benim eşim şimdi hayatta olsaydı ve bu konuşmayı sizin gözünüzün içine bakarak yapsaydı. Onun yerine biz ailecek yemin ettik. FETÖ terör örgütünün kurguladığı boş Balyoz davasında benim eşim hayatını kaybetti. 36 ay boyunca Silivri’ye gittik. Hidayet Karaca, biz haftanın 5 günü gittik oraya. Kayınvalidem oğlunu görmek için takma dişlerini çıkardı X-ray cihazından geçebilmek için. Boş bir dava yüzünden çok zarar gördük. Siz çok şanslısınız. Adil yargılanacaksınız. Biz terör örgütüne üye olan ve ihraç edilen hakimler tarafından yargılandık. Eşim akciğer kanserinin dördüncü evresinde Silivri Cezaevinden ancak çıkartılabildi ve tedavi altına alındı. Benim eşim beraat ettiğini yoğun bakımda olduğu için öğrenemedi. Eşim yoğun bakıma girmeden önce ’Ben herhalde devam edemeyeceğim. Söz verin bana bu davanın takipçisi olacaksınız’ dedi. Müşteki olarak katılmak istiyorum" ifadelerini kullandı.

"BİZ GERÇEK SUÇLULAR ORTAYA ÇIKARILSIN DERDİNDEYİZ"
Balyoz davasında suçsuz yere 31 ay hapis yattığını anlatan Şafak Duruer, "31 ay haksız ve hukuksuz yere tutuklu kaldım. 15 Temmuz’dan sonra görüldü ki birçok asker kumpas davalarıyla yargılandı. Örgütün en başta bizlere zarar vermesi nedeniyle davaya müdahil olmak istiyorum" dedi. Balyoz davasında kendisinin avukatlığını yapan Hakan Tunçkol’un, FETÖ çatı davasından yargılanan Alaeddin Kaya’nın da avukatlığını yaptığını öğreniğini belirten Duruer, "Avukatım Hakan Tunçkol’un FETÖ’den yargılanan sanıklardan birinin avukatlığını yaptığını sosyal medyadan gördüm. Ben onunla özelimi paylaştım. Ben şimdi Ali Tatar’ın ve diğer mağdurların ailelerinin yüzüne bakamıyorum. Bana bunu yaşatmaya ne avukatın ne de bir vatandaşın hakkı yoktur. Sosyal medyadan bunu gördüğüm zaman çok üzüldüm. Kendisini avukatlığımdan azlediyorum" diye konuştu.
Müşteki avukatı Şule Nazlıoğlu Erol, dava kapsamında firari ve tutuklu sanıkların olduğunu söyleyerek, sanıkların arasında suçsuz olanların da bulunduğunu söyledi. Bu davada ’kana kan’ demediklerini vurgulayan Erol, "Biz gerçek suçlular ortaya çıkarılsın derdindeyiz. Bu dava bana göre eksik. Her kurumun imamları, abileri, ablaları yakalanmış ve ablalık, imamlık yapanların dereceleri var. En azından o kişilerin bu davaya dahil edilmeleri gerekiyor. Benim, Abdülkadir Aksoy’un tutuksuz yargılanma talebine ilişkin bir talebim yok. Diğer sanıkların tutukluluk hallerinin devamını talep ediyorum" dedi.

"BİZ SÜMÜKLÜ BİR İMAM VE ONUN ORDUSUNUN MAĞDURLARIYIZ"
Davaya müdahil olmak isteyen mağdur Mustafa Diken’in avukatı Gülay Öktem, müdahillik talebinde bulunması esnasında, "Türkiye sümüklü, ağlak, şizofren bir adam olan Fetullah Gülen’in yüzünden ne hallere geldi. Biz sümüklü bir imam ve onun ordusunun mağdurlarıyız" diye konuştu.
Mahkeme Başkanı Selfet Giray, duruşmaya öğle arası verdi. Öğle arasının ardından mahkeme heyetinin ara karar vermesi bekleniyor.
(İHA)