SAMSUN (AA) - AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Çiğdem Karaaslan, "Bugüne kadar 18 kez yapılan anayasadaki değişiklikler hayatı çok da etkilemeyen değişiklikler olmuş. Bu kez olan aslında bir reform. İlk kez aslında biz anayasanın ruhuna dokunuyoruz, ilk kez ruhuna müdahale ediyoruz. Çünkü bu ruh darbeci bir ruh." dedi.

Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) ile Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneğinin (MÜSİAD) Büyükşehir Belediyesi Atakum Kültür Merkezi'nde ortaklaşa düzenlediği "Güçlü Türkiye için Referandum" konferansına, konuşmacı olarak AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Karaaslan, TÜGVA Yüksek İstişare Kurulu üyesi Osman Nuri Kapaktepe, TRT 1 Anahaber sunucusu Işıl Açıkkar ve MÜSİAD üyesi iş adamı Bilal Kanter katıldı.

Karaaslan, burada yaptığı konuşmada, Türkiye'nin önemli ve zor süreçten geçtiğini, uzun zamandır bunun böyle devam ettiğini söyledi.

AK Parti'nin 15 yıllık iktidarı döneminde bu sorunların bir kısmının aşıldığını ve Türkiye'nin önüne yeni hedefler konduğunu vurgulayan Karaaslan, "Tam bu nokta Cumhuriyetin 100'üncü kuruluş yılında ortaya koyduğumuz bir iddia ve bir süreç var önümüzde. 15 yıllık AK Parti iktidarından söz ediyoruz. Bugün biraz daha hafızamızı yokladığımızda hatırladığımız ama hatırladığımız zaman da bizi çok üzen gelişmeleri çok yakın zamanda yaşadık. Bunlar 100 yıl önce yaşanmadı bu ülkede. Maalesef 1960 darbesinden sonrasında bugüne kadar gerçekleşen darbeler, yol kesmeler, ön almalar, vesayetçi zihniyetin çok kısa aralarla Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin önünü kesecek hamleler yapması, hep bizim tecrübelerimiz ve acı hatıralarımız olarak bir kenara yazıldı." dedi.

"Ben 1 yıl önce bu konuşmayı yapıyor olsaydım, belki 1980 darbesini anlatacaktım. Fakat bugün onu söyleyemiyorum, bugün şu salonda küçük çocuklar da var ama darbe görmemiş kimse yok." diyen Karaaslan, maalesef bu acı tecrübeyi yakın zamanda yaşadıklarını dile getirdi.

-"Türkiye mevcut ezberleri ve eski alışkanlıklarıyla yola devam edemez"

Halk oylamasının önemine değinen Karaaslan, şöyle devam etti:

"Neden önemli? Artık Türkiye mevcut ezberleri ve eski alışkanlıklarıyla yola devam edemez. Türkiye tıpkı dünya gibi çok hızlı değişmekte ve gelişmektedir. Bu değişmeye ve gelişmeye ayak uydurmak için sistemde bir güncelle yapmak gerekir. Bu, bir anlamda bir güncellemedir ama çok önemli bir farkla, bugüne kadar 18 kez yapılan anayasadaki değişiklikler, hayatı çok da etkilemeyen değişiklikler olmuş. Bu kez olan aslında bir reform. İlk kez aslında biz anayasanın ruhuna dokunuyoruz, ilk kez ruhuna müdahale ediyoruz. Çünkü bu ruh darbeci bir ruh. Artık bize bu gömlek dar geliyor. Aslında anayasa toplumlar tarafından yazılan metinlerdir. Toplumlar tarafından devleti bir anlamda tanımlayan metinlerdir ama bizim ülkemizde maalesef öyle olmadı. 1960 darbesinin ardından 1980 darbesinin ardından 1982 yılında yazılan anayasa ile yola devam etmemiz beklendi."

- "15 Temmuz'da çıplak ellerimizle sahip çıktık demokrasiye"

Her siyasi partinin seçimler öncesinde anayasanın değiştirilmesi gerektiği konusunda fikir beyan ettiğini ancak söz sahibi olduktan bundan geri adım atıklarına dikkati çeken Karaaslan, bugün Türkiye'nin çok farklı noktada durduğunu söyledi.

Karaaslan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"17 Nisan sabahı uyandığımızda bambaşka bir dünya bizi bekliyor olmayacak. Yani hala ülkemizin doğusunda devam eden savaşlar devam edecek, acı çeken anneler ve çocuklar olmaya devam edecek. Batı'daki duyarsızlık, sessizlik ve vicdansızlık da bir anlamda devam edecek. Peki ama ne değişecek? 16 Nisan'da sandıktan güçlü bir 'evet' çıktığında en azından bunlarla çok daha güçlü mücadele edebilen, çok daha kendinden emin bir Türkiye ile karşılaşacağız. Bunu hep beraber yaşayacağız. Hepimiz aynı gemide seyahat ediyoruz. Biz 15 Temmuz gecesi çıplak ellerimizle sahip çıktık demokrasiye. Bütün ülke olarak meydanlarda 27 gün boyunca nöbet tuttuk, demokrasi, özgürlük, vatan ve bayrak için... Şimdi de önümüze gelen sandıkla birlikte bunu gerçekleştireceğiz. Hakikaten bir ülkede yapılabilecek en demokratik uygulama bu olsa gerek. Halkın ne yapacağının sorulması ve yol haritasının halk tarafından çizilmesi. Bunu 16 Nisan'da hep beraber göstereceğiz."

- "Türkiye'de sivil toplumdan önce devletin kendine alan açması gereklidir"

TÜGVA Yüksek İstişare Kurulu üyesi Osman Nuri Kapaktepe ise bu referandumun diğer referandumlardan daha önemli olduğunu dile getirerek, "Sivil toplumun varlık nedeni biliyorsunuz, bir ülkedeki kanunlardan, yasalardan mümkün olduğunca halkın kendisine alan açmak için vardır. Aslında Türkiye'de sivil toplumun kendisine alan açmasından önce devlettin kendisine alan açmasına ihtiyacı var." ifadelerini kullandı.

- "Her siyasi irade ve iktidar başkanlık sistemini savunmuştur"

TRT 1 Anahaber sunucusu Işıl Açıkkar da Türkiye'nin 16 Nisan'da kendi geleceğini oylayacağını söyledi.

16 Nisan'da nasıl bir Türkiye'de yaşanacağının da bir anlamda oylanacağını belirten Açıkkar, "Ne istediğimizi ve neye inandığımızı oylayacağız. 16 Nisan'da 18 anayasa maddesi için oy kullanacağız. Peki bu 18 maddenin değişimi yani sistem değişimi gerekli mi? Evet gerekli. Çünkü 50 yıldır, gerçek demokrasiye yani çok partili sürece geçtiğimiz andan itibaren her siyasi irade ve iktidar aslında bu sistem değişikliğini ve özellikle de başkanlık sisteminin gerekliliğini savunmuştur." değerlendirmesini yaptı.

- "Güçlü bir iktidar olduktan sonra ekonominin yola girmemesi gibi bir lüks yok"

İş adamı Bilal Kanter de MÜSİAD olarak 65 ülkede faaliyette bulunduklarına işaret ederek, "Hepsinde iktidarın tek başına yani vesayet olmadan, esler verilmeden sistemin devam etmesi bütün yatırımların temelini oluşturuyor. İki gün önce Katar heyeti Türkiye'ye geldi. 16 Nisan'da 'evet' çıktıktan sonra yatırımlarına devam edeceklerini belirttiler. Beklentiler bu kadar yüksek. Onun için ekonomiyi bir tarafa bırakmak zorundayım artık. Önce güçlü bir iktidar olup, güçlü ve söz sahibi, milletiyle birlikte tek başına iktidar olduktan sonra ekonominin yola girmemesi gibi bir lüks yok." diye konuştu.