Milliyet'ten Tolga Şardan'ın haberine göre; Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içindeki Gülen yanlısı subayların gerçekleştirmeye çalıştığı darbe girişiminin gelişmeleri devam ediyor.

Kamuoyu, darbe girişiminin ilk sinyallerini Akıncı Üssü’nden havalanan F-16’ların saat 22.15 sıralarında Ankara semalarında alçaktan uçuş yapmasıyla aldı.

Uçakların iki sorti yaptığı birkaç dakika içinde başkent kulislerinde TSK’nın ülke yönetimine el koyduğu yönünde bilgiler akmaya başladı.

İlk yarım saat içinde, “işin rengi” biraz daha belirginleşti.

Evet, hükümete karşı bir darbe girişimi vardı. Ancak, bu darbe girişiminin TSK’nın emir-komuta kademesinin koordinesinde olmadığı anlaşılmaya başlandı. 

Nihayetinde, saatler ilerledikçe Ankara ve İstanbul’da olağanüstü süreç yaşandığı anlaşılıyordu.

Cuma gecesi saat 22.10 sıralarında başlayan gelişmelerle ilgili dün yeni bilgiler gün ışığına çıktı.

TSK’da yapılanma içinde olduğu tespit edilen ve FETÖ Paralel Devlet Yapılanması’na (PDY) bağlı olarak hareket eden bir grup askerin hükümete yönelik darbe girişiminin, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’ın rehin alınmasıyla başladığı ortaya çıktı.

Korumalar odaya kilitlendi

Darbeci grup içinde yer alan korgeneral rütbesindeki üst düzey komutanların koordinesinde, Hava Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı Ankara Mürted’deki Akıncı Üssü olarak adlandırılan 4. Ana Jet Üs Komutanlığı karargâh olarak kullanılıyordu.

Darbe girişimiyle ilgili ilk hareket, Orgeneral Akar ile Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Yaşar Güler’i koruyan polis korumaların odaya kilitlenmesiyle başladı.

Genelkurmay Başkanlığı Ana Karargâh Binası’nda Orgeneral Akar’ın makam katında konuşlanan darbeci gruba mensup TSK personeli, özel harekâtçılardan oluşan altı yakın korumayı, “Gece tatbikatı yapılacak, size gerek yok” diyerek önce makamdan uzaklaştırdılar.

Ardından da demir kapısı olan bir odaya sokarak kilitlediler.

Karargâhta, “bir sorun” yaşandığını anlayan korumalar, saat 21.30 sıralarında Ankara Emniyet Müdürlüğü’nü arayıp gelişmeleri aktarırken, karargâhtan silah sesleri duyulmaya başlandı.

Birkaç dakika içinde silah seslerinin artmasıyla birlikte Ankara Emniyet Müdür Mahmut Karaaslan, hemen Genelkurmay Başkanlığı’nın bulunduğu bölgeye geçerken çok sayıda polis ekibi TSK’nın ana karargâhına yönlendirildi.

Darbeci grup, saat 22.00’ye doğru karargâhtan kalkan bir helikopterle Genelkurmay Başkanı Orgeneral Akar’ı rehin aldıktan sonra İstanbul Yolu güzergâhındaki Akıncı Üssü’ne götürdü.

Akar’ın burada, halen birlikte görev yaptığı ve Genelkurmay’da J Başkanı olan iki korgeneral eşliğinde kaldığı öne sürüldü. Akar’ın karargâh dışına çıkarılmasıyla birlikte bu kez darbeci grup ile karşılarındaki TSK mensupları arasında silahlı çatışma yaşanmaya başlandı.

İlk hedef özel tim karargâhı

Bu sırada Akıncı Üssü’nden havalanan iki F-16 savaş uçağı, saat 22.15 sıralarında Genelkurmay ve TBMM üzerinde çok alçak irtifada uçmaya başladı.

Bu uçuşlar sırasında Hava Kuvvetleri’ne bağlı savaş uçakları ile Kara Havacılık Okulu’na ait mühimmat yüklü savaş helikopterleri, hemen Emniyet Genel Müdürlüğü’ne ait Gölbaşı’nda konuşlu Özel Harekât Dairesi ile Havacılık Dairesi’ne yönelik bomba atmaya başladı. Atılan bombaların yarattığı gümbürtüler, kentin güneyinde çok daha güçlü hissedildi.

Bu saldırı atışları sırasında Özel Harekât Dairesi’ne ait tesisler yerle bir olurken, tesislerde bulunan üç daire başkan yardımcısı ve altı şube müdür olmak üzere toplam 38 özel harekât polisi şehit oldu.

Özel harekâtın yanındaki Havacılık Dairesi’ne yönelik hava operasyonunda ise hangardan polis helikopterini çıkarıp uçurmaya çalışan havacı polisler, F-16’dan atılan bombanın hedefi oldu.

Beş polis, bombanın patlamasıyla şehit olurken, hangardan çıkarılmaya çalışılan helikopterin de bomba isabet etmesi nedeniyle patlayıp kullanılamaz hale geldiği öğrenildi.

Darbe girişimi sırasında, Jandarma Genel Komutanlığı’nın Beştepe’deki karargâhında bulunan Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele Dairesi Başkanı Turgut Arslan, darbeci grubun silahla başından yaralaması sonucunda ağır yaralandı.

Jandarma Genel Komutanlığı karargâhında yaşanan gelişmeleri öğrenmek amacıyla koruması ve makam şoförü ile birlikte Beştepe’ye giden Arslan, jandarmadaki darbecilerce rehin alındı. Arslan’ın koruması şehit edilirken, şoförü ise işkence yapıldıktan sonra hastaneye ulaşabildi. Arslan’ın ellerinin arkadan bağlanarak başına silahla ateş edildiği anlaşıldı.

Arslan, dün sabah erken saatlerde jandarma karargâhına giren polislerce başından vurulmuş halde ağır yaralı bulundu. Arslan, Gazi Üniversitesi’nde ameliyata alındı.

Darbe girişimin ardından gün ışımasıyla birlikte harekete geçen Ankara Emniyet Müdürlüğü ekipleri, darbeci grubun karargâh olarak kullandığı Akıncı Üssü çevresinde kontrol yapmaya başladı.

Darbeci grup içinde yer alan TSK mensuplarının sivil kıyafetler giyerek üssü terk ettiği bilgisi alındı. Bunun üzerine şüpheli kişileri yakalamaya çalışan polis, bazı kişileri gözaltına aldı.

Uçak ve helikopter sesleri sabahın ilk saatlerine kadar sürdü. Gün ışımasıyla birlikte hükümetin önlemeyi başardığı darbe girişimi sonuçsuz kaldı.

Ancak, arkasında yine çok tartışılacak bir tarihi süreci bıraktı.