ÇORUM (AA) - TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Mustafa Şentop, "Siyasette FETÖ'cüler var mı? Muhakkak, tabii ki vardır ancak 'Asker içerisinde var, polis içerisinde var, burada niye o kadar yok?' demek yanlış. Niye? Çünkü öyle bir hedefleri yok. FETÖ'cülerin siyaset içerisinde örgütlenme, parti kurma ya da partiler içerisinde adam sokmak sayesinde siyasette etkili olmak gibi bir niyetleri yok çünkü onlar siyasi mücadeleyi bir yol, bir tercih olarak benimsemiş değiller. Onlar bürokratik iktidarı elde etmek istiyorlardı." dedi.

Şentop, AK Parti Çorum İl Başkanlığınca, belediye konferans salonunda düzenlenen AK Parti Siyaset Akademisi'nin yeni dönemdeki ilk dersini verdi.

Türk milletinin 2002'den itibaren iktidara getirdiği bir partinin Türkiye'yi değiştirdiğini gördüğünü belirten Şentop, 2002'den sonra Türk milletinin artık kullandığı oy ile Türkiye'de bir şeyleri değiştireceğini gördüğünü söyledi.

Türkiye'de siyasetin değeri ve gücü arttıkça bürokratik iktidarın gücünün azaldığını ifade eden Şentop, şöyle devam etti:

"2002'den sonra bu grafikte siyasi iktidarın çizgisi yükseliyor, bürokratik iktidarın çizgisi düşüşe geçiyor. Bunların kesiştiği bir nokta var. O nokta, AK Parti'nin kapatma davasıdır. Orada bürokratik iktidar, siyasi iktidarı tasfiye etmek, bertaraf etmek için son büyük hamlesini yapmıştır ama AK Parti'yi kapatamamıştır. Kritik bir oy ile AK Parti kapatılamamıştır. İşte bu nokta, siyasi iktidarın yükseldiği, bürokratik iktidarın da düştüğü yerin kesiştiği noktadır. O tarihten itibaren siyasi iktidarın çizgisi daha dik bir açıyla yukarıya, bürokratik iktidarın çizgisi de daha dar bir açıyla aşağı doğru inmek zorunda kalmıştır."

15 Temmuz'da bürokratik iktidarın bittiğini dile getiren Şentop, "Bitişin tescil edildiği bir noktadır. Son bir hamle olarak kendi varlığını göstermeye çalışmıştır ama bitmiştir." dedi.

Kendilerine, "FETÖ asker içerisinde bu kadar örgütlenmiş, poliste, yargıda örgütlenmiş, siyasette yok mu, AK Parti'de yok mu?" diye sorulduğunu aktaran Şentop, şunları söyledi:

"Bu tablonun bütününü ele almadan düşünürsek vereceğimiz cevap yanlış olur. 1960'lardan sonra devlet iktidarı, siyasi ve bürokratik iktidar olarak ikiye bölündü. Türkiye'de siyasi görüşlerden farklı insanlar var. Solcular var, sağcılar var, milliyetçiler ve muhafazakarlar var. Bütün siyasi görüş sahipleri kendi görüşlerinin ülkede iktidar olmasını istiyorlar. İyi de iktidar ikiye bölünmüş, hangisini olacaksın? Siyasi iktidarı elde etmeyi mi hedefleyeceksin, yoksa bürokratik iktidarı mı ele geçireceksin? Solcular arasında bu tartışma 1965'ten sonra yoğun bir şekilde yaşandı. Solcular, tartışmalarını çok gürültülü yaptıkları için birçok kitap ve gazetelerde bunlar var. Bir kısmı 'Biz parti kuralım, millete gidelim, görüşlerimizi benimsetelim ve iktidar olalım' demişler. Bir kısmı da 'Siyasi iktidar ne ki? Siyasi iktidar oluyorsun ama ülkeyi yönetemiyorsun. Ülkeyi esas bürokrasi yönetiyor. Dolayısıyla biz, asker başta olmak üzere bürokrasi içinde örgütlenelim, bürokrasiyi ele geçirelim, bürokratik iktidarı ele geçirelim, devleti o şekilde yönetebiliriz' diyorlar. İşte bu bürokrasi içerisinde iktidar olmayı hedefleyen solcular, 9 Mart 1971'de darbe yapmak için harekete geçiyorlar, TSK bunu durduruyor ama 12 Mart'ta TSK içerisindeki başka örgütlü yapı darbe yapıyor."

- "FETÖ'cüler 40 yıldır bürokratik iktidarı ele geçirmek için çalıştılar"

Türkiye'deki sağ, muhafazakar ve dindar kesimlerin de 1960'lı yılların sonunda "Siyasi iktidar mı, bürokratik iktidar mı?" sorusunu sormaya başladığına dikkati çeken Şentop, şu değerlendirmeyi yaptı:

"Tabii kendi görüşlerimiz iktidar olsun, Türkiye'yi bu görüşler istikametinde yönetelim ama nasıl iktidar olacağız? Bir kısmı 'Bunun yolu siyasettir' diyor. Bu yolun sembolü, öncüsü rahmetli Necmettin Erbakan hocadır. Adalet Partisinden aday oluyor, adaylığı veto ediliyor. Daha sonra bağımsız olarak Meclis'e giriyor, sonra parti kuruyor, kapatılıyor, yeniden kuruyor, yeniden kapatılıyor. Bugün başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere hepimizin içinden gelmiş olduğu kültür budur. Millete görüşlerini anlatarak, milletin desteğini alarak siyasi iktidar olmaktır ama sağ, muhafazakar ve dindar çevrelerde başka görüşler de var. Bunlar içerisinde öne çıkan da FETÖ'cüler. Şimdi FETÖ'cüler diyoruz. Bunlar da 'Bu iş siyasetle olmaz. İktidar olsan ne olacak? Bir şey yapamıyorsun ki. Biz bürokrasiyi ele geçirirsek bu ülkede iktidar oluruz' diyorlar ve 40 yıldır emek harcadıkları bütün mücadele bu."

Siyasette de FETÖ'cülerin olduğunu vurgulayan Şentop, şöyle konuştu:

"Siyasette FETÖ'cüler var mı? Muhakkak, tabii ki vardır ancak 'Asker içerisinde var, polis içerisinde var, burada niye o kadar yok?' demek yanlış. Niye? Çünkü öyle bir hedefleri yok. FETÖ'cülerin siyaset içerisinde örgütlenme, parti kurma ya da partiler içerisinde adam sokmak sayesinde siyasette etkili olmak gibi bir niyetleri yok çünkü onlar siyasi mücadeleyi bir yol, bir tercih olarak benimsemiş değiller. Onlar bürokratik iktidarı elde etmek istiyorlardı. FETÖ'cüler 40 yıldır bürokratik iktidarı ele geçirmek için o kadar çalıştılar, gayret gösterdiler ve tam bürokratik iktidarı ele geçirdiler, Türkiye'de bürokratik iktidar bitti. İktidar sadece siyasi iktidardan ibaret hale geldi. AK Parti'nin 2002'den itibaren yürüttüğü mücadelede siyasi iktidar gerçek manada devlet iktidarı haline geldi. Esasen de mesele budur."

Türkiye'deki FETÖ ile mücadelenin, AK Parti'nin bürokratik oligarşik yapıyla ilgili yürüttüğü mücadelenin görünen yüzü olduğunu bildiren Şentop, "Bugünlerde FETÖ'cüler bürokratik oligarşik yapıyı temsil ediyorlar, kavga bugün onlarla ama bu kavga artık son kavgadır. Bürokratik oligarşik yapı esasen tasfiye edilmiştir. 15 Temmuz bir iflasın göstergesi, tescil edildiği bir tarih olarak yazılacaktır kitaplarda." dedi.

Türkiye'nin yeni bir anayasaya ihtiyacı olduğuna dikkati çeken Şentop, şunları kaydetti:

"Türkiye değişti. Gerçek manada yegane iktidarın milletin seçtiği iktidar olduğu anlayışı, bu ülkedeki siyasi paradigmanın değiştiğini ortaya koyuyor. Yani 27 Mayıs 1960'dan sonra bir siyasi düzen, anlayış ortaya konuldu. AK Parti 2002'den bu yana yürüttüğü siyasi faaliyet ve çalışma ile bu anlayışı, bu zihniyeti, bu paradigmayı değiştirdi. Şimdi bu yeni zihniyetin yeni bir anayasaya ihtiyacı var."

Programa, AK Parti Çorum Milletvekili Ahmet Sami Ceylan, Belediye Başkan Vekili Ahmet Yabacıoğlu, AK Parti Genel Merkez Ar-Ge Başkan Yardımcısı Mahmut Sami Mallı ile akademi öğrencileri de katıldı.