ZONGULDAK (AA) - Zonguldak'ta Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimine ilişkin 11 eski Sahil Güvenlik Komutanlığı personelinin yargılandığı davada 8 tutuklu sanıktan 4'ü tahliye edildi.

Zonguldak 2. Ağır Ceza Mahkemesinde dün görülmeye başlanan, geç saatlere kadar süren duruşmaya darbe girişimi öncesinde "TCSG-86" gemisinde görevli olan eski subay, astsubay ve uzman çavuşlardan oluşan 8'i tutuklu 11 sanık ile avukatları ve yakınları katıldı.

Duruşmada "anayasal düzeni ortadan kaldırmak", "silahlı terör örgütüne üye olmak", "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme" suçlamalarının yöneltildiği sanıklar hakkında hazırlanan iddianame okundu.

Sanıklardan eski TCSG-86 Gemisi Komutanı Yüzbaşı Oskay Masatcı, savunmasında, 15 Temmuz gecesi WhatsApp mesaj grubundan bütün bot komutanlarına hitaben personeli gemilere toplaması yönünde emir verildiğini ve kanuna uygun emirleri uyguladığını öne sürdü.

Darbe girişimi gecesi eşiyle dizi izlediğini iddia eden Masatcı, şöyle konuştu:

"Olay gecesi 23.50 sıralarında Amasra Grup Komutanlığı bağlıları olarak, grup komutanımızın içinde bulunduğu WhatssApp mesaj grubuna, bot komutanlarına hitaben, personeli gemilere toplamaları yönünde emir verildi. Ben de bunun üzerine ikinci komutanımı arayarak personelin gemide toplanması emrini verdim. Amasra Grup Komutanlığı Harekat Merkezinde görevli bir astsubay tarafından grup komutanımızın emri olan liman önünde devriye alınması, olağan dışı hareketlilik olması, tekne giriş ve çıkışı, şehirde olan bitenler hakkında rapor vermemiz emredildi.

Ayrıntılı emirlerin daha sonra verileceği söylendi. Sahil Güvenlik Komutanlığının İçişleri Bakanlığına bağlı olduğunu biliyorum. İçişleri Bakanlığı tarafından Sahil Güvenlik Komutanlığına böyle bir görevin verilmiş olabileceğini, denize kıyısı olan şehirlerde birtakım hareketlenmelerin denizden daha iyi gözlenebileceğini, aynı zamanda birlik emniyetinin de liman dışı seyir halinde daha iyi sağlanabileceğini düşündüğümden emri uyguladım."

"Askerlik görevim boyunca verilen emri sorgulamamayı öğrendim." diyen Masatcı, aldığı emir görev alanıyla ilgili olduğu için sorgulamadığını savundu.

Masatcı, "Başka bir yere gitmem istenseydi zaten bunu kabul etmezdim. Hareket ettiğimizde gözcülük görevi yapan personele olağan dışı bir durum olursa haber vermelerini söyledim. Limanın 3-4 kilometre açığında denizde 10 kere gidip gelmişizdir. Seyir yaptığımız süre içinde limana giriş ya da çıkış yapmak isteyen olmadı." ifadelerini kullandı.

- "Limanlarına dönülmesi yönünde emir verildi"

Darbe girişimi gecesi 01.30 sıralarında gemideki mesajlaşma sistemine, Ankara Sahil Güvenlik Komutanlığından "sıkıyönetim direktifi" adı altında yazılı emir geldiğini anlatan Masatcı, şunları kaydetti:

"O ana kadar herhangi bir sorun yaşanmadı. Emrin bizi suça sürükleyebileceğini, darbe girişimini gerçekleştirenlerin yanında olmuş gibi gösterilebileceğini, limanı kapatmak gibi şeyler yapmanın sıkıntılı olabileceğini, limana giderek emniyeti almanın mantıklı olabileceğini düşündüm. Bu sırada emniyetten deniz polisiyle de irtibatta olduk. Limana dönüş yaptığım 02.00 sıralarında bütün komutanlara konuş bulunan limanlara dönülmesi yönünde emir verildi.

Aynı zamanda Amasra Grup Komutanlığı Harekat Merkezi, botların limanlara dönmesi emrini tekrarladı. Saat 02.20 gibi limana giriş yaptık."

- "Gürültü amaçlı atış yapın" talimatı

Masatcı, sözlerine şöyle devam etti:

"Limana yanaştıktan sonra Ankara'dan bir binbaşı, görev telefonundan arayarak, 'Cephanenin yüzde 10'unu kullanarak gürültü maksatlı atış yap.' diye söyledi. Kendisinin kim olduğunu anlamaya çalıştım. Bana, Sahil Güvenlik Komutanlığında vardiyada görevli olduğunu söyleyerek, bu atışı yapmamı emretti. Bir şey söylemeden telefonu kapattım. Bu görüşmeden sonra grup komutanımızı arayarak bilgi verdim. Bize, Ankara'dan bazı rütbelilerin, çeşitli bot komutanlarının aradığı ve bu emirlere kesinlikle uyulmaması gerektiği söylendi. Daha sonra istirahate çekildim. Personelime silah veya cephane dağıtmadım.

Üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum. Sadece amirimden bana verilen yasal emirleri uyguladım. Yasa dışı gelen hiçbir emre işlem yapmadım."

Tutuksuz sanıklardan Özcan Kazlı da etkin pişmanlıktan faydalanmak istediğini söyledi.

Kazlı, 2006 yılında duygusal ve manevi açıdan çöküntü yaşadığını ve o dönemde iyi niyetli olduğunu bildiği insanlarla tanıştığını dile getirerek, şunları anlattı:

"Bu insanlar o dönemde 'cemaat' diye bildiğim yapıya mensup insanlardı. O dönemde Gölcük'te görev yaptığım sırada devrem Bekir Çıtlak ile görevdeydik. Birlikte ev tutmuştuk. Ben ve Bekir, bu yapıya mensup insanlarla tanıştık ve sohbet toplantılarına katıldık. 2009'da İstanbul'a tayin olduk. Tayin olduktan sonra evlilik yaptım. 2013'te 'TCSG-86' gemisine tayin oldum. Aynı yıl Bekir Çıtlak da Zonguldak'ın Ereğli ilçesine tayin oldu. Gemimiz 2015'te Zonguldak Limanı'na konuşlandı. Zonguldak'ta olduğum süre içinde adının 'Mehmet Başören' olduğunu bildiğim kişiyle görüşmelerimiz oldu. 17/25 Aralık operasyonlarından sonra Bekir ile bunlara karşı bir mesafe koymamız gerektiğini düşündük.

2014'te Mehmet Başören, bize 'ByLock' isminde bir program kullandığını ve kullanırken sorun yaşamadığını söyledi. Bize de bunu kullanmamızı tavsiye etti. Önce Google Store'den bu programı indirdi ancak çalıştıramadık. Bende çalışmayınca Bekir'in telefonuna indirdi, onunkinde sorunsuz çalışmaya başladı. Bunların zararlı bir örgüt olduğunu anlamıştım ancak bana veya aileme zarar geleceği korkusuyla kimseye anlatamadım. Bu durumu Bekir ile konuşabildim. Eşim bu yapıyla irtibatım olduğunu bilmez. Bunları anlatacak güvenli bir merci bulamadım."

Mahkeme heyeti, yaklaşık 16 saat süren duruşmada tutuklu sanıklardan Özkan Beyaz, Engin Bahtiyar, Haşim Koyuncu ve Burak Kılıç'ın, adli kontrol ve yurt dışına çıkış yasağı konularak tahliye edilmesine karar verdi.

Oğuzhan Özhan, Görkem Özdem, Oskay Masatcı ve Samet Battal'ın tutukluluk halinin devamına hükmeden mahkeme heyeti, eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.

Cumhuriyet Başsavcılığının talimatı doğrultusunda, İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ekiplerince, 11 Ağustos'ta "TCSG-86" gemisinde görevli askeri personele yönelik operasyon düzenlenmişti. Gözaltına alınan 11 şüpheliden 8'i tutuklanmış, diğerleri ise adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı.