Türkiye'deki tüm camilerde okunacak olan Cuma hutbesi'nde bu hafta Kurban Bayramı konusu işlendi. 'Ebedi Bayramlarla Birlikte Yol Alabilmek' başlıklı hutbede sahabelerden olan Muâz b. Cebel'den bahsedildi. Efendimiz'in, Peygamber aşığı olan bu genç sahabeye namazlarından sonra okuyacağı bir dua öğrettiği ve “Ey Muâz! Namazların ardından şu duayı oku: „Allah‟ım! Seni anıp zikretmek, nimetine şükretmek, sana en güzel şekilde ibadet etmek için bana yardım et!‟ dediği anlatıldı.

16 Eylül tarihli Cuma hutbesi:

EBEDİ BAYRAMLARA BİRLİKTE YOL ALABİLMEK

Kardeşlerim! Muâz b. Cebel, genç yaşta İslam'la müşerref olmuş bir sahâbiydi. O bir peygamber aşığıydı. Allah Resûlü (s.a.s) de, Muâz'ı çok sever, sevgisini dile getirir ve ona tavsiyelerde bulunurdu. Efendimiz, yine bir gün bu genç sahâbiye, kulluk bilinciyle yaşamaya dair şu özlü tavsiyede bulunmuştu: “Ey Muâz! Namazların ardından şu duayı oku: „Allah‟ım! Seni anıp zikretmek, nimetine şükretmek, sana en güzel şekilde ibadet etmek için bana yardım et!‟ ”
Aziz Kardeşlerim! Rabbimize hamd-ü senalar olsun ki bereketli bir mevsimi daha geride bıraktık. Bu süreçte Rabbimizin rahmeti adeta sağanak olup üzerimize yağdı. Bugünlerde sevinçliyiz, umutluyuz. Sevinçliyiz. Zira kardeşlerimiz, hac ibadetini tamamladı. Müminlerin, Arafat'tan, Kâbe'den arşa yükselen yürekten duaları, hepimizi kapsadı. Sevinçliyiz. Çünkü İslam ümmetinin, Hz. İbrahim'in eliyle kuruluşunun bayramı olan Kurban bayramını hep birlikte idrak ettik. Sevinçliyiz. Çünkü kurbanlarımızla sadakat ve teslimiyetimizi, kulluk şuurumuzu bir kez daha tazeledik.
Kardeşlerim! Umutluyuz, çünkü hac, kurban ibadeti ve bayram, bize bir kez daha arınma, durulma, günahlardan kurtulma imkânı verdi. Bize yeniden dirilişi ve yücelmeyi müjdeledi. Bu bereketli mevsim, aramızdaki uzaklıkları ortadan kaldırdı. Bizi kendimize ve birbirimize yaklaştırdı. Beden ülkesine hapsettiğimiz ruhumuzu gerçek sahibine, Rabbimize yakın kıldı.
Kıymetli Kardeşlerim! Bizler, bu bereketli mevsimin iklimini hayatımız boyunca solumakla mükellefiz. Haccın, kurbanın ve bayramın bizlere kazandırdığı ulvi hasletleri bir ömür boyu korumakla mükellefiz. Hac, bizlere marifetullahı, Allah'ı bilmeyi, Allah'a samimiyetle kul olmayı hatırlattı. O halde geliniz, sadece hac mevsiminde değil, ömrümüzün her anında Allah'ı anıp hatırlayalım. Sadece O'na kul olalım. O'nu unutanlardan değil, O'nun adıyla hayat bulup, O'nun adıyla can verenlerden olalım. “Allah‟ı unutan, bu yüzden Allah‟ın da onlara kendilerini unutturduğu kimseler gibi olmayın. İşte onlar gerçekten yoldan çıkmışlardır.”ii âyetini asla aklımızdan çıkarmayalım.
Aziz Müminler! Kurban, bizlere ihlas ve takvayı, riyadan uzak durmayı, Rabbimize yakın olmayı hatırlattı. O halde geliniz, sadece kurbanlarımızla değil, bütün ibadetlerimizle, hayır ve hasenatımızla Rabbimize yakın olmanın yollarını arayalım. Bizi Rabbimizden uzaklaştıracak olumsuzlukların değil, O'na yakınlaştıracak iyilik ve güzelliklerin peşinden koşalım.
Kardeşlerim! Bayram bizlere “bir” olmayı, “biz” olmayı hatırlattı. Bir binanın birbirine kenetlenmiş tuğlaları, bir bedenin birlikte hareket eden organları gibi bütün olmayı hatırlattı. O halde geliniz, birbirimize sadece bayramlarda değil, her daim sahip çıkalım. Bayramda pekişen birlik-beraberlik ve kardeşliğimizi, ülfet ve muhabbetimizi koruyalım. Bayramın rahmet ve bereketini, sevinç ve neşesini, huzur ve sükûnetini birbirimize her gün ikram edelim. Birbirimizi, kardeşlerimizi ihmal etmeyelim, yalnızlık ve çaresizliğe terk etmeyelim. Âlemlere rahmet olarak gönderilen bir peygamberin ümmeti olduğumuzun bilinci doğrultusunda bir hayat sürelim.
Kardeşlerim! Unutmayalım ki, dünya âhiretin tarlasıdır ve âhiret dünyada kazanılmaktadır. Öyleyse geliniz, fâni olan dünya hayatımızı ebedi mutluluk ve huzura dönüştürebilmeye gayret edelim. Gönlümüzden hasedi, kini, nefreti atıp, yeryüzünde sevginin, merhametin, iyiliğin yayılması için yarışalım. Allah'a layık kul, Efendimiz (s.a.s)'e layık ümmet, birbirimize hakiki kardeş olmaya bakalım. Rabbimizin huzuruna, âhiret yurduna hesabını verebileceğimiz bir hayat yaşayarak varalım. Ebedi bayramlara hep birlikte yol alalım.
Kardeşlerim! Hutbemi bitirmeden önemli bir hatırlatmada bulunmak istiyorum; Son yıllarda yaşadığımız trafik kazaları, bayramların huzur ve sevincini acı ve hüzne dönüştürüyor. Bu kazalarda nice insanımız, nice kardeşimiz can veriyor. Nice aileler yok oluyor. Nice ümitler, nice istikballer sönüyor. Nice anne-babalar, evlatlar, yakınlar, gözü yaşlı, boynu bükük kalıyor. Bugünlerde artık evimize, yuvamıza, işimize geri dönüş yolculuğumuz var. Bu noktada bütün kardeşlerimizi trafik kurallarına uymaya, sabırlı ve dikkatli davranmaya, birbirimizin hak ve hukukunu korumaya davet ediyorum. Yüce Rabbimiz, bütün kardeşlerimizin sağ salim yuvalarına ulaşmasını nasip etsin. Bizleri her türlü kaza, bela ve musibetten muhafaza eylesin.