2010 yılında Gürcistan’ın Suhumi şehrine yük getirmiştim. Şimdi bir ay önce de yine Puti şehrine mal götürdüm. Bunlar beni gözaltına alarak yasak bölgeye giriş yaptın dediler. Ama onlara göre yasak bölge, çünkü haritada falan böyle bir kısıtlama yok. Akıllarına dayanarak beni öyle sorgusuz sualsiz aldılar. Telefonumu her şeyimi aldılar. Kimseye de haber veremiyorsun. Ailem bile bilmiyordu. Onlara da çalıştığım gemi firması haber vermiş.

KAFALARINA GÖRE KANUN YARATIYORLAR

Sonra beni sorguya aldılar ifade verdim. Yasak bölgeye girdin dediler. Yasak saha diye bir şey yoktu ben sadece limana mal boşalttım çıktım dedim. Onlar ‘yasak burası. Bizim kanunlarımıza göre suç. Kaçakçılık yaptın sen’ dediler. Zaten istediğin kadar istediğini söyle. Kâğıdı önüne getirttiriyorlar imzalattırıyorlar sana suçlu olduğunu dolayı. İmzalamazsan süreç uzar diyor. Mecbur imzalatıyorlar. Nihayetinde beni bir ay orda suçsuz yere içeriye attılar. Yine gemi personelinden başka adamlar da almışlar. Ben tazminat yatırdım serbest bıraktılar. Çıkmam 50 bin lirayı buldu. Sağ olsunlar çalıştığım firma da çok destek oldu. Ekonomilerini bizden düzeltiyorlar.



ARTIK GÜRCİSTAN’A GİTMEM

Denizcilik için çok kötü olaylar bunlar. Denizci insan dünyanın en hür serbest insanıdır. Ben onlarca ülkeye gittim ilk kez böyle oldu. Ama Gürcistan problemli bir ülke. Ortada kanun yok kanunlar böyle diyorlar. Allah’ıma şükür kurtardık oradan. Suhumi’ye artık gitmeyi düşünmüyorum. Ama bu konunun Gürcistan’la beraber anlaşma yapılması lazım. Denizci insanı mağdur olmamalı. Armatörlerin, ve devlet büyüklerinin bastırması lazım yoksa biz kaptanlar çilesini çekiyoruz. Benim günahım ne maaşla çalışan bir insanım ben. Hiçbir şeyimiz yokken mağdur olduk. Gemi adamına kelepçe vurulmaz. 35 senedir ben denizdeyim ilk kez koluma kelepçe vuruldu. Çok zoruma gitti. 20 metrekarede 16 kişi yaşam savaşı verdik. Bu yaşadıklarım biterse kurban keseceğim dedim. Yeter ki oradan kurtulayım dedim. Şimdi kurban da keseceğim” dedi.