TBMM’ye önceki gün sevk edilen, anadilde savunmaya imkan sağlayan tasarıda yer alan, hasta mahkûmların tahliye edilmelerine yönelik düzenleme, “Abdullah Öcalan da tahliye olabilir mi?” tartışması başlattı. Öcalan’ın yaşlılık döneminde düzenlemeden yararlanabileceği iddiasına karşılık, İnfaz Kanunu’nun “ağırlaştırılmış müebbet hapisle” ilgili maddelerinin buna engel oluşturacağı savunuldu.
Adalet Bakanlığı’nca hazırlanan 13 maddelik tasarıda, hasta hükümlülerin cezasının infazının sonlandırılabileceği ve bu mahkûmların tahliye edilebileceği düzenlemesi yer aldı. Tasarı, bu şekilde tahliye edilenlerin yılda bir kez muayene edilmesini zorunlu tutuyor. Tasarı, bütün bu düzenlemelere ek olarak şu fıkrayı getiriyor: “Maruz kaldığı hastalık veya sakatlık nedeniyle ceza infaz kurumu koşullarında hayatını yalnız idame ettiremeyen ve toplumun güvenliği bakımından tehlike oluşturmayacağı değerlendiren mahkumun cezasının infazı, 3. fıkrada belirlenen usule göre geri bırakılabilir.”

Yalnız kalamayacak olanlar
Buna göre, sadece hayati tehlikesi bulunanların değil, hastalığı veya sakatlığı nedeniyle cezaevinde yalnız kalamayan mahkûmların da tahliyesi söz konusu olabilecek. Bu durum, İmralı’da hükümlü bulunan Öcalan ile özellikle Ergenekon, Balyoz ve 28 Şubat soruşturma ve davalarında yaşı ilerlemiş sanık ve hükümlülerin tahliyesinin mümkün olup olmadığını tartışma konusu yaptı. Ancak tasarıda mahkûmların Cumhuriyet başsavcılığınca “toplum güvenliği bakımından” tehlike oluşturacağı değerlendirmesi yapılması halinde bu imkandan yararlanamayacağı hükmü de yer alıyor. Bu ifadenin özellikle Öcalan’a yönelik olası bir tahliyeyi önleme amacıyla konulmuş olabileceği de değerlendiriliyor.
Ayrıca İnfaz Kanunu’nda yer alan, “Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum hükümlünün cezasının infazına, hiçbir surette ara verilemez” ifadesinin Öcalan’ın tahliyesine engel oluşturacağı belirtiliyor.