DEV CANAVARI MASAYA YATIRACAĞIZ
Konferansın açılış konuşmasını yapan Oda Başkanı Semih Peker;  Van depreminde acının derinden hissedildiğini kaydederek, “Bugün burada ülkemizin bir gerçeği olan depremi konuşmak için toplandık. Toplumu yıkıp parçalayan, binalarımızı, okullarımızı, hastanelerimizi yerle bir eden can ve mal kaybına neden olan toplumda travmalara neden olan bu dev canavarı masaya yatıracağız. Yüzde 96’sı deprem riski altında olan güzel Türkiye’mizi konuşacağız” dedi.



TÜRKİYE 100 YILDA 80 BİN VATANDAŞINI KAYBETTİ

Türkiye’de yaklaşık 100 yılda meydana gelen depremlerde 80 bin vatandaşın hayatını kaybettiğine dikkat çeken Peker,  “Türkiye coğrafyasında deprem üreten 25 bin km uzunluğunda fay bulunmaktadır. Yaklaşık 100 yılda 80 bin vatandaşımızı gömdük. Türkiye’de 1.3 yılda hasar verici depremle karşı karşıyayız. Üzerinde yaşadığımız şu dünyamız 4,5 milyar yaşında. Günümüze kadar dış etkenler ve iç dinamiklerle dünyamız şekillenmiş. Ancak bu öğelerin altında jeoloji bilimi yatmaktadır. Bunlaar doğal olaylardır. Ancak bizde doğal afet diye bir şey kurgulanmış. Ancak biz bunu kesinlikle reddediyoruz. Doğal olayların afete dönüşmesi vardır” diye konuştu.


NE ZAMAN GELECEĞİ BELLİ OLMAYAN MEZARIMIZ
Peker, şöyle devam etti: “Biz yaşam alanlarını oluştururken, doğaya kafa tutmada, doğaya uygun yapılar yapmamız gerekiyor. Yoksa ölmeye, acı çekmeye havanda su tutmaya devam edeceğiz demektir. Allaha şükürki buna dur diyen bir bakana sahibiz. Türkiye’yi baştan başa kentsel dönüşüme sokmasını ve marka şehirler oluşturmasını takdirle karşılıyoruz. Sonsuz desteğimizi veriyoruz ve yardıma hazırız.
Heyelan bölgesi içerisinde olan evler varsa, dere yatağı içerisindeki evler, depremde yıkılma riski taşıyan evler hemen yıkılacak. Çünkü orası bizim ne zaman geleceği belli olmayan mezarımız”


YAPI DENETİM KANUNUNDA JEOLOJİ MÜHENDİSLERİ
Jeoloji Mühendisleri Odası Genel Başkanı Dündar Çağlayan ise, yapı denetim yasasında jeoloji mühendislerine mutlaka yer verilmesi gerektiğini ifade ederek, “Yapı denetim yasasında Jeoloji mühendislerinin de bulunması gerekiyor. Yapı Denetim Kanununda zemin etütlerinin kanun kapsamına alınması ve esasa yönelik olarak bir fiil arazide yapılan uygulamaların da yapı denetim kapsamını içine alınması gerektiğini belirtmek istiyoruz. Yapı sürecinin içinde olan statik mimarı projeler büroda yapılan işlemlerdir. Ama zemin etütleri işleri sondajlar arazide yapılan işlemler olduğu için bu denetimlerin de arazide yapılması yerinde olduğunu bekliyoruz. Yapı denetim kuruluşları bünyesinde jeoloji mühendisleri yer alması ve ümit ediyor sayın Bakanımızdan bunu bekliyoruz” dedi.


YENİ BİR TÜRKİYE VE TRABZON’U BERABER OLUŞTURACAĞIZ
Trabzon Belediye Başkanı Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu ise, Trabzon’da yapılan yatırımları anlattığı konuşmasına şöyle devam etti: “Van’da ki depremde Türkiye önemli bir acı yaşadı. Depremin duyulduğu ilk saatlerde bizde teyakkuza geçtik. 1. Saat içinde Trabzon’dan AKUT ekibimi belediyemiz tüm donanımları ile birlikte hareket ettirdi. UMKE saatler içinde Van’da yerlerini aldılar. Trabzon’da ki AKUT çalışanlarına teşekkürlerimi ifade etmek istiyorum.
Bu kentsel dönüşümler tamamlandığında Trabzon dünyanın en yaşanabilir kentleri arasında olacaktır. Bu hizmetleri biz, Trabzonlu olduğu için Trabzon’un evladı olduğu için bir kent halkı olarak talep ettik… Türkiye yeniden şehirleşirken, Türkiye’de yaşanabilir kentler oluşturulurken Çevre ve Şehircilik Bakanı sayın Erdoğan Bayraktar, siz mühendis arkadaşlarımızın bilgi ve birikimleri kentsel dönüşümleri ile yeni bir Türkiye ve yeni bir Trabzon beraber oluşturacağız” şeklinde konuştu.


KURALINA UYGUN YAPILAŞMA YAPILMALI
AK Parti Trabzon Milletvekili Aydın Bıyıklıoğlu ise, “Depremlere dayanıklı olmayan bu afetlerden kurtulmanın yolu kuralına uygun yaşam alanı yapılmasına bağlıdır” dedi.
AK Parti Trabzon Milletvekili Safiye Seymenoğlu’da, “Bölgemiz ülkemiz, deprem fay hattı üzerinde. Yalnız şu gerçeği bilmemiz gerekir ki deprem öldürmez, binalar öldürür. Denetim kurumlarının görevlerini layıkıyla yerine getirmeleri çok önemli” diye konuştu.


RİSK YÖNETİMİNE ÖNCELİK VERMEMİZ GEREKİYOR
Trabzon Valisi Dr. Recep Kızılcık’ta bir konuşma yaptı. Kızılcık, “Her şeyden önce tabi afetlerle her an karşı karşıya kalma ihtimalimizin olduğu bir gerçek. Uzun yıllar doğal afetlerle mücadele etmede; onların vermiş veya vermesi muhtemel zararları en aza indirmek için kriz yönetiminden bahsettik. Ancak son zamanlarda kriz yönetiminden ziyade daha afetlerle karşılaşmadan o afetlerin zararını en aza indirmek için risk yönetimi kavramını öncelik vermemiz gerektiğini düşünüyorum.
Devletimiz hükümetimiz geçmişte yaşadığımız afetlerden ders alarak bu zararları en aza indirmek için, krizi iyi yönete bilmek için çok ciddi yapılanmaya gitmiştir. Kentsel dönüşüm yenilenme, afete hazırlık ne derseniz deyin ama ülkemizin daha medeni daha yaşanılabilir, dünyada ekonomik kalkınma anlamında örnek bir gelişme sergileme performansına paralel olarak içinde yaşanan şehri de geliştirilmesini hedeflemektedir” dedi.


ZEMİN ETİDÜ OLMADAN HİÇ BİR BİNAYA BAŞLAMADIK
gelişmesi lazım kalkınması lazım. Burada bizim ana muhatabımız jeoloji mesleği. Geçtiğimiz dönemde TOKİ Mühendisleri başkanlığı döneminde Jeoloji Mesleğine önem verdik. Formalite olmasın dedi. O jeoloji mühendislerinin problemi. Biz Jeoloji etüdü olmadan hiçbir bir binaya başlamadık.
Bizim ülkemizin yüzde 90’ı birinci ve ikinci deprem kuşağında. Trabzon 4. Deprem kuşağında.
Bir meslektaşın başarılı olabilmesi için kendisini göstermesi için saf manada kendi mesleğini çok iyi bilmesi çok iyi kavraması lazım. Yapmak bilmeden olmaz. Bileceksin ki iyi yapacaksın” dedi.



JEOLOJİ MÜHENDİSLERİ YAPI DENETİM İÇİNDE BULUNACAK
Jeoloji Mühendislerinin yapı denetim içerisinde “Jeoloji Mühendisleri de bulunsun” isteğine de cevap veren Bakan Bayraktar, “Biz yeni yapacağımız yapı denetim mekanizmasında bunu teknik müşavirlik sistemi üzerine oturtarak mutlaka yapı denetim içine Jeoloji Mühendislerini koyacağız.
Türkiye’de yaklaşık 20 milyon konut stokuna iyi bakmamız gerekiyor. Son 9 senede Türkiye’de 5 milyon konut yapıldı. Bunlar sağlam konutlar. Ama içlerinde sağlam olmayan konutlarda var. Nispeten çok ciddi manada Türkiye’de depremin getirdiği sıkıntıdan sonra yapı konusunda çok faydalar sağladı” diye konuştu.


ŞUANDA YARISINI HAVAYA SAVURUYORUZ
Türkiye’nin ithalatının yaklaşık 250 milyar dolara yaklaştığını ifade eden Bakan Bayraktar, “Bu ithalatın içinde 55 milyarı dolar enerji rakamı var. Bu Türkiye’de ki enerjinin yarısı binalarda tüketiliyor. Biz eğer enerjiyi savurmayan binalar yapabilirsek, yarısını tasarruf edeceğiz. Biz şuan yarısını havaya savuruyoruz.
Biz şimdi afet riski taşıyan alanların kentsel dönüşümlerini depreme dayanıksız, enerjiyi savuran binaları Türkiye’nin coğrafyasından söküp atacağız. Amerika’da da kentsel dönüşüm yapılıyor, Almanya’da, Japonya’da da yapılıyor. Bize benzeyen Meksika var Brezilya var. Ama kentsel dönüşümlerini yapamıyorlar. Dünyanın yüzde 50’den fazla şehirlerde yaşıyor. Türkiye’nin yüzde 76 nüfusu şehirlerde yaşıyor” ifadelerine yer verdi.


CAN EHLİYETİ DAHA ESASTIR
Türkiye gelişme noktasında kalkınma noktasında mesafe aldığını kaydeden Bayraktar, sözlerine şu şekilde devam etti: “Bu arada dünyanın bütünleşmesinin dolayı giderlerde arttı. Gelişmiş ülke olmanın en önemli unsuru, şehirleri gelişmiş hale getirmektir. Kentsel dönüşümler başlattık.
Mülkiyet hakkı esastır, ama can ehliyeti daha esastır. Bu bakımdan can ehliyetini bu kanunun önüne koyduk. Biz bu yasayla Türkiye’nin desteği ile bu yasayla dalga dalga Türkiye’yi dönüştürme mecburiyetindeyiz. Bu yasayla jeoloji mühendislerine çok iş düşecek. Biz bu yasayla başarılı olursak etap etap 7 milyon konut yapılacak. Bunu özel sektör yapacak. İnşaatta kullanılan malzemelerin yüzde 99’unu Türkiye’de üretiyoruz. İnşaat sektörü bütün sektörler gelişecek.
Biz inşaat sektöründe dünyada oyun kurucu değiliz. Kaymağı başkaları alıyor, biz geri kalanı topluyoruz. Ganzilis yapıyoruz.
Deprem fayı üzerindeyiz. Marmara Türkiye ekonomisinin yüzde 60’ı Allah göstermesin bir büyük deremde ekonomimiz yüzde 10 küçülecek. Biz elimizi kolumuzu başımızı taşın altına koyduk. Kim gelip yapacaksa, yasayı çıkardık taslak haline getirdik. Bütün partilere takdim ettim. Fakat yine maalesef rant yasası Türkiye’ye şunu yapaklar bunu yapacaklar. Bu kanunun kenarına köşesine rant kelimesini getirmek en büyük haksızlıktır. Biz Türkiye kişi başına gelirini 25 bin dolara çıkarsın, biz o zaman afet riski alanlarının kentsel dönüşümü başaramazsak katiyen kalkınmış bir ülke olamayız. Bu yapı stoğu ile gelişmiş bir ülke olamayız”
Bakan Bayraktar’ın konuşmasının ardından konferansa öğle arası verildi.


KAYNAK: 61SAAT.COM