İŞTE BAŞBAKAN'IN KONUŞMASINDAN SATIRBAŞLARI:

Esenyurt'taki yangın faciası için hemen harekete geçitk. İşçilerin hayatı ve güvenliği hiçe sayılamaz. Başka emekçilerin hayatını kaybetmemesi için tedbirleri daha da sıklaştırıcaz. Çalışma Bakanı'na bu konuyla ilgili talimatı verdim.

İsrail, Gazze'yi bombardımana tutarak öldürmeye devam ediyor. Kardeşlerimiz hayatını keybetmeye devam ediyor. Gerek Gazzeli, gerek Afgan kardeşlerime Allah'tan rahmet diliyorum. İnsanlar sadece öldürülmüyor, ülkelerinden sürülüyor. Vatansız yaşamaya mahkum ediliyorlar. Filistin'le birlikte Afganistan'da, Suriye'de insanlık onuru ayaklar altına alınıyor.

İsrail Gazze'de hunharca öldürmeye devam ediyor. Afganistan'da Kur'an-ı Kerim yakılmasıyla başlayan olaylar 16 Afgan'ın öldürülmesiyle sürüyor. Hem Gazzeli hem Afgan şehitlere Allah'tan rahmet diliyorum. Filistin'de yavaş ama sistematik bir katliam sürdürülüyor.

Bunlar her on yılda bir müdahaleye alışmışlar. Bugün onların müdahalesi ile adım atan hükümet yok. Bunun şaşkınlığını yaşıyorlar. İsteseler de istemeler de alışacaklar.

İşlenen tüm cinayetlerin insanlığın geleceğine dair umutları katlattığını ifade ediyoruz. Ortadoğu'da çocuklar katledilmeye devam ediyor. Umudumuzu muhafaza etmeye sürdüreceğiz. Biz dik durmaya ve doğruları söylemeye devam edeceğiz.

İsrail vatandaşları Filistinlilere karşı soykırıma karşı çıkmalı, devlet terörüne son vermesini istemeli.

Bazı medya gruplarının Gazzeli direnişçileri militan olarak takdim etmelerini anlamakta zorlanıyorum. Onlar militan, terörist değil topraklarını korumak isteyen direnişçilerdir.

Fransa'da yabancı düşmanlığı aleni bir şekilde tahrik ediliyor. Seçim kazanmak uğruna yabancı düşmanlığını, özellikle İslamafobiayı körüklemek sorumsuzluktur.

AB ülkeleri tedbir almalı. Faşizm karşısında sessiz kalmak çok büyük bir yanlış olacaktır.

Suriye'de şiddete derhal son verilmeli, siyasi geçiş sürecinin önünün açılması için uluslararası toplum ittifak içinde çalışmalı.

Bu arada Suriye'de akan kanın durdurulması için yürüttüğümüz çalışmayı devam ettiriyoruz. Sivil halka insani erişim sağlanması, güvenlik güçlerinin yerleşim birimlerinden çekilmelidir.

2 Nisan'da İstanbul'da düzenleyeceğimiz Suriye halkının dostları çalışmamızı da sürdürüyoruz.

Biliyorsunuz dün İstiklal Marşı'nın kabulunun 91. yılını kutladık. Merhum Mehmet Akif Ersoy'un kaleme aldığı marşımızı kabul ettik. Milletimizin hissiyatını, kahramanlığını en güzel şekilde anlatan bir destana oldu. Merhum Akif'e milletçe bir kez daha minnet duygularımızı belirtiyorum. Mekanı inşallah cennet olsun. İstiklal Marşı'nı kabul edenleri de Başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere rahmetle yad ediyorum.

İstanbul'da dünyada bir ilki gerçekleştirdik. Dünya Atletizm kapalı yarışları burada yapılıyor. Ben bu salonumuzun hem resmi açılışını yaptım, hem de başlatılmasını gerçekleştirdim. Cuma günü de Ataköy Atletizm Salonu'nu açmış bulunduk.

Milli Eğitim Komisyonu'muzda yeni eğitim sistemine geçiş için ilk adım atıldı. TBMM Eğitim Komisyonu'nda tarihi yasayı görüştükleri için Komisyon Başkanı ve üyelerine şükranlarımı sunuyorum. Değerli arkadaşlarım CHP'nin şiddete dayalı, zorbalık üzerine muhalfetine değinmneden önce eğitime ilişkin birkaç usuru sizlerle paylaşmak istiyorum. Dikta rejimi olanlar tarih boyunca eğitimi kendi deneyleri gibi gördüler. Toplumu kendi ideolojileri ile donatmak isteyenler bunun en önemli aracı olarak okulları gördüler. Bunları bizler benim çocuklarım da yaşadı. Bunları kaç kez belgeleriyle gösterdik. Okullarda çocuklara belli bir ideoloji ile eğitim verildi.

CHP bu ülkede Kuran kurslarını kapattı. CHP bu ülkede camileri kapattı. Hayır desinler, belgeleri var elimde. CHP evlerde dahi çocukların din eğitimi almalarının önüne geçti. Evlerden toplanan kitaplar ilçelerde meydanlarda köylerde yakıldı. CHP kendi ideolojisi dışındaki her şeyi yok etti. Ezanı Türkçe okutmak bu CHP'nin zihniyeti değil mi? Bu ülkede Demokrat Parti ezanı asli yapısına kavuşturarak patlama yaptı.

Bazen çıkıyor CHP'nin geçmişiyle övünüyor, bazen çıkıyor CHP'nin geçmişine yarım ağız laflar ediyor. Buna 'elma şekeri politikası' denir. Hani senin demokrasin ne oldu? Bir milletvekilinin dosya uzatmasına bile tahammül edemiyorsunuz, tekme-tokat saldırıyorsunuz. Peki İstiklal Mahkemeleri hakkında neden konuşmuyorsun, Dersim Katliamı mimarlarından gurur duyuyor musun? Asılan Başbakan ve Bakanlardan dolayı da gurur duyuyor musun? Başörtüsü yasağından dolayı da gurur duyuyor musun?

Avukatlığını yaptığınız çetelerden gurur duyuyor musun? O çeteleri biz temizledik. CHP'nin geçmişi diye bir şey yok. CHP bugüne gelemeyen geçmişte kalan bir partidir. CHP 1940'tan bugüne gelememiştir. CHP elitist vesyetçi jakoben anlayışı  aşamamıştır. 1940'larda nasıl tek tip insan yetiştirmek için baskı kurdularsa aynı şekilde nesillere zulmetmek için ellerinden geleni yapıyorlar.

Yüz nakliyle bu kadar olur. CHP'ye yüz nakli değil doku nakli gerekiyor. 12 Haziran'dan sonra tutuklu arkadaşlarımız bırakılmazsa Meclis'e girmeyiz dediler, Tıpış tıpış geldiler. İşte bunun ezikliğ içindeler. Tükürdüklerini yalamanın ezikliği içinde Meclis'i terörize etmenin gayreti içindeler.

Bunlar her on yılda bir müdahaleye alışmışlar. Bugün onların müdahalesi ile adım atan hükümet yok. Bunun şaşkınlığını yaşıyorlar. İsteseler de istemeler de alışacaklar. Siz millet iradesiyle gelmediniz biz milet iradesiyle geldik. AK Parti iktidarına kadar azınlık çoğunluğa hükmetmiştir. Ama bugün milli irade vardır.