Türker, partisinin genel merkezinde KKTC Meclis Başkanı Hasan Bozer ile görüştü.

Hasan Bozer, burada yaptığı açıklamada, Ankara’ya TBMM’nin davetlisi olarak geldiklerini bu kapsamda DSP’yi de ziyaret ettiklerini belirtti. Bozer, Bülent Ecevit’in de KKTC için önemli bir isim olduğunu ifade etti.

Türker ise Kıbrıs sorununa çok önem verdiklerini belirterek parti kapısında Türk bayrağının yanı sıra parti bayrağı ile KKTC bayrağının dalgalandığına dikkati çekti. "Kıbrıs meselesi ticari ilişkilerle, ekonomik amaçlarla ya da başka nedenlerle Türkiye’den koparılacak, Türkiye’den ilişkisi kesilecek bir dava değildir" diyen Türker, KKTC’ye destek veren siyasi partilerin, kendi rakipleri olması halinde bile o partilere destek vereceklerini bildirdi.

Kıbrıs Rum Kesimi’nin AB üyesi yapıldığını ve hem KKTC hem de Türkiye’nin bunun sıkıntısını çektiğini kaydeden Türker, "Hükümetin Kıbrıs politikasını ele alışı, 2002 öncesine dönmeye başladı. Bundan memnuniyet duyuyoruz" dedi.

Kıbrıs’ın ekonomik olarak Türkiye’ye yük olduğu yönündeki eleştirileri hatırlatan Türker, bunun doğru olmadığını söyledi. Türker ayrıca ekonomik kaynak ve hareketlilik açısından "Kıbrıs Tahvili" ihraç edilebileceğini kaydetti.

Türker ayrıca ada çevresindeki petrol kaynaklarından pay alınmasının da önemli bir konu olduğuna işaret etti.

-"Güç gösterisi"- Masum Türker, eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ’un tutuklanması ile ilgili bir soruyu yanıtlarken ise şunları kaydetti: "Sayın Başbuğ, bilmediğimiz nedenlerle kuvvetli delillerle suçlanabilir ama TSK’nın birinci derecedeki komutanının, terörle mücadele eden bir komutanın terörle ve terörist olarak nitelendirilerek suçlanması üzerinde çok düşünülecek bir konudur. Başbuğ’un tutuklanmasını, Türkiye’de hiç kimsenin güvenliğinin kalmadığı noktasında değerlendirmek gerekir. Bu konuda hakimlerimizin önünde sunulan kanunların artık hukuksuzluk ürettiğini üzülerek değerlendiriyoruz ama herhangi bir derin devlet anlayışı varsa herkeste, bizim düşündüğümüz manada, bu tabii ki yargılanmalıdır. Ben Başbuğ’un tutuklanmasını özellikle bir güç gösterisi olarak değerlendiriyorum. Şimdi sıra yakın zamanda büyük iş adamlarımıza gelecek, medya sahiplerine gelecek."