Gaziantep’te incelemelerde bulunan Genel Başkan Yardımcısı Oran başkanlığındaki heyetin raporuna göre Gaziantep’te görünen tablonun 5 yüzü var: Güvenlik boşluğu, istihbarat zafiyeti, koordinasyon eksikliği, organizasyon bozukluğu, operasyon yetersizliği.
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Umut Oran başkanlığında Gaziantep’e giden CHP heyeti “Gaziantep” raporu hazırladı. Çarpıcı bilgilerin yer aldığı rapor CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na da sunuldu. Rapordaki dikkat çeken tespitler şöyle:
EL KAİDE SIZDI: Suriye’de yaşanan durum artık Türkiye’nin iç güvenliğini doğrudan tehdit eder hale gelmiştir. Şu an 70 bin kadar sığınmacının Türkiye’de olduğu tahmin ediliyor. Bu sayının önümüzdeki günlerde 100 bin kişiye çıkması bekleniyor. Bu sığınmacıların yaklaşık 11 bin kadarı Gaziantep’te bulunmakta.
Burada en temel sorun, gelen sığınmacıların kimlikleri, geçmişleri, ne yaptıkları ve mensup oldukları yapılar ne yazık ki bilinmiyor. Büyük bir istihbarat ve kontrol zafiyeti var. Sınırlarımızdaki giriş çıkışın kontrolsüz olması nedeniyle sığınmacılar arasında Özgür Suriye Ordusu, PKK, Esad’ın Muhaberat ajanları var. Öyle ilginç bir tablo ki Afganistan, Libya, Sudan, Pakistan ve Suriye’de savaş deneyimi olan El Kaide militanları da ülkemize sızmış durumda.
İMAMLAR TEHDİT ALIYOR: Bunun sonucunda, kontrolsüz, denetimsiz bırakılmış bu insanlar bölge güvenliğini tehdit ediyor. Bugün aldığım bir bilgiye göre Hatay’a yerleştirilmiş olan özellikle El Kaide bağlantılı bazı sığınmacılar esnafı tehdit eder, hiçbir para ödemeden hizmet satın alır hale gelmiş durumda.
Bu kişilerin esnaftan haraç aldığı, ideolojik olarak beğenmedikleri imamlara baskı yapmaya başladıkları, özellikle itidal telkin eden imamlara daha radikal söylemler için tehditlerde bulundukları ifade ediliyor.
GÜVEN BUNALIMI VAR: İstihbarat teşkilatları arasında güven bunalımı var. Gaziantep’te görünen tablonun 5 yüzü var. Güvenlik Boşluğu, İstihbarat Zafiyeti, Koordinasyon Eksikliği, Organizasyon Bozukluğu, Operasyon Yetersizliği. Bütün bunlar hükümetin beceriksizliği, basiretsizliği ve kifayetsizliğini gösteriyor.
Hükümet kontrolü kaybetmiş, güvenliği sağlayamaz bir durumda. Milletvekilleri emniyet müdürleri ile kavga ediyor. İstihbarat teşkilatları birbirleriyle mücadele ediyor. MİT ile Emniyet İstihbarat arasında güven bunalımı var. Bu ortamda bilgi akışı yok, istihbarat zafiyeti ve koordinasyon eksikliği var.
Organizasyon bozuk, hükümet üyeleri doğru bilgi akışına sahip değil, bu durum devlet idaresini de etkiliyor. TSK’dan, MİT’e, Emniyetten, Hükümet yetkililerine kadar herkes felç olmuş durumda. Veri yok, değerlendirme yok, analiz yok, refleks yok. Bütünüyle kontrollerini kaybetmiş bir haldeler.
MİT-EMNİYET: MİT ve Emniyet İstihbaratı saray kavgasının aktörü gibi birbiriyle kavga ediyor, birbirlerine karşı bilgi / belge topluyor, öğrencileri, gazetecileri, Türk Silahlı Kuvvetler personelini ve toplumsal muhalefeti izliyor, ancak esas görevini yapmıyor.
MİT ve Emniyet İstihbarat AKP’ye hizmet edeceğine, AKP’nin Oslo’da sohbet ettiği dostlarını izlese bu saldırı engellenebilirdi. Nisan ayında çalınan bir araç, 4 ay boyunca bulunamıyor, aracın takibi yok, bombanın nereden elde edildiği, düzeneğin nasıl kurulduğu, saldırının nasıl planlandığı bilinmiyor.