Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Başbakan Erdoğan’ın “PKK silah bırakırsa operasyonlar biter” sözlerine, "Biz devlet silah bıraksın dedik mi, sana devlet silah bıraksın diyen yok ki. Niye anlamıyorsun; devlet o silahı sıkmasın diyoruz, sıkmasın" diye cevap verdi.

Başbakan Erdoğan’ın partilerine düşman gibi baktığını ileri süren Demirtaş, “Başbakan milyonlarca kişinin oy verdiği bir partiye karşı düşmanca yaklaşıyor. Bizden söz ederken bir düşman halktan söz eder gibi konuşuyorlar. Bunlar yaptıklarını görmüyorlar. Ankara’yı ve Başbakanı dünyanın merkezi zannediyorlar” dedi.

Kenan Evren bile 2-3 yıl içinde bu halkın 8 bin siyasetçisini içeri atacak kadar pervasızlaşmamıştı” diyen Demirtaş, “Başbakana önerimiz, gidip Sultan Süleyman’ın mezarını ziyaret etsin. Bir baksın ondan geride ne kalmış. Sadece bir mezar taşı kaldı. Sen de öyle olacaksın, hepimiz de öyle olacağız. O yüzden kendini dünyanın fatihi gibi görüp bütün dünya benim etrafımda dönüyor duygusundan vazgeçmesi lazım” ifadelerini kullandı.

Demirtaş, her gün cenazelerin Türkiye’nin farklı noktalarına gittiğini belirterek şöyle devam etti: “Her gün cenazeler Türkiye’nin her yerine gidiyor, ne söyleyebiliyor; sadece 'yazmayın, çizmeyin' diyebiliyor. Basına talimatlar yağdırıyor, 'bu savaşı görmeyin' diyor. Peki görmeyelim, peki bu ölenler, acılar, anaların feryatları. Anaların acısını nasıl bastıracaksın, talimat mı vereceksin, 'ikinci bir emre kadar üzülmek yasaklandı' mı diyeceksin, 'ikinci bir emre kadar evlat acısını yasakladım' mı diyeceksin? Anaların acısını nasıl sansürleyeceksin, nasıl durduracaksın bu acıyı? Bu acı her gün, her saat daha fazla büyüyor ve bir gün bu acı seni boğar. Sorumlu ve siyasette başta olan sensin, Başbakan olan sensin, kimseden hesap soramazsın, hesap vermesi gereken sensin. Neden bu sorunu çözmedin diye önce hesap vereceksin, çıkıp halka anlatman lazım.” Erdoğan'a eleştirilerini sürdüren Demirtaş, “Oslo görüşmelerinde protokolleri imzalasaydın ne olacaktı, neyi kaybedecektin, çık bunu halka açıkla bakalım. Niye savaşa yeniden karar verdin, çünkü kafasında demokrasi ve özgürlük düşüncesi yok” şeklinde konuştu.

Başbakan Erdoğan’ın seçmeli dersle ilgili açıklamasını eleştiren Demirtaş, “Başbakan bize bir anlatsın, anadil hangi kitaba aykırı? İnandığımız Kur'an’a mı aykırıdır, orada hiçbir halk ana dilinde eğitim yapamaz mı diyor? Avrupa Birliği yasalarına mı aykırıdır, tarihin gerçeklerine, sosyolojinin gerçeklerine mi aykırıdır? Bu halk kendi vatanında neden kendi ana dili ile eğitim yapamaz. Bir kez daha Recep Tayyip Erdoğan’a hatırlatayım; sen yokken, biz yokken, Kenan Evren yokken Türkiye Cumhuriyeti Devleti yokken, Kürtler ve Kürdistan vardı” dedi.

“ASKER SİLAHLA UYUSUN AMA SIKMASIN”

Başbakan Erdoğan’ın “PKK silah bırakırsa operasyonlar biter” sözlerine yanıt veren Demirtaş, “Kürt sorunu, silah bırak sorunu mudur? Ne diyor; 'örgüt silah bırakırsa operasyonlar durur. Devlet silah bırakamaz, çünkü silah onun demirbaşıdır'. Allah aşkına hiç söylemediysek 50 defa söyledik. Nasıl bir anlayış ve anlayışsızlıktır. Gerçekten de Başbakanın artık anlama yeteneğinden şüpheliyiz. Biz devlet silah bıraksın dedik mi, sana devlet silah bıraksın diyen yok ki. Niye anlamıyorsun, Devlet o silahı sıkmasın diyiyoruz, sıkmasın. Çok mu zor bunu anlamak? Biz karşılıklı eller tetikten çekilsin dedikçe kendisi meseleyi çarpıtmak için bunu söylüyor. Bir kez daha anlatayım; devlet silah bırakmasın, elinde olsun, demirbaş olsun, onunla uyusun gece, fark etmez; sıkmasın, elini tetiğe götürmesin anlaşılıyor mu. Karşılıklı faaliyet durdurulsun, ateşkes olsun ateşkes. Tek bir insanın canını kurtaracaksak, müzakere etmeye değmez mi” diye konuştu.

CHP’yi de eleştiren Demirtaş, “CHP 6 ay önce ortaya çıkan Oslo tutanaklarını çıkarmış, gösteriyor. Müzakereyi mahkum etmeye çalışıyorlar. CHP’ye sormak istiyorum; siz diyalog derken neyi kast etmek istiyorsunuz? 'Bu iş silahla çözülmez' diyen CHP’liler, nasıl çözülür o zaman? Müzakere ve diyalogu da vatana ihanet gibi gösterdiğinize göre çıkın bir açıklayın, biz de anlayalım. Başka hangi seçenek var. Kiminle diyalog yürüteceksiniz? Ana muhalefet partisi de bu sorunun, tıkanan bu sorunun çözümünde yangına körük ile gidiyor. Biz zaten ne çektiysek, bu devlet partilerinin kendi aralarında çekişmelerinden, siyasi rant kavgalarından çektik. Arada hep Kürtler, Aleviler, işçiler, memurlar ezildi” dedi.