Mardin Artuklu Üniversitesindeki anneler günü programının ardından 38 projenin toplu açılış törenine, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a eşi Emine Erdoğan, Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Fatma Şahin, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, bölge milletvekilleri, Vali, Belediye Başkanı ve çok sayıda vatandaş katıldı. Açılış öncesi konuşan Maliye Bakanı Mehmet Şimşek hem Türkçe, hem Kürtçe hem de Arapça halkı selamladıktan sonra sözü Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a bıraktı.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ise "Biz 2008 yılında 8 Mart dünya kadınlar gününü Uşak'ta kutlamıştık. 2009'da Antalya'da, 2010 yılında Şanlıurfa'da geçen yıl Hatay'da bu yılda medeniyet hoşgörü kardeşlik şehri Mardin'i seçik ve Dünya Kadınlar gününü Mardin'de kutluyoruz. Mardin'den Türkiye'deki tüm hanım kardeşlerimize, dünyanın tüm kadınlarına barış, dayanışma, kardeşlik, dostluk mesajlarımızı ilettik.

Bu açılış törenimize katılan Mardinli hanım kardeşlerimizin de dünya kadınlar gününü yürekten kutluyorum. Dünya kadınlar gününün Mardinli Hanım kardeşlerimiz için refaha huzura barışa vesile olmasını diliyorum. Türkiye'nin tüm kadınlarına da iki müjdeyi açıkladık.

Türkiye genelinde eşi vefat etmiş ihtiyaç sahibi hanım kardeşlerimize başvurmaları halinde Nisan ayından itibaren aylık 250 Türk lirası ödeme yapacağız. Mardin'de böyle hanım kardeşlerimiz varsa sosyal yardımlaşma vakıflarına müracaat etsinler. Analarının ak sütü gibi helal olsun. Bu bir iane değildir. Bunları sizin hakkınız olarak görüyoruz ve inanıyorum ki sizlerde bu noktada bu milletin evlatlarının vermiş olduğu vergilerden sosyal dayanışma vakfımız vasıtasıyla sizlere ulaştıracağı ayda 250 lirayı gururla alacaksınız" dedi.

BAŞBAKAN ERDOĞAN'DAN 4+4+4 YORUMU

Erdoğan, zorunlu eğitim konusunda ise "Dün TBMM'de görüşülmeye başlanan kanun tasarısıdır. Tabii bu kanun tasarısı ne yazık ki muhalefetin her zamanki oyunlarıyla hep engellenmeye çalışılıyor. Gururlanıyor neymiş 4+4+4 için komisyonda 13 saat konuşmuş. CHP'nin bir milletvekili eğitim nedir diye sorsan haberi yok ama 12 saat konuşma yapmış ve bununla gururlanıyor. Yahu engelleyemeyeceksiniz.

Bak bugün perşembe bu komisyon çalışacak yarın Cuma gene çalışacak gerekirse Cumartesi gene çalışacak gerekirse pazar gene çalışacak ve bu çıkacak. Niye? çünkü bu millet yüzde 50 ile bir yetki verdi. Verdiği bu yetki işte bunları çözün diye. Bunlar çözülecek. Şimdi birileri çıkıyor diyor yüzde 50 istediğimi yaparım anlamına gelmez diyor doğru. Biz azınlıkların hukukunu da koruruz ama çoğunluğuda azınlığa mahkum etmeyiz. Zira kusura bakmasınlar da yüzde 50 li biz kalkıp size mahkum edecek değiliz.

Zira bu 4+4+4 bugünün işi değil yılların işi. Efendim 40 yıl öncesinin hesaplaşmasıdır. Biz hesaplaşmanın çabasında değiliz. Alınan hakların geri iade edilmesidir su. Bunu farklı yerlere çekmenin anlamı da yok. Geçen salı günü mecliste de söyledim. Tekrar üzerinde durmaya gerek yok. Bunun için ne anneler ağladı ne kızlarımız kapılardan geri döndürüldü. Şimdi işte bu haklar iade ediliyor. Yapılan budur. Bunu nerde konuşuyorum hoşgörünün, medeniyetin, kardeşliğin beşiğinde konuşuyorum.

Ama Türkiye genelinde şu iyi bilinmelidir. Türkiye genelinde attık şiddete uğramış yada şiddete uğrama ihtimali bulunan hanım kardeşlerimizi çocuklarımızı çok sıkı bir koruma altına alıyoruz. Şiddet mağduru olanların barınma ihtiyaçlarını ekonomik ihtiyaçlarını sosyal güvencesi yok ise sağlık giderlerini devlet karşılayacak dedik karşılıyoruz. Bundan sonra çok daha farklı bir şekilde karşılamaya devam edeceğiz. Kadın sığıntımı da sığıntı olacak bunun ismini değiştireceğiz dedik. Ne olacak Kadın Konuk evi olacak. Kadınımıza değer vermek ta bu levhalardan başlıyor. Burdan başlatacağız. Bu yeni düzenlemelerin aziz milletimize özelliklede hanım kardeşlerimize hayırlı olsun" dedi.

ANNELERİ SADECE KENDİLERİNE TERÖRİST DEVŞİRMEK İÇİN ARAÇ OLARAK GÖRÜRLER

Başbakan Erdoğan özellikle terör örgütü konusunda annelere seslenerek, "Özellikle burada ifade emek istiyorum biz kadınlar üzerinden değil kadınlar için siyaset ürettik. Biz kadınlar adına değil kadınlarla birlikte çözüm ürettik. Başkaları bu işin istismarını yaparken biz samimiyetle sorunların üzerine gittik. 9 Yıl boyunca bütün alanlarda her alanda önce kadın çocuk dedik. Çünkü kadınlar huzurlu olursa aile huzurlu olur dedik. Aile huzurlu olursa toplum huzurlu olur ülke huzurlu olur.

Annelerin hayır duası makbuldur dedik. Biz kendi annelerimizin olduğu kadar Türkiye'nin Trakyanın Anadolunun tüm analarının hayır dualarını almanın gayreti içinde olduk. Biz göstermelik düzenlemeler değil, kalıcı kapsayıcı çözümler ürettik. İşte bir kaç hafta önce bir siyasi partinin ilçe başkanlığında o partinin üyesi olan o ilçe başkanlığının üyesi olan kadınlar taraklandı şiddete maruz kaldı.

Gazetelerde okudunuz herhalde. TBMM'de bir kadın gazeteci o siyasi partinin gençlik kolları başkanı tarafından şiddete maruz bırakıldı. Seçimden öncesinde aynı şekilde seçim otobüslerinde kadınlara şiddet uygulandı. Ama bunlar asıl şiddeti üniversite kapılarındaki kız çocuklarına uyguladılar. Başörtülü kız çocuklarını üniversite kapılarından döndürdüler. Kurdukları ikna odalarında kız çocuklarına işkence uyguladılar. Nice kız çocuğumuzu üniversiteyi bırakmak eğitimi yarıda bırakmak yurt dışında çare aramak zorunda bıraktılar. İkna odalarının mucitlerini kendi partilerinden milletvekili yaptılar.

Bir başka siyasi parti terör örgütünün gölgesinde siyaset yapıyor. Kadın hakları insan haklarıyla ilgili süslü nutuk atarken terör örgütünün cinayetleri karşısında tek kelime söz söyleyemedi. Bingöl'de 3 çocuğunu korumak için canlı bombanın üzerine kapanan merhum Hatice Belgin kardeşimiz için tek kelime kına, tek kelime eleştiri yapmadılar, yapamadılar.

Batman'da karnındaki bebekle birlikte şehit edilen Mizgin doruk kardeşimiz için tek kelime edemediler. Siirt'te bir aracın içinde yüzlerce mermiyle öldürülen 4 tane hanım kardeşimiz için seslerini çıkaramadılar. İstanbul'da bir belediye otobüsünde molotofla yakılarak katledilen Serap kızımız için, Diyarbakır'da bir mağarada günlerce işkence görüp 4 kadın terörist için ağızlarını bile açamadılar

Çünkü bunlar sadece istismar siyaseti yaparlar kadınları sadece oy deposu olarak görürler anneleri sadece kendilerine terörist devrişmek için araç olarak görürler kadınların yoksulluğunu göz yaşını çaresizliğini bir istismar vesilesi olarak görür. İşte biz bu istismar siyasetine
acılara son vermenin mücadelesi içindeyiz.

Bu ülkenin her neresinde olursa olsun acıları sızılarını dindirmenin mücadelesini veriyoruz. Dünde açıkladım. Bu uğurda ne gerekiyorsa onu yapacağız. Bu ülkede terörün terörün yol açtığı istismar ettiği yine terörün yolaçtığı yoksulluğun ve acılarla sonuna kadar mücadele edeceğiz. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Milli birlik ve kardeşlik projesini samimiyetle sürdüreceğiz" dedi.

"ULUDERE'Yİ İSTİSMAR EDEN VAMPİRLERE İZİN VERMEYİZ"

Başbakan Erdoğan şunları söyledi: "Bizim aramızda Türklük, Kürtlük, Lazlık, Çerkezlik, Abazalık şu bu olmayacak. Biz birbirimizi yaradılanı severiz yaradandan ötürü anlayışıyla seveceğiz. Birbirimize böyle bakacağız. Kimseye yaradılıştan suçlu olarak doğamaz. Kimse hangi etnik unsura hangi etnik yapıda doğacağını bilebilirimi? bilemez. Kimisi Türk olur, Kürt olur, Alman olur vesaire beyazdan siyahtan olur her şey olabilir. Ama biz insanları ayıramayız. Dışlayamayız.

Onun için bizim değerlerimizin içinde dışlama, ayrımcılık yok. Sadece insanı insan olarak saygıyla karşılamak ve sevmek var. Biz buyuz. Salı günü eşim, kızım başbakan yardımcımız, aile ve sosyal politikalar bakanımız Uludere'ye gittiler. Uludere'de acılı ailelerle kucaklaştılar, dertleştiler. Uludere'nin acısı baştan beri söyledim bizim acımızdır. Uludere de kaybedilen canlar bizim canlarımızdır.

Biz bu meseleyi askeri ve sivil yargı sonuna kadar takip ediyoruz. Bu meselenin istismar edilmesine siyasi bir malzeme olarak istismar edilmesine siyasi vampirler tarafından fırsat gibi görülmesine müsaade etmeyeceğiz. Biz ölenlerin üzerinden ölenlerin etnik kimliğine yaptıkları işe mezheplerine bakmayız. Bu ülkenin her bir vatandaşı bizim nazarımızda birdir birinci sınıf vatandaştır.

75 Milyonun bizim samimiyetimizden emin olmasını istiyorum. Mardinli kardeşlerimizin bizim samimiyetimizden emin olmasını diliyorum. Bizler birbirimize inanırsak güvenirsek bizim aşamayacağım hiç bir engel yok.Allahın izniyle sizlerin desteğiyle ve hayır duasıyla 9 yılda çok önemli işler başardık önemli adımlar attık aynı kararlılıkla devam edecek.

Bölgenin sorunlarını, vatandaşlarımın sorunlarını ister zaza, türk kürt olsun hepsinin sorunlarını çözdük çözüyoruz. Buradan Mardin'li annelere babalara sesleniyorum. Ne olur artık çocuklarımıza sahip çıkalım. Artık çocukların 13 yaşında 14 yaşında dağa çıkarılmasına istismar edilmesine birer kardeş akili haline getirilmesine karşı çıkalım. İşte bakın şu Mardin'e biz bir Artuklu Üniversitesi kurduk. Mardin'in ilim
medeniyet merkezi. Ama bunca zamandır Mardin'e bir Ünversite bile kazandıramadılar. Biz geldik Mardin'e Artuklu Üniversitesini kurduk.

Şu anda 3200 öğrencisi 200 akademik kadrosuyla Artuklu Üniversitesi bölgenin yıldızı parlayan bir Üniversitesi haline geldi. İslam Bilimleri ve Dünya dilleri bölümü olan fakülteyi Mardin'e kazandırdık. Yaşayan Diller Enstitüsünü kurduk. Mardin'in bereketli topraklarının verimin dahada arttıracak Ziraat yüksek okulunu kurduk. Bugün 20 öğrenci ile eğitime başlayan Kürt Dili ve Edebiyatı Akademsini kurduk.

Ayrıca bir mimarlık fakültesi kurduk. Çünkü Mardin'in taşçılığı çok önemliydi ve bu kayboluyordu. Onun için bu harika işçiliği kazanmamız yeni sanatkarlar yetiştirmemiz gerekiyordu. Annelere babalara sesleniyorum. Çocuklarınızın dağa gitmesine engel olun. Bu okulları bu üniversite yuvalarını çocuklarımız için bir fırsata dönüştürelim. Çocuklarımızın 13-14 yaşında dağda katledilmesine seyirci kalmayalım. Kardeşlerimiz meslek okullarını kuruyoruz. Ağırlığı daha çok meslek okullarına vereceğiz. Meselenin çözümü için ne gerekiyorsa yapacağız. Sizinde daha güçlü şekilde destek vermenizi istiyoruz. İnşallah artık meslek okullarının önündeki engelde kalktı ve oralardan mezun olan kardeşlerimiz istedikleri okullara gidebilecekler".

MARDİN'DE BÜYÜKŞEHİR OLUYOR

Mardin'in büyük şehir olacağı müjdesini veren Erdoğan, "Bugün Mardin'de bir kez daha büyük bir açılış töreni yapıyoruz. Bir çok yatırımın açılması kardeşinizin rahatsızlığı nedeniyle gecikti. Bu yatırımların hepsi hamdolsun Mardin'imize yakışıyoruz. Toplam 143 trilyon bedelle yaptığımız 38 hizmeti toplu halde açıyoruz. Tüm bu yatırımların Mardinimize hayırlı olmasını diliyorum" diye konuştu.

750 bini nüfusu geçen şehirlerimizin büyükşenhir statüsüne kavuştuğunu biliyordunuz ve 2011 yılı adrese dayalı nüfus kayıt sistemine göre Mardin 764 bin 33 kiyşilik nüfusuyla büyükşehir olma hakkını elde etti. ve Şimdi Mardin'in mülki sınırları büyükşehir sınırları oldu. 2014 yerel seçzimlerine Mardin bu sattüyle girecek ve şimdiden Büyükşehir hayırlı olsun diyorum. Önemli bir şey daha var, havaalanı pistini büyütme sözü vermiştik ve bu sözümüzü tuttuk 6 ay sonra Mardin havaalanı artık havaalanı değil havalimanı olacak ve uluslararası uçuşlara hazır hale gelecek. Bizden önce gelenlerin ne yaptıkları belli, bizim yaptıklarımız belli" diye konuştu.

Başbakan ve beraberindekiler daha sonra toplu açılışları yapıp Mardin Valiliği'ne geçti.