Bakan Şahin, Gaziantep Valiliği’ne gelişinde polis mangası ve protokol tarafından karşılandı.

Valilik şeref defterini imzaladıktan sonra Vali Erdal Ata’dan kentle ilgili bilgi alan Şahin, bir gazetecinin ”terör kurbanı sivillerin şehit sayılmasına” ilişkin yasa taslağıyla ilgili olarak şehit ailelerinden tepki geldiğini ifade ederek görüşünü sorması üzerine konunun bir yasa taslağı konusu olduğunu söyledi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve ona bağlı olarak da ilgili bakanların konuya ilişkin yaptığı değerlendirmeler olduğunu ifade eden Şahin, şöyle konuştu: ”Yasa henüz TBMM’ye intikal etmedi, etmek üzere, çok kısa zamanda intikal edecek. Bu Şehitler Haftası’nda, 18 Mart’ta güncelliğini sağlamış olan ve gündeme gelen bir konudur. Şehitlik, güvenlik güçlerimiz başta olmak üzere görevini yaparken ülkenin birliği, bütünlüğü, milletin huzuru, güvenliği uğruna hayatını kaybeden insanlarımızın hem dinimize göre hem de milli değerlerimize göre almış oldukları bir değerdir, bir rütbedir. Ancak ülke bütünlüğüne yönelik, devletin varlığına yönelik birtakım suç örgütlerinin mensupları tarafından gerçekleştirilen olaylarda hiçbir günahı olmadan hayatını kaybeden, terör, özellikle terör yapılanmasının mağduru olarak hayatını kaybeden insanlarımız var. İnanıyoruz ki belli durumlardaki ölümler de şehitlik hükmündedir. Bigünah yani günahsız şekilde, masum şekilde hayatını kaybeden bu insanlarımızın toplumumuzda açmış olduğu yaralar var. Onları da devlet olarak, toplum olarak sahiplenmeliyiz. Bu mecburiyet ortaya çıktı.” -Diğer yaraları da sarma yaklaşımı- Bakan Şahin, 2010’un eylül ayında Hakkari’nin Durankaya beldesinde pazara giderken kırmızı bir minibüse atılan bomba ve silahla tarama sonucu hayatını kaybeden insanlar olduğunu, orada Zeynep bebeğin 2 yaşında yetim kaldığını, annesinin şehit olduğunu hatırlattı.

Şahin, saldırı sonucunda hayatını kaybeden sivillerle ilgili olarak şunları kaydetti: ”Batman’da bir Mizgin annemiz var, 8 aylık hamile ve kucağında çocuğuyla şehit oldu. Bingöl’de Hatice Belgin hanımefendi... Bir bomba yüklü teröristi fark ederek yine hemcinsi olan bir teröristi 29 Ekim 2011’de, Cumhuriyet Bayramı günü ve Cumhuriyet Bayramı törenlerine yönelik saldırı yolculuğunda, gidişinde, kadın teröristi durdurmak ve durduramayınca üzerine atlamak suretiyle hayatını kaybetmişliği var. Siirt’te yine Eylül 2011’de 4 kızımız hayatını kaybetti. Üniversite öğrencisiydi bunlar, 20 ile 25 yaş aralığında. 2’si ağır yaralı olarak halen tedavi görüyor. Onlar hayatta kaldılar ama sadece hayatı fark ediyorlar, hayatı yaşayamıyorlar maalesef. Bu tür örneklerimizi çoğaltmamız mümkün.” Bakan Şahin, bahsettiği kişilerin terörün doğrudan mağduru olarak sahiplenilmesi gerektiğini ifade etti.

Söz konusu düzenlemenin bu kişilerin şehit olarak kabulü veya şehit işlemi görmesini, şehitlik haklarından yararlanmasını içerdiğini söyleyen Şahin, şöyle konuştu: ”Yani yarayı sararken yaranın yanındaki diğer yaraları da toplumumuzda açılmış diğer yaraları da sarma yaklaşımıdır. Onun ötesinde bir yanı, bir yönü yoktur. Şehit yakınlarımızın buna tepki göstermesinin yanlış anlatımdan kaynaklandığını düşünüyorum. Yasa çıktığında her şey daha açık şekilde ortaya çıkmış olacak ve bir komisyon oluşacak. Kimin hangi durumda, hangi şekilde mağduriyeti sonucu, şehitliği sonucu, onun yakınlarının şehitlik imkanlarından yararlanması konusuna ilgili komisyon karar vermiş olacak. Toplum olarak belirli konulara çok erken tepki verme gibi bir özelliğimiz var. Heyecanlı bir toplumuz. Bunu hepimiz yapabiliyoruz zaman zaman. Hani biraz bekleyip görürsek doğru yaptığımızı, iyi yaptığımızı hep birlikte fark edeceğiz. Yarayı tam tedavi etme yaklaşımı, büyük düşünen devlet, iyi gününü kötü gününü paylaşan, paylaşmayı başaran millet olmanın göstergesidir. Başka bir şey değildir yapılan. İnanıyorum ki herkes bundan memnun olacaktır.” -Uludere’de ölenler- Bakan Şahin, bir gazetecinin, ”Şırnak’ın Uludere ilçesinde hayatını kaybedenlerin de şehit sayılmasına tepki gösterildiğini” ifade ederek, ”Uludere’de ölen insanlar da bu bağlamda değerlendirilip şehit sayılacak mı?” sorusu üzerine, yasanın yürürlüğe girmediğini, yürürlüğe girdikten sonra yasanın amacı ve işleyişine ilişkin hükümlerin görüleceğini ifade etti.

Bahsedilen konuların akla gelen durumlar olduğunu, duruma ilişkin hemen değerlendirmeler yapıldığını belirten Şahin, şunları kaydetti: ”Terörle doğrudan, dolaylı veya terör zannedilen her konu ve bunun mağduru bu yasa kapsamında değerlendirilmek üzere masaya yatırılacaktır ama nihai karara bakmak lazım. Hakikaten terör mağduru ve terörde hayatını kaybetmişlik unsurları var ve komisyon tarafından da öyle belirlenmiş midir, belirlenmemiş midir, ona bakmak lazım. Şu anda ne komisyon çalışıyor ne de komisyonun gündemi söz konusu. Yani biz çok önden giderek yarını bugün tartışıyoruz. Henüz daha bu konuda yarında değiliz, bu konunun yarını ve yarının gündemi geldiğinde neyin ne olduğu, ne olabileceği, ne olmadığı ortaya çıkacaktır. Tepkilerin erken verilmesi sadece bizim birbirimizi daha yanlış anlamımızı sağlar ve bize zaman kaybettirir.” Şahin, dünün şartlarında inşa edilmiş Gaziantep Valiliği binasının tartışılır hale geldiğini ifade etti.

Gaziantep’in büyüklüğüne göre alınması gereken tedbirlerin söz konusu olduğunu, bunları gün boyu değerlendireceklerini belirten Şahin, Gaziantepli iş adamlarının, hayırseverlerin emniyet teşkilatına 60’ın üzerinde araç bağışlaması dolayısıyla düzenlenen programa katılacağını kaydetti.