Röportaj: Levent Ustabaşı

Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ)'nde Rektörlük seçimleri sonrası sular  durulmuyor. Rektör İbrahim Özen'in desteklediği Süleyman Baykal'ın seçimi kazanması,  Rektör adaylarından Orhan Aydın'ı destekleyenler üzerinde adeta kıyım yapılıyor.  KTU Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji ve Klinik Mikrobiyoloji  Anabilimdalı başkanı Prof. Dr. Murat Ertürk kendisine yapılan gururuna yediremeyip  görevinden ve üniversiteden istifa etti. ATİ Kök Hücre Merkezi'ndeki Genel Müdürlük görevine devam edecek olan Prof Dr Ertürk,  İbrahim Özen'in adeta bir ceza mahkemesi başkanı gibi hareket ettiğini öne sürerek  ağır eleştirilerde bulundu. 61saat yazarlarından Levent Ustabaşı'nın sorularını  yanıtlayan Prof Dr Ertürk, aynı zamanda gelecekte ne yapacağını anlattı.

İşte Ustabaşı'nın soruları ve Prof Dr. Ertürk'ün şok cevapları;

Tam olarak ne zaman istifa ettiniz?
Dün(cuma günü) itibariyle istifa ettim.

Sizi istifaya götüren olayların ilk başlangıcı ne zaman yaşandı?
2010-2011 Temmuz ayında üniversite tarafından ücretsiz ATİ Kök Hücre Merkezi'nde  görevlendirildim. Bu görev süremde onlarca hastaya çare olacak kök hücre üretimi  yaptım. Türkiye'nin cari açığını kapatacak projeler başlattık ve çalışıyoruz. Görev sürem dolduğu için Teknokent yasası gereği üniversite yönetiminin süremi  uzatması gerekiyordu. 19 Haziran tarihinde başvurup görev süremin uzatılmasını  istedim fakat bana 20 gün boyunca cevap vermediler.

Daha sonra neler oldu?
Üniversitede başlamam gereken tarihten 10 gün sonra bana cevap verildi ki ibrahim  Özen beni müstafi durumuna düşürmeye çalıştı. ATİ'de görevlendirilmemin uygun  olmadığını bana bildirdi  ve üniversitede devam etmem istendi.

Siz ne yaptınız peki?
Bende o yapılan tebligatı tebellüğ etmedim. İstifa ettim. Çünkü inanıyorum ki;  üniversitelerin varoluşu sadece eğitim için değildir. Ülkenin tekonlojisini  geliştirecek atılımlar yapmaktır. Bu imkanı ve ortamı yapabilmektir.



BANA BUNU AÇIKÇA SÖYLEDİ

Peki bunu KTÜ yönetimi yapmadı mı?
Evet öyle de diyebiliriz. Üniversiteler bu ortamı sağlamak için yaratmak için misyon  sorumluluğa sahip olması gerekirken bu düşünceye sahip olan öğretim üyelerini  teknoloji üretmek üzere görevlendirilmemeleri; öğretim üyelerinin cerzalandırılması  anlamına gelir. KTÜ'de bu yapıldı.

Neden bunu yapmadı?
Ben Orhan Aydın'a destek verdiğim için bu oldu. Bana bunu İbrahim Özen sözlü olarak  da söylemiştir. Bana, 'Seçimle alakalıdır bu karar' demiştir. Bende, 'Seçim  meselelerinin bunla karıştırılmamaları gerekir' dedim.  Sonra bana, 'Benim kararım  budur, artık konuşmayalım' dedi. 'eminmisiniz?' dedim. 'Evet eminim' dedi. Bunları  ispatlayacak bir şeyim yok ama bunlar aramızda sözlü olarak geçen şeylerdir.

Peki sizin ATİ için alternatifiniz var mı?
Hayır kesinlikle yok!

Bunu nasıl yorumluyorsunuz?
Kendisini sanki ceza mahkemesi başkanı görüyor. "Ben seni cezalandırdım" diyor. Sen  beni cezalandırıyorsun da 'sen kimsin'..
Burda aslında beni değil, KTÜ'yü Trabzon ve dersine girdiğim öğrencileri  cezalandırdı.

KTÜ'de size engellemeye çalışan arkadaşınız olmadı mı?
Oldu.. Hatta Tıp Fakültesi'nde 2. sınıf öğrencilerinin eğitiminin başkanı Prof Dr  Edip Kaha üniversiteden ayrılacağımı duydu. Görüştük. Bana şunları söylerken gözleri  yaşardı: "Ama hocam bu öğrenciler senin desrlerinden mahrum kalacaklar. Bunu nasıl  yaparsın"
Siz ne dediniz?
Bende dedimki "ben yapmadım bunu İbrahim Özen yaptı.

BİZ HANCIYIZ O YOLCU

Peki üzüldünüz mü?
Üzüldüm tabiki... Ben zaten aylıksız olarak burada görevlendirilirken derslere  girmem zorunlu değilken hiçbir dersimi kaçırmadım. Öğrencilerim derslerimden mahrum  kalmasın diye...Tıp fakültesi öğrencileri arasında en iyi ders anlatan hocaların  başında gelirim. Benim dersimde anfiyi hepsi doldururdu. Şimdi sen kimi  cezalandırdın ki yani.. öğrenciyi, üniversiteyi, Trabzon'u ve ülkemizi celaandırdın.

Sizi rektörlük seçiminde Orhan Aydın'ı desteklediğiniz için mi cezalandırdı?
Beni cezalandırması mümkün değil. Benim 10 yıla yakın yurt dışı tecrübem var. Ben  Trabzona geldim. 30 yıllık tecrübemle Trabzon'da Türkiye'nin gururu olacak işler  yapıyorum. Bundan üniversitede nasipleniyor, bunu devam etmek için başvuruda  bulunuyorum siz diyorsunuz ki; "kabul etmiyorum seni görevlendirmiyorum." Sen kimsin  ya! Yarın 6 Ağustostan sonra düz bir öğretim üyesi olacaksın (İbrahim Özen).  Eminimki 2 ay tatil yapacak geri döneceksin. Kimse yüzüne bakmayacaktır.
Ben bu memleketin çocuğuyum. Ben buradayım. Biz hancıyız. Öyle herkes gider biz  buradayız.


YENİ YÖNETİM GEL DERSE GELİRİM

Bundan sonra ne yapacaksınız?
30 yıllık tecrübemle Türkiye'deki ihtiyaç olan insanlar akök hücre üreteceğim. Yeni  teknolojiler üretmek için işimin başında olcağım.

Ya tekrar sizi Süleyman Baykal rektörlüğündeki yeni yönetim geri çağırırsa ne  yapacaksınız?
6 Ağustos'da İbrahim Özen'in görevi bitiyor. Ama yeni yönetim derse ki; Gel yine  dışardan derslerini ver derse yine dışardan gelir derslerimi seve seve veririm.  Hukuki olarak o zemin hazırlanmalıdır.


ÜNİVERSİTEMLE BİR SORUNUM YOK

Sizin kişisel sorununuz İbrahim Özen'le mi?
Tabiki... Benim derdim ibrahim özen'le. Üniversitemle bir sorunum yok. Aslında şu  açıktır ki; İbrahim Özen burdan gider ayak KTÜ'yü Trabzon'u cezalandırmış, zararı  dokunmuştur.

İbrahim Özen'i anlatırmısınız? Nasıl tanırsınız?
Çevresinde İbrahim Özen, sevecen, yardım sever olarak bilinir. Doğrudur. Herkese  yardım eder. Herkesin sıkıntılı günlerinde yanında olmuştur. Ameliyatlarının başında  olmuştur. Acillere giden insanların başında durmuştur. Hastalarını ameliyat  ettirmiştir. Bunlar gibi bir sürü sayabiliriz. Ama Özen'in şöyle bir özelliği de  vardır. Bütün bu iyiliklerini  kendi menfatine tahvil edemediği zaman bu dostluğunu  anında bozar.

DOSTLARINA SIRTINI DÖNDÜ
Nasıl..
Bunların en tipik örneği Öğretim Üyesi Mehmet Tosun'dur. Tosun'un oğlunun düğünün de  Zorlu Grand Otel'de o kadar insanın gözünün içerisine baka baka, 'Benim dünyada  erkek kardeşim olmamıştır ama Mehmet benim dünya ahiret kardeşim' demiştir. Nikah  şahitliğini yapmıştır. Ama seçim sırasında Mehmet Tosun Orhan Aydın'ı destekledi  diye Tosun onla ilişiğini kesti. Hatta sırtını döndü. Ankara'da Tosun ameliyat oldu  ama yanında kimse yoktu. İbrahim Özen böyledir.

Daha önce İbrahim beye destek verdiniz mi?
Özen'in başhekimliği döneminde biz ona destek verdi. Rektörlük seçimlerinde destek  verdik. Ama bugüne geldiğimizde onun düşündüğü gibi düşünmedik. Bir öğretim üyesiyim  ben bir aydınım. Bunu da yapabilmem lazım. Farklı düşünmem lazım. Ama bu nedenle  cezalandırmaya kalktı. Aslında geleceğim açısından Üzülmüyorum. 30 yıldır tecrübem  var. ATİ Kök Hücre merkezi artık ATİ GEN-SEL oldu ve ben burada Türkiye için  Trabzon'un gururu olmaya devam edeceğiz. iyi işler yapacağız.


DİKTATÖRLÜK YAPTI

Sizin gibi başka seçimden dolayı tavır koyup görevden aldığı isimler var mı?
Çok var. Mesela seçimin hemen ertesi günü Tıp Fakültesi'nde bir hafta önce  görevlendirilen Münevver Sökmen hanımı görevinden aldı.Bu zülme devam ediyor. Sırf  onuna adayına destek vermediği için... Aynı bir diktatör gibi...

Buna devam edecek mi?
Bilmiyorum devam eder sanırım. Fakat ben güçlüyüm! Çünkü bilgi en büyük güçtür. Bilgili olan insan güçlüdür. Bilgisiz ve güçsüzler ellerine bir makam elegeçirdiklerinde mi başkalarına bunu zulm aracı olarak kullanırlar.


MEMLEKET ONDAN KURTULDU

İstifa dilekçenize neler yazdınız?
İstifa dilekçesisine de bunların özetini yazdım...

Son olarak ne söylemek istersiniz?
Yinede ben mutluyum ve umutluyum. Çünkü İbrahim Özen'in görevi bitmiştir. Bu memleket ondan kurtulmuştur...