CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Bugün bu anayasa değişikliği TBMM anayasa komisyonunda görüşülecek. Arkadaşlarımıza şunu söyledik, hiçbir önerge vermeyeceksiniz değişiklik önergesi. Verdiğiniz her önerge bunu meşrulaştırır. Tarihe not düşmek için ne gerekiyorsa söyleyeceksiniz. Milli mücadeleden başlayacaksınız. Yerli ve milli diyorlar. Ne yerlidir, ne millidir, gayri millidir bu. 140 yıllık parlamento deneyimini çöp sepetine atıyorlar" dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM’deki grup toplantısında konuştu. 2016 yılında 3 darbe olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, “Birincisi 4 Mayıs 2016 darbesi. Yüzde 49,5 oy alan Ahmet Davutoğlu Başbakan Saraya davet edildi. Elinden istifa dilekçesi alındı. Kapının önüne konuldu. Bu demokrasi darbesi değildir de nedir? Bir kişi çağırıyor saraya davet ediyor ‘istifa edeceksin’ dilekçeyi koyuyorlar ve istifa ediyor. Bu mudur demokrasi? Sonra 15 Temmuz darbe girişimi başarıya ulaşmadı. Hep birlikte mücadele ettiğimiz için başarıya ulaşmadı. Ama birisi çıktı dedi ki; ‘bu darbe girişimi Allah’ın bir lütfüdür’ dedi. 20 Temmuz’da bir üçüncü darbe süreci başladı OHAL ilanıyla. OHAL’la aldılar yetkiyi Bakanlar Kurulu’na parlamento tümüyle devre dışı bırakıldı. 10 binlerce memurun işine son verildi. Gazetecileri hapse aldılar. 100 yıllık kurumları kapattılar. Askeri okulları, hastaneleri kapattılar. Herkes tarihiyle övünür biz tarihimizi yok ederek bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Metehan’dan bu yana gelen ordudaki emir komuta zincirini yerle bir ettiler. Diyorlar ya; ‘yerli ve milli.’ Ne yerli ne milli gayri milli sürecin içine Türkiye’yi soktular. Her darbecinin bir amacı vardır. Her darbeci geleceğini güvence altına almak ister. Geleceğini güvence altına alacak hukuk normu anayasadadır. 20 Temmuz darbesinden sonra şimdi başkanlık uygulamasıyla 20 Temmuz darbecileri güvence altına alınıyorlar. Diyorlar ki, ‘Biz başkanlık sistemi getiriyoruz. Partili cumhurbaşkanlığı sistemi getiriyoruz. Rejim değişikliği yapmıyoruz. Sistem değişikliği yapıyoruz’ diyorlar. Yapılan bal gibi rejim değişikliğidir” diye konuştu.

“Yargı bağımsızdır diye bize satmaya çalışacaklar. Bize satamazlar ama Bahçeli'ye sattılar”

“Parlamenter demokratik sistemi kaldırıp dikta yönetimine uygun bir sistem getiriyorlar” diyen Kılıçdaroğlu, "Her şey bir kişinin iki dudağına bağlı, bir diktatöre bağlı. Önce şu soruyu bütün vatandaşlarım kendisine sormasını istirham ediyorum; 14 yıldır tek başına hükümetler. 14 yılda parlamentodan isteyip de geçiremedikleri hangi kanun var? Her şeyi yaptılar. Peki her şeyi yapıyorsanız çoğunluğunuz varsa neden parlamenter rejimden vazgeçip de bir dikta yönetimine parlamentoyu teslim ediyorsunuz. 16 Temmuz darbeden 1 gün sonra TBMM’de bir bildiri yayınlandı. Demokratik parlamenter sisteme vurgu yapıldı. 7 Ağustos Yenikapı’da yine demokratik parlamenter sisteme vurgu yaparak demokratik parlamenter sistemin öneminin altını çizdim. ‘Ne darbe ne dikta yaşasın tam demokrasi’ dedim. Dikta rejimiyle bir kişi yetkili olacak diyorlar. Partili cumhurbaşkanı. Aynı zamanda partinin genel başkanı olacak. Olunca ne oluyor, seçimlerde ‘milletvekillerini ben seçeceğim’ diyor. Başka biri milletvekillerini seçmesin. Seçim propagandalarına ben katılacağım diyor. Meydan meydan gezecek. Biz partinin genel başkanı olacağız o hem cumhurbaşkanı hem partinin genel başkanı olacak. Seçimden sonra meclise gelecek ‘ben tarafsız cumhurbaşkanı olacağım’ diye ant içecek. Çünkü o maddeyi değiştirmiyorlar. Her milletvekili bir partidendir. Başbakan tarafsız olurum diyebilir mi? Ben diyebilir miyim? Bahçeli diyebilir mi? Demirtaş diyebilir mi? Cumhurbaşkanlığı makamı devletin sigortasıdır. Devletin uyumlu çalışmasını sağlar. Partinin başkanı cumhurbaşkanı tepede sen diktatör olursun başka bir şey olamazsın. Anayasa Mahkemesi'nin 15 üyesinin 12'sini ben atayacağım diyor. HSYK’nın yargıçlarının da 12'den 6'sını cumhurbaşkanı belirliyor. Sonra yargı bağımsızdır diye bize satmaya çalışacaklar. Bize satamazlar ama Bahçeli'ye sattılar. Biz halkın çıkarlarını bu ülkenin çıkarlarını hiçbir ayrım yapmadan siyasi ayrım yapmadan savunmak zorundayız” değerlendirmesinde bulundu.

“Sayın Devlet Bahçeli’nin kulağına küpe olsun bunlar başka bir şey demiyorum”

Değişiklik teklifinde cumhurbaşkanına meclisi feshetme yetkisinin de verildiğini anlatan Kılıçdaroğlu, "Hiçbir soru sormadan, hiçbir gerekçe göstermeden meclisi feshedebiliyor. Mustafa Kemal Atatürk'e bile bu yetki verilmemiştir. Kararname çıkarma yetkisi veriyorlar cumhurbaşkanına. Devletin yeniden yapılandırabilir. Bir bakan yolsuzluk yaptı, gen soru veriliyor ve TBMM’de düşürülebiliyor. Gen soru da verilmeyecek. Niye verilsin ki? Peki yeni hükümet kuruldu başbakan yok bakanlar kurulu yok. TBMM’den güvenoyu istemeyecek. Ne gerek var meclise diyorlar. HSYK’daki yüksek lafından alerji duyuyorlar, kaldırdılar onu. TBMM, herhalde büyük lafını da kaldıracaklar. Türkiye’yi de kaldırın, aciz millet meclisi deyin, o zaman bizde diyelim ki bunlar asıl amaçlarını yazarak da gerçekleştirmek istiyorlar. Birden fazla ili kapsayan bölgesel yönetimler kurabilecek. Sayın Devlet Bahçeli’nin kulağına küpe olsun bunlar başka bir şey demiyorum” dedi.

“Hiçbir önerge vermeyeceksiniz değişik önergesi, verdiğiniz her önerge bunu meşrulaştırır"

Kılıçdaroğlu, AK Parti'nin anayasa değişikliği teklifinin bugün Meclis'te görüşüleceğini hatırlatarak konuşmasına şöyle devam etti:
"Bugün bu anayasa değişikliği TBMM anayasa komisyonunda görüşülecek. Arkadaşlarımıza şunu söyledik, hiçbir önerge vermeyeceksiniz değişik önergesi, verdiğiniz her önerge bunu meşrulaştırır. Tarihe not düşmek için ne gerekiyorsa söyleyeceksiniz. Milli mücadeleden başlayacaksınız. Yerli ve milli diyorlar. Ne yerlidir, ne millidir, gayri millidir bu. 140 yıllık parlamento deneyimini çöp sepetine atıyorlar. Dünyanın hiçbir ülkesinde böyle bir dikta yönetimi yoktur. Öyle bir diktatörünüz var ki herkes kandırıyor. PKK kandırıyor, IŞİD kandırıyor, FETÖ kandırıyor. Kendi darbelerine anayasal statü kazandırmaya çalışıyorlar. Size sözüm söz, buna izin vermeyeceğiz. Bu sorun sadece CHP'nin değil hepimizin ortak sorunudur. Hepimiz bu mücadeleye omuz vermek zorundayız. Türkiye Cumhuriyeti birilerine teslim edilemez. Türkiye Cumhuriyeti el kaldırıp indirilerek rejim değişikliği yapılacak bir ülke değildir."

Havuz akademisyenleri olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, “Daha anayasayı bile okumadan parlamento daha güçleniyor diye televizyonlarda konuşmalar yapıyorlar. Hiçbir şey okumadıysanız Burhan Kuzu’nun kitabını okuyun” şeklinde konuştu.

Bu anayasa geçerse ne olacağına ilişkin ise Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Anayasayla diktatörlük yaratırız. Demokratik rejimden tamamen ayrılıp otoriter rejime Türkiye teslim edilir. Hiçbir vatandaşın can mal ve hukuk güvenliği kalmaz. Her kişi, kurum ve kuruluş tek bir kişinin bir diktatörün vicdanına terk edilir. Yönetimi denetleyecek hiçbir güç kalmaz. Bir kişi hem hükümet, hem meclis hem mahkeme olur. Yasama, yürütme, yargı bir elde toplanır. Etkisiz yetkisiz sembolik bir meclis ortaya çıkar. Meclisi mezara demokrasiyi tarihe gömeriz. Buna elbette izin vermeyeceğiz. Bunun mücadelesini yapacağız. Tarihe bugünden başlayarak not düşeceğiz.”