Sarı, pazar günü yapılacak YGS öncesi öğrencilere ve ailelere birtakım uyarı ve tavsiyede bulundu.

Sınav tarihi yaklaştıkça gençlerin kaygılarının arttığını ifade eden Sarı, kaygının aşırı olmaması durumunda motive edici bir özelliğinin olduğuna dikkati çekerek, aşırı kaygının öğrenmenin ve öğrendiğini kullanmanın önünde büyük bir engel olduğunu söyledi.

Kaygının gelecekle ilgili karamsarlık, başarısızlık, umutsuzlukla ortaya çıktığını anlatan Sarı, sınav kaygısının da bu şekilde oluştuğunu belirtti. Aşırı kaygının bireyleri fiziksel, psikolojik ve zihinsel olarak etkilediğini ifade eden Sarı, ”Yoğun kaygı sonucunda beden kimyasında meydana gelen değişiklikler beyinde öğrenme için gerekli olan protein zincirlerinin oluşumunu engeller. Böylece akıl yürütme ve soyut düşünme yönündeki zihin faaliyetleri bozulur ve başarısızlık kaçınılmaz olur” diye konuştu.

-Sınav kaygısının nedenleri-

Yoğun kaygı yaşayan, sınava olduğundan farklı anlamlar veren öğrenciler için her sınavın bir ”kriz durumu” olabileceğine dikkati çeken Sarı, öğrencilerin aşırı kaygıyla başa çıkmanın yollarını öğrenmesi gerektiğini söyledi.

”Sınav kaygısı, öğrencinin sınava bakış açısından kaynaklanabilmektedir” diyen Sarı, şunları söyledi: ”Özgüven eksikliği, öğrencinin kişiliğine verilen değerin sınav başarısı ile ölçülmesi, arkadaşları ile karşılaştırılması, sınavla ilgili olumsuz düşünceler üretilmesi, aile yapısının baskıcı ve mükemmeliyetçi olması, sınavın bir ölüm kalım meselesi haline getirilmesi, ’Sen başaracaksın biz sana çok güveniyoruz’ diyerek abartılı cesaretlendirmelerde bulunulması sınav kaygısının temel nedenleri arasında sıralanabilir.” Sınav kaygısı yaşayan öğrencilerin şiddetli bir huzursuzluk içinde olacağını, ders çalışırken dikkatlerini toplamakta güçlük çekebileceğini anlatan Sarı, öğrencilerin yeme ve uyku düzenlerinin bozulabileceğini, çok gergin ya da çok hassas olabileceklerini, terleme, üşüme, yorgunluk, solunumda güçlük, titreme, mide ağrısı gibi sorunlar yaşayabileceğini de belirtti.

-Öğrencilerin yapması gerekenler-

Hakan Sarı, öğrencilerin sınav kaygısıyla mücadelesine ilişkin de şu bilgileri verdi: ”Sınavdan önce mutlaka iyi dinleneceğiniz bir zaman ayırın. Sınava çalışmış ve tüm konuları gözden geçirmiş olarak girin. Sınavdan önceki gece iyi uyuyun. Beslenmenize dikkat edin, az ya da çok veya farklı yiyecekler yemeyin. Kendinize güvenin. Dinlenmenizi ve rahatlamanızı sağlayacak faaliyetler yapın. Sizi üzecek ve kaygınızı artıracak olumsuz duygu ve düşüncelerden uzak durun.” Sınav başlamadan ve sınav sırasında öğrencilerin yapması gerekenler hakkında da bilgi veren Sarı, şunları kaydetti: ”Sınav başlamadan sormak istediğiniz bir durum varsa ya da ortamda sizi rahatsız eden bir durum varsa bunu sınav gözetmeninize bildirin. Sınav başlamadan gözetmenin uyarılarını dikkatle dinleyin, sınav kitapçığınızın adınıza düzenlenip düzenlenmediğini ve eksiksiz olup olmadığını kontrol edin. Sınav sırasında ise sadece sorulara odaklanın, başka bir şey asla düşünmeyin. Kendinize güvenin ve ’bu sınavı başaracağım’ gibi motive edici cümleler söyleyin. Soruları ve seçenekleri dikkatlice okuyun. Soru kökündeki ’değildir’ gibi olumsuz ifadelere dikkat edin. Soruyu okuduktan sonra seçeneklere geçin ve en doğru bulduğunuz seçeneği cevap kağıdına işaretleyin. Cevabınızı işaretlerken doğru soru ve doğru seçeneği işaretlediğinize emin olun ve kaydırma yapmayın. Bir soru üzerinde çok zaman harcamayın, başka bir soruya geçin eğer sonra süre kalırsa o soruya tekrar dönün. Sınavdan çabuk çıkmak için acele etmeyiniz, tüm soruları okuyun ve cevaplamaya çalışın. Sınav süresini verimli kullanın. Zaman zaman süreyi kontrol edin.” -Ailelerin görevleri- Sınava hazırlık sürecinde ailelere de birtakım görevler düştüğünü vurgulayan Sarı, şöyle devam etti: ”Aileler çocuklarını iyi tanımalı, yapabildikleri, yapamadıkları ve istekleri hakkında bilgi sahibi olmalılar. Çocuklarının öğrenme stilini tanımasına ve çalışma sistemini buna göre planlamalarına yardımcı olmalılar. Çocuklarına yönelik gerçekçi beklenti içinde, ulaşabileceği hedefler koymasında onlara yardımcı olmalılar.

Çocuklarının kendilerine güven duyması konusunda destek olması gereken aileler, planlı yaşaması ve zamanını iyi kullanması konusunda onlara yardımcı olmalılar. Çocuklarının geçmişteki başarısızlıklarını hatırlatmak yerine gelecekte başarılı olmasının yollarını birlikte aramalılar. Onların bedensel ve duygusal değişimlerine duyarlı olmalılar. Sınav konusunda sakin davranarak örnek, düzenli uyuması ve sağlıklı beslenmesi konusunda ise destek olmalılar. Aileler, çocuklarının sınava ilişkin duygu ve düşüncelerini ifade etmesini sağlamalı ve anlattıklarını dikkatle dinlemelidir.

Sınavın öğrencinin kişiliğini değerlendiren bir ölçü olmadığını benimsemeli ve benimsetmeliler. Sınavı bir tehdit unsuru olarak asla kullanmamalılar.”