Her ne kadar ülkemizde yaşanan terör olaylarına odaklanmış olsak da aslında oyun çok daha büyük ve küresel.

Bir ülkenin medyası da muhalefeti de yazarı da çizeri de silahı da teknolojisi de milli olacak.

Eğer bu saydığım unsurlar milli değilse o ülkenin kapısı kilit tutmaz. Çünkü hain içerdedir. Maalesef bugün yaşadığımız asıl tehlike, asıl sıkıntı budur.

Hangi siyasi partiye mensup olursak olalım, hangi siyası partide siyaset yaparsak yapalım, hangi sivil toplum kuruluşunda görev alırsak alalım; söz konusu vatanımız, bayrağımız, ezanımız, dinimiz olunca tek vücut olmalıyız.

Eğer böyle olursak bu ülke üzerinde hiçbir güç operasyon yapamaz ve hiç kimsenin hesabı da olamaz. Bu tespitleri yaparken şunu demek istemiyorum; “Herkes benim gibi düşünsün.”. Zaten böyle bir şey de olamaz.

Ayrıca herkes aynı partiye oy vermek onun politikalarını beğenmek ona sempati duymak zorunda değil. Zaten böyle olmuş olsa bunun adı demokrasi olmaz ve o ülkede de demokrasiden bahsedilemez. Herkes istediği partiye oyunu verebilir, istediği partide siyaset yapabilir, iktidar olabilmesi için de demokrasi kuralları içerisinde her türlü çalışmayı da yapabilir.

Fakat anlamadığım ve hayret ettiğim başka bir şey.

Nasıl bir akıldır, nasıl bir milliyetçiliktir, nasıl bir muhafazakarlıktır, nasıl bir halkçılıktır, nasıl bir ülke vatandaşlığıdır ki ABD, Almanya, İsrail, İngiltere, Fransa, İran, PKK… senin ülkenin Cumhurbaşkanına ve hükümetine karşı sen de karşı.

Allah aşkına bunun akılla bir izahı var mı? Nasıl bir akıl tutulmasıdır ki sizleri bu ülkelerle aynı safta buluşturmuş. Yıllarca ABD ile düşman kardeşler filmini oynayan İran, bugün aynı ABD ile Suriye’de ve diğer Arap ülkelerinde mezhep yayılmacılığını ortak yürütüyor.

PKK terör örgütüne birlikte yardım ediyor, destek veriyorlar. Söz konusu Türkiye olunca ABD ve İran bir araya gelebiliyor. Sizler dünyanın hangi ülkesinde gördünüz kendi ülkesini dünyaya şikayet eden, ülkesine saldıran, terör örgütüne destek veren bir medya.

Sizler dünyanın neresinde gördünüz terör örgütüyle mücadele eden devletine NATO’yu davet edelim, diyen bir yazar.

Sizler dünyanın neresinde gördünüz ülkesinin milli ve manevi değerlerine küfrederek barış ödülleri alan yazarlar. Bizden başka dünyanın hiçbir ülkesinde ne böyle bir medya ne de böyle yazar kitlesi vardır.

Maalesef bizde var. Bunlar ait oldukları yere hizmet ediyorlar. İsimlerinin Ali, Veli, Aydın, Karanlık olması bizleri aldatmasın. Kişinin ismi değil; ne yaptığı, nere hizmet ettiği önemlidir. Ama ne kadar acıdır ki bunlar bu ülkenin topraklarında yaşıyor, bu ülkenin ekmeğini yiyorlar. Evet, oyun büyük sende milli olana oyunu ver.

Milli olana destek ol.