Abdi İpekçi Spor Salonu'nda gerçekleştirilen CHP'nin 34. Olağan İstanbul İlKongresi, saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başladı. Kongrede, partililere seslenen Kılıçdaroğlu, “demokrasi dersi vermek üzere” önemli bir kongre yaptıklarını söyledi.

Kılıçdaroğlu, Anadolu'nun son on yılda ciddi şekilde kan kaybettiğini, İstanbul'un tek başına bütün Anadolu'yu çekip çeviren bir kent haline dönüştüğünü belirterek, “Oysa Anadolu'nun cazibe merkezleri olmalıydı. Anadolu'da herkesin rahatça ulaşabileceği büyük kentler oluşturabilmeliydik. Anadolu kan kaybediyor. Anadolu'nun kan kaybettiği bir ülke, dengeli bir ülke değildir. Anadolu'nun kan kaybettiği bir ülkede işsizliği önleyemezsiniz, barışı sağlayamazsınız” şeklinde konuştu.

CHP'nin eski alışkanlıklarından vazgeçmesi gerektiğini vurgu yapan ve partiye zarar verenleri affetmeyeceklerini de belirten Kılıçdaroğlu, "CHP'liler, ülkenin sorunlarına kilitlenecek, parlamentodayken, sokakta gezerken ülkenin sorunlarından konuşacak. Cesur, yiğit olacaklar. Gururla CHP'li olduklarını söyleyecekler. Ama partiye zarar verenleri, kusura bakmayın affetmem. Rekabetten, birlikten, halka inanmaktan, insanı sevmekten, anneleri sevmekten korkmayacağız" ifadelerini kullandı.

Türkiye'de yaşanan devrimlerin CHP'nin önderliğinde olduğunu aktaran Kılıçdaroğlu, "Önce üreteceğiz ve ardından halkla bölüşeceğiz. Hiç kimse aç ve açıkta kalmayacak. Bu coğrafyada yaşayan herkes 'Ben de burada yaşıyorum.' deyip, hakkını alacak. Sosyal demokraside halkın vicdanı akla gelir. Halkın vicdanına, değerlerine her zaman inanacağız. Değişim ve dönüşüm deyince, elbette herkes değişim dönüşümden yana olmaz ama CHP değişimin de dönüşümün de yanında olacak" dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Diyarbakır'da cezaevi yapacakları sözü verdiğini belirten Kılıçdaroğlu, "Özgürlükten bahsedilen bir ülkede cezaevi sözü verilir mi?" diye sordu. Hükümetin dış politikasını da eleştiren Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"1 Mart tezkeresine nasıl karşı çıktıysak Suriye'ye müdahale konusuna da böyle karşı çıkacağız. Biz bağımsız bir ülkeyiz. Kendi kararımızı kendimiz vermeliyiz. Dış politikada kavga etmediğimiz bir ülke var mı? Ayakları yere basmayan bir Dışişleri Bakanı olur mu? Biz, Dışişleri Bakanlarını kendi ülkesini her ortamda savunan kişiler olarak biliriz. Söylediği politikanın da devletpolitikası olması lazım." Darbecilerden hesap soracağını söyleyenlerin samimi olmadığını ileri süren Kılıçdaroğlu, "Hala kullanılan 'Darbe' yasasını değiştirmek lazım diyoruz, değiştirmiyorlar. Seçim Hukuku'nu değiştirelim, diyoruz değiştirmiyorlar. Üniversiteler özgürlük getirelim diyoruz, yanaşmıyorlar” diye konuştu.

Memur maaşları konusunda hükümeti eleştiren Kılıçdaroğlu, "Memura 5 aydır zam yapılmıyor. Memurların gıkı bile çıkmıyor. Memuru korkuttular. Eğer CHP iktidarda olsa ve bir ay zam yapmasa veryansın ederlerdi. Memurlara maaş verilmiyor, bunu dile getiren kim? Dile getiren CHP'dir. TÜRK-İŞ asgari ücret tespit toplantısına katıldı. Yeter, dediler ve bastılar imzayı. Sonra 'Biz evet demesek daha düşük asgari ücret vereceklerdi.' dediler. Şantaj yapmışlar demek ki. Eğer şantaja boyun eğeceksen ne işin var sendika olarak orada. Söke söke alacaksın işçinin hakkını. Bunu dile getiren de CHP'dir" şeklinde konuştu.


Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı eleştiren Kılıçdaroğlu, “Bana demokrasi dersi vermek senin haddin değildir? Sen daha Demokrasinin D'sini bilmezken CHP Sosyal Demokrasiyi getirdi. Madem demokrasiden bahsediyorsunuz neden faili meçhulleri araştırtmıyorsunuz? Biz bunları her zaman dile getireceğiz. Her yerde her zaman varız. CHP var oldukça bütün gerçekleri halkın önüne koyacaktır” şeklinde konuştu.
İlköğretim okullarında sütten rahatsızlanan öğrencileri hatırlatan ve hükümeti yine beceriksizlikle suçlayan Kılıçdaroğlu, "En sonunda süt işi de çıktı ortaya. Süt gibi ak olduklarını söylüyorlar. Yesinler aklığınızı. CHP aklıktan bahsetmiyor çünkü zaten tertemiz. Onların defteri kapkara olduğu için karalamaya da gerek yok. Çocuklarına süt veremeyen bir hükümet nasıl ülkesini yönetebilir ki?" diye konuştu.

Bugünün anneler günü olduğunu ve bütün annelerin ceza çektiğini belirten Kılıçdaroğlu, "Annem başımı okşardı. Oğlum aman kavga etme diye. Olur anne kavga etmem derdim. Biz kavga istemeyiz. Barışçı bir partiyiz biz" şeklinde konuştu. Kılıçdaroğlu, konuşmasının sonunda "Eğer gerçekten anaların ağlamadığı bir düzen istemiyorsak, Doğu Anadolu'daki vatandaşımıza sesleniyorum, gelin CHP'ye. Eğer sorunlarınız çözülmezse 4 yıl sonra yine indirirsiniz. Herkes özgürlüğün farkına varsın, gerçek demokrasi olsun diyoruz. Recep Tayyip Erdoğan'ın rahat gideceği bir ülke bırakmayacağım. Söz veriyorum size" ifadelerine yer verdi.
Kemal Kılıçdaroğlu, bir saat 15 dakika süren konuşmasının ardından; il başkanı adayları Oğuz Kaan Salıcı ve Ali Özcan ellerini tutarak, havaya kaldırdı. Kılıçdaroğlu daha sonra, protokolde oturan başta eski Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin olmak üzere partililerle tokalaşarak, oy kullanmadan salondan ayrıldı.