Pekşen, 05.11.2015 tarihli ve 29523 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Biyogüvenlik Kurulu’nun 28,29,30,31,32,33,34,35,36 sayılı toplam dokuz adet kararının iptal edilmesi gerektiğini belirterek, hiç kimsenin kar hırsıyla, insan sağlığını riske atmasına izin verilmemesi gerektiğini vurguladı.

PekşenGDO’lu yemlerin ithaline izin verilmesinin ileride çok ciddi sağlık problemlerine yol açacağını dile getirerek konuyla ilgili şu açıklamaları yaptı:

“Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na bağlı Biyogüvenlik Kurulu tarafından hazırlanan 28,29,30,31,32,33,34,35,36 sayılı toplam dokuz adet karar, 05.11.2015 tarihli ve 29523 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. İşbu kararlar ile Biyogüvenlik Kurulu, GDO’lu 8 çeşit yemin Türkiye’ye girmesine izin verilmiştir. Kurul’un konuya ilişkin kararları ile GDO’lu 6 mısır, 2 soya çeşidi ve ürünlerinin hayvan yemlerinde kullanımına yönelik ithalat yapılabilmesinin önü açılmıştır.”

Pekşen, “yapılan tüm bu düzenlemeler ile tüketicilerin GDO’lu yemle beslenen hayvanlardan elde edilen gıdalara mahkûm edildiğini ve insan sağlığının büyük bir risk altına girdiği” vurguladı. Konunun diğer önemli boyutu olan hayvancılık sektörüyle ilgili de Pekşen, “ülkemizin ekonomik kaynaklarından olan tarım ve hayvancılığın sonu hazırlanmaktadır” dedi.

Pekşen“GDO’lu yemlerin ithal edilmesine izin veren Biyogüvenlik Kurulu Kararlarıyla ilgili öncelikle yürütmelerinin durdurulması ve bilahare iptallerine karar verilmesi için dava açtım. Bu kararlar Anayasa'ya ve Uluslararası Anlaşmalara aykırıdır. Alenen Türkiye’nin ve Türk halkının geleceğini riske atan ve önemsenmeyen bu düzenlemeler ancak bundan nemalanan GDO’lu mısır ve soya tohumu üreticilerine, yabancı ülkelerden bu ürünleri ithal eden yerli ithalat firmalarına ve yabancı firmalara fayda sağlayacağı açıktır. Elverişli bir coğrafyaya sahip olan ülkemizin tarım kaynakları kullanılmayarak, dışarıdan ithal edilen GDO’lu hayvan yemlerinin kullanılması, hayvan ve insan sağlığı için son derece ürkütücü ve vahimdir. Bu durum gerek üretici ve tüketiciyi olumsuz yönde etkileyecek ve gerekse de ülkemizin üretim kaynaklarından biri olan tarım ve hayvancılık sektörünün son bulmasına ve dolayısıyla milli ekonomiye geri dönülmesi imkânsız zararlar verilmesine sebep olacaktır.” dedi.