Tarık el Haşimi, terör örgütü PKK konusunda önemli açıklamalar yaptı. Haşimi, ''PKK'nın silahı bırakması, Türk ordusuna karşı mücadele etmeyi bırakmaları ve Kandil Dağı'ndaki mağaralarını boşaltmaları gerekiyor. Türk Hükümeti'nin adım atmasına için bir teşvik olabilecek bir adımdır'' dedi.

Tarık el Haşimi, kaldığı otelde İHA'nın sorularını cevapladı.

Haşimi bir gazetede yer alan açıklamasında, 'Türkiye'nin Suriyelilere yardım ettiği için bedel ödüyor. Suriye PKK kartını oynuyor. PKK saldırıları artacak'ifadelerinin Türk hükümetine uyarı olup olmadığı konusunda Haşimi, Türkiye ile yaın ilişkilerinin olduğunu ve PKK saldırılarının kendisini endişelendirdiğini ifade etti. Haşimi, ''Şehit cenazelerini gördüğüm zaman üzülüyorum. Bu resimlerin gelecekte durmasını istiyorum. Türkiye'nin bu tür trajedileri yaşamasını görmek istemiyorum. Bu soruna bir çözüm bulunması gerekiyor. Askeri operasyonların yapılmasını destekliyorum. Askeri operasyonlar yeterli değil. Buna ek olarak, diğer opsiyonları tartışmalıyız'' ifadelerini kullandı.

Irak'ın terörü durdurmak için yeteri kadar rol oynamadığı iddialarına da cevap veren Haşimi, ''Irak Hükümeti'nin bu konuda yapabilecek yeterli gücü yok. PKK her ne kadar Irak sınırları içindeki dağları kullansa da, bu sorun Türkiye'nin sorunudur. Günün sonunda bu insanları Türk ordusuna karşı savaşmamaları için ikna etmeliyiz ve Türk hükümeti oturup görüşmeyi ve değişik görüşler aşarak bir çözüme ulaşabilir. Ama öncelikle PKK'nın silahı bırakması, Türk ordusuna karşı mücadele etmeyi bırakmaları ve Kandil Dağı'ndaki mağaralarını boşaltmaları gerekiyor. Türk Hükümeti'nin adım atmasına için bir teşvik olabilecek bir adımdır'' ifadelerini kullandı.

Haşimi, PKK ile mücadelede Türkiye'nin askeri yöntemleri benimsediğine dikkat çekerek, ''Yeterli değil. Askeri yöntemlerin yanısıra politik yoları da denemeliyiz. Bu insanların bazıları Türk halkının bir parçası. PKK bir an önce silah bırakmalı. PKK silah bırakmalı, Kandil Dağı'nı boşaltmalı, Türkiye'ye kendilerini Türkiye'ye hizmet için olabildiğince tanıtmalıdır. Türkiye'de gerekirse politik reform yapabilir'' dedi.

Haşimi, herhangi bir tehditle şu ana kadar karşılaşmadığını söyleyerek, hayatını normal şekilde devam ettirdiğini ifade etti.

Haşimi yaptığı basın açıklamasında Birleşmiş Milletler ve Irak hükümetinin adil ve ortak bir mahkeme kurması halinde, Irak'a dönebileceğinins sinyallerini vermişti. Birleşmiş Milletler!'den bu konuda yardım talep edip etmediği ve Birleşmiş Milletler'den kendisine cevap verilip verilmediği konusundaki soruya Haşimi, sorunuuna bir çözüm bulması gerektiğini kaydetti. Haşimi, ''Kendimi Irak Mahkemeleri'nin veya Adalet sisteminin üstüne koymak istemiyorum. Irak vatandaşıyım ve adil yargılanmaya saygım var. Anayasa'ya göre, adil yargılanma Anayasa'da taahüt edilmiştir. Sıradan bir mahkemeden veya davadan bahsetmiyoruz. Bu adil yargılanma zaman içinde Bağdat'ta oluşmadı'' ifadelerini kullandı.

Adil yargılanma orttamının Bağdat'ta oluşmadığının altını çizen Haşimi, Birleşmiş Milletlere çağrıda bulunduğunu kaydetti ve Birleşmiş Milletlerin özel uzmanlaşmış organlarının uzmanlarının olduğunu belirtti. Haşimi, Birleşmiş Milletlerin kendi davası hakkında uzmanların araştırabileceğini, deliller onusunda uzmanlarını gönderebileceğini belirterek, ''Birleşmiş milletleri adres göstermekten başka bir çarem yoktu. Irak Hükümeti'ni ortak bir mahkerme kurulması için ikna edebilirler'' şeklinde konuştu.

Birleşmiş Milletler'den kendisine şu anda bir ecvap gelmediğini ifade eden Haşimi, ''Temyize gitmek için 30 günüm var ama Irak Mahkemesi'ne gitmeyeceğim. Güvenliğim yok, adil bir mahkeme için güvencem yok. Birleşmiş Milletlere bana destek olması talebimi bir kez daha iletiyorum. Irak'a bir grup gönderip, doyamı incelemeyi sağlayabilirler'' dedi.

Ortadoğu'da Şii Sunni çatışması yaşandığına ve birilerinin Şii ve Sunni arasında çatışma isteyip istemediği ve Irak ve Ortadoğu'nun geleceğini nasıl gördüğüne dair soruya ise Haşimi, Irak'taki kendisini gelecek için endişelendirdiğini söyledi. Haşimi, ''En iyisini denemek zorundayız. Bazı şeyleri kontrol altında tutmak zorundayız. Şii ve Sunni arasındaki tarihi bağı korumalıyız'' ifadelerini kullandı.

2005-2008 arasında Irak'ta büyük bir trajedi yaşandığına dikkat çeken Haşimi, ''3 yıl sonunda herkes kaybolmuştu. Şii ve Sunniler kaybetmişlerdi. Bu zaman diliminde bütün Iraklılar kaybetti. İnsanlar geleceklerini, hayatlarını kaybettiler. Türk Hükümeti'nin konuya yaklaşımını takdire yaşan buluyorum. 'Türkiye, Sunnileri Şiilere karşı tutuyor'. Bu doğru değil. Bütümn taraflar arasında adil önemli bir rol oynuyor'' diye konuştu.

Türkiye'de dinler arsı diyalog konferansına işaret eden Haşimi, ''Müslümanlık, Şiilik, Sunnilik, Hristiyanlık arsındaki farklılıkları aşmaya çalışıyor. Irak şu andaki durumunda kalırsa, Irak yeni bir savaşla karşı karşıya kalabiliriz. bazı şeykler kontrol dışına çıkmadan birbirimizle işbirliği yapmamız gerekiyor ve günün sonunda başa çıkamayacağımız güçlüklerle de karşı karşıya kalabiliriz'' dedi.

Irak Devlet Başkanı Talabani'nin kendisine destek verip vermediği konusunda ise Haşimi, Talabani'nin kendisi hakkında verilen kararı kınadığı şeklinde bir açıklama yaptığını belirtti. Haşimi, Talabani'nin açıklamasında 'tarık el Haşimi'nin halen Cumhurbaşkanı Yardımcısı olduğunu' ifade ettiğini dile getirdi. Haşimi, ''Talabani'nin bu açıklaması, temyizin ertelenmesini sağlayacak. Karşı karşıya kaldığımız politik kumpasa bir blok oluşturacak'' şeklinde konuştu.