Savcı, hazırladığı 30 sayfalık itiraz dilekçesini mahkeme aracılığıyla Yargıtay'a gönderdi. Hikmet Usta temyiz dilekçesinde Dink davası sanıklarının, Ergenekon sanıkları ile eylem ve amaç birliği içinde bulunduklarına dikkat çekti.

"DELİLLER YETERLİDİR"

 

Ana yapı olarak tanımladığı Ergenekon ile Trabzon hücresinin aynı suç işleme DNA ve gen özelliklerine sahip olduğunun altını çizdi. Sanıkların Ergenekon ile irtibatlı olduklarını belirten İstanbul Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı, bu kişilerin örgüt suçundan da cezalandırılmaları gerektiğini vurguladı. Mahkeme heyetinin, örgüt suçlaması için beraat kararı verirken dile getirdiği 'delil yetersizliği' gerekçesine de karşı çıktı: "Aksine deliller yeterlidir."

ERGENEKON ÖRGÜTÜNE BAĞLI

 

Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin davada, mahkemenin verdiği karara itiraz eden savcı Hikmet Usta, 30 sayfalık dilekçesini mahkemeye gönderdi. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmek üzere İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ne sunulan dilekçede, sanıklar Erhan Tuncel ve Yasin Hayal'in, Trabzon merkezli faaliyet gösteren örgütün yöneticisi oldukları belirtildi. Ogün Samast'ın da bu örgütün üyesi olduğu ve tetikçilik rolünü üstlendiği anlatıldı. Hikmet Usta, dilekçenin 'Ergenekon terör örgütü irtibatı' başlıklı bölümünde, "Sanıkların, Ergenekon davası sanıkları ile eylem ve amaç birliği içinde bulundukları, ana yapı Ergenekon ile Trabzon'daki hücresel yapının aynı suç işleme DNA ve gen özelliklerine sahip oldukları anlaşılmaktadır."değerlendirmesinde bulundu.

Bu durumun tespiti için cinayet öncesinde sanıklarla ilgili Trabzon Emniyeti'nde istihbari dinlemelere başlanılmasına rağmen, her nedense adli dinlemeye geçilmediğini ifade etti. Trabzon Jandarması'ndaki durumun daha da vahim olduğuna dikkat çekti. Jandarmanın olaydan önce takip ettiği, hatta emniyetten çok daha fazla bilgiye sahip olduğu örgüt hakkında adli ve istihbari hiçbir iletişimin tespitine ve fiziki takibe geçilmediğini vurgulayan Usta, "Alınan bilgilerin tutanağa geçirilmesine dahi tenezzül edilmemiştir." dedi. Trabzon hücresinin faaliyetleri ile Ergenekon'un genel eylem prensipleri arasında fark olmadığına vurgu yaptı. Savcı, mahkemenin gerekçeli kararını da değerlendirdi. Şu ifadeleri kullandı: "(Zehirli ağacın meyvesi de zehirlidir) ilkesi gereğince yasak delillerden uzak durulmalıdır. Dosyamızda zehirli denebilecek delil dahi yoktur. Mahkeme kararında, zehirli ağaçtan önce tatlı olan ağaçların meyvelerini hasat etmeli, arada zehirli bir bitki gördüğü takdirde bunları ayıklamalıdır. Daha sonra ulaştığı sonuca göre bir karar vermelidir. Örgüt konusunda mahkeme, tüm eylemleri bölmek ve birbirinden ayrı düşünmek suretiyle ciddi bir hataya düşmektedir."

MAHKEMENİN KARARI YASAYA AYKIRI

 

Dilekçenin, 'Dink cinayeti' başlığı altında mahkemenin örgütten bahsederken 'tahmin edilenden daha büyük bir terör örgütü' tabirini kullandığını ifade etti. Hikmet Usta, "Mahkemenin tahmin ettiği örgüt yapısını neye dayandırdığını bilemiyoruz. Ancak burada farazi ve fantastik örgüt yapısından bahsedileceğine, mütalaamızda bir kısım delillerle irtibatlarını gösterdiğimiz Ergenekon terör örgütü ile Dink cinayeti dosyasındaki irtibat olup olmadığını değerlendirmesi gerekirdi. Ancak mahkeme yargılama sürecinde olduğu gibi, gerekçeli kararında Ergenekon terör örgütü yapısına değinmemeye, adını bile anmamaya özen göstermektedir. Hrant Dink cinayeti kusursuz bir Ergenekon eylemidir. Mahkeme, Ergenekon'a bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin örgüte dair kararını beklemeliydi. Mahkeme 'Örgütün var delilin yok' olduğunu düşünüyorsa, delil toplamaya devam etmeli ve savcılığa soruşturma yapılması konusunda yazı yazmalıydı."

İtiraz dilekçesinin 'Sonuç ve kanaat' başlıklı bölümünde savcı, örgüt suçundan verilen beraat kararının yasaya aykırı olduğunu vurguladı. Soruşturma ve kovuşturmanın genişletilmesi taleplerinin reddedilmesi, Ergenekon dosyalarının incelenmemesi ve mevcut sanıklarla birlikte yargılanmaları gereken kişilerin davaya dahil edilmemesi suretiyle eksik soruşturma ile hüküm kurulduğu ifade edildi. Sanıklar hakkında verilen beraat kararlarının bozulmasını talep etti.

HRANT'IN PARAZİTLERİ

 

Zaman yazarı Etyen Mahçupyan, Today's Zaman'da yayımlanan "Hrant'ın parazitleri" başlıklı yazısında çok tartışılacak iddialarda bulunmuş, "Ergenekon davasının meşruluğunu yitirmesi için Hrant Dink cinayetinin kullanıldığını" öne sürmüştü. Mahçupyan, "parazit kolonisinin beslenmek için cinayete saldırdığını" söylemişti.

Mahçupyan, bu tutumun son örneği olarak Habertürk ile yolları ayrılan gazeteci Ece Temelkuran'ın Guardian'a yazdığı yazıyı gösterdi. Temelkuran'ın yazısıyla "Ergenekon dünyasından ideolojik olarak çok da uzaklaşmadığını" gösterdiğini iddia eden Mahçupyan, Temelkuran'ın "Ahmet Şık ve Nedim Şener'in mağduriyetleri ile Hrant Dink cinayetini kullanmasının ahlaksızlık olduğunu" söyledi.