ÇANAKKALE İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, ''Buradan Kılıçdaroğlu'na çağrım var. Çok net ve açık bir şekilde partisinin içinde bulunan bu PKK sempatizanlarına izin vermeyin, bu millet bunun hesabını size sorar.'' dedi.

AK Parti Merkez İlçe Başkanlığınca Çanakkale 18 Mart Üniversitesi (ÇÖMÜ) İlahiyat Fakültesi İGDAŞ Kongre Merkezi Seyit Onbaşı Konferans Salonu'nda düzenlenen Barbaros Mahallesi üye toplantısında konuşan Soylu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Başbakan Binali Yıldırım'ın tüm katılımcılara selamlarını getirdiğini söyledi.

Türkiye'yi zayıflatmak isteyen unsurlardan birinin terör mekanizması olduğunu anlatan Soylu, ''Artık dünya tam bir vekalet savaşları... Yani büyük ülkelerin savaşlara girmeyip, istedikleri ülkeyi karıştırmak için başkaları üzerinden bunu yapabilecek noktaya taşımaları... Şimdi biz topyekun bu mücadeleyi gerçekleştiriyoruz. Cumhurbaşkanımız, başbakanımız, hükümetimiz kararlı. Bir taraftan jandarmamız, bir taraftan emniyetimiz, korucularımız, silahlı kuvvetlerimiz... Herkes şunu zannetti 'Acaba 15 Temmuz'dan sonra bir sıkıntı olur mu?' diye. Bakın ne dedik biz, kış mış yok, bu mücadele devam edecek. Evlatlarımız, Allah onlardan razı olsun, hiç gözünü kırpmadan mücadeleye devam ediyor.'' diye konuştu.

- "Terörün kökünü kazıyacağız"

Terörün kökünü kazıyacaklarını dile getiren Soylu, şöyle devam etti:

''Bir muhalefet milletvekili kalkıp diyor ki 'İşte o köyde terörle mücadele yapıyorsunuz.' O köyde şehit olan evladımızı sormuyor. Terörle mücadele ederken gözüne isabet eden kurşunla kör olan, karşı taraftan gelen hain kurşunla gözünü kaybeden özel harekatçımızı sormuyor. Daha ötesi var. Şanlıurfa'da Viranşehir'de oradan çıkıp o bombayla beraber sadece kedisine süt vermek için annesinden izin alan 11 yaşındaki o sabiyi sormuyor, 'O örgütteki adama ne oldu?' diye bana hesap soruyor. Git onun Kandil'e sor hesabını. Diyor ki 'Ben Diyarbakır'da baro başkanlığı yaptım, o eski defterleri açtırma.' Diyarbakırlılar senin ne olduğunu iyi biliyor. Zaten doğru dürüst bir insan olsaydın CHP'den Diyarbakır'dan mebus seçilip İstanbul'a gidip de başkasının hakkını almazdın. Senin Diyarbakır'da ne olduğunu, nasıl teröre hizmet ettiğini herkes biliyor. Buradan Kılıçdaroğlu'na çağrım var. Çok net ve açık bir şekilde partisinin içinde bulunan bu PKK sempatizanlarına izin vermeyin, bu millet bunun hesabını size sorar. Hatırlıyorsunuz değil mi 7 Haziran seçimlerini, terör örgütünün nasıl havaya girdiğini. Ne diyorlardı 'Özerklik ilan edeceğiz, şunları yapacağız.' Her tarafta kantonlar mantonlar bir şeyler ifade etmeye çalışıyorlardı. Hadi bakalım özerklik ilan edin de görelim sizleri, hadi bakalım ilan edin de bilelim. Hiçbir endişeniz olmasın, bütün arkadaşlarımız, hükümetimiz, cumhurbaşkanımız, başbakanımızın talimatıyla birlikte terörün kökünü kazıyacağız.

Birliğimizin, beraberliğimizin teminat altına alındığı Çanakkale'den Kürt kardeşlerim, size sesleniyorum, Türkiye'nin en batısından sesleniyorum, sizi bu PKK zulmünden kurtaracağız, birlik ve beraberlikle yolumuzda ilerleyeceğiz. Allah bizi sırat-ı müstakimden ayırmasın. Bizi aziz milletimize mahcup etmesin, en önemli niyazımız bu.''

- "En büyük miras 16 Nisan'daki 'evet'tir" 

Soylu, partililerden çok çalışmalarını isteyerek, ''Geleceğimize bırakacağımız en büyük miras 16 Nisan'daki 'evet'tir. En büyük miras budur. Artık memleketimizde milletimizde oyun oynamaya fırsatı olmayacak güçlü bir sistemle beraber yarınlara adım atacağız hep birlikte. Onun için çok çalışmalısınız. Ev ev, sokak sokak, insan insan, ayaklarınız yoruluncaya kadar her eve gidip ülkenin geleceği için oy isteyin. Bir tek şey söyleyeceksiniz, 'Memleketimizin geleceği için sizden bir 'evet' istiyoruz.' Bunun için çok disiplinli çalışmak lazım.'' değerlendirmesinde bulundu.

''Gençler bu seçim sizin seçiminiz. Bu sistem başkasının seçimi değil, sizindir." diyen Soylu, şunları kaydetti:

"Çünkü kuracağımız sistem hem Allah'a şükürler olsun ki gelecekte bu ülkeyi kendi hedefleriyle buluşturacak ve bu ülkeyi dünyanın en büyük ülkelerinden biri yapacak bir sistemdir. Ne söylerse söylesinler, ne yaparlarsa yapsınlar, hangi iftirayı atalarsa atsınlar yolumuza devam edeceğiz ve dünyanın en büyük devletinden biri olacağız, bunun sistemi hazırlanıyor. 16 Nisan'da 'evet' oyu çıktığı andan itibaren 60 darbesi de tarihin karanlıklarına gömülecek, 71 de gömülecek, 80 de gömülecek, 28 Şubat da gömülecek, 27 Nisan da gömülecek, Gezi olayları da gömülecek, 17-25 de 6-7 Ekim de 15 Temmuz'da FETÖ haininin yaptığı da tarihe gömülecek ve ülkem yeni vizyonla yoluna devam edecek. Bunu sizler sağlayacaksınıız.''

- "Çanakkale Boğazı'na 1915 yılında gelen kara bulutları, o kara zihniyeti bu ülkenin hatta Orta Doğu coğrafyasının her köşesinden gelen şehit ve gazilerimizin gayretleriyle nasıl püskürttüysek bugün de aslında ellerini boğazımızdan çekmeyen bir karanlık zihniyete karşı aynı mücadeleyi şehitlerimizin torunları olarak bizler vermek zorundayız''

- ''Çocukluğumdan beri siyasetin içindeyim, bir bildiğim var, bu sistem gitmez. On yıllardır 'Bu sistem ancak değişirse Türkiye hedeflerine ulaşacak' diyenlerden biriyim''

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, ''Çanakkale Boğazı'na 1915 yılında gelen kara bulutları o kara zihniyeti bu ülkenin hatta Orta Doğu coğrafyasının her köşesinden gelen şehit ve gazilerimizin gayretleriyle nasıl püskürttüysek bugün de aslında ellerini boğazımızdan çekmeyen bir karanlık zihniyete karşı aynı mücadeleyi şehitlerimizin torunları olarak bizler vermek zorundayız.'' dedi.

Soylu, AK Parti Merkez İlçe Başkanlığınca Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) İlahiyat Fakültesi İGDAŞ Kongre Merkezi Seyit Onbaşı Konferans Salonunda düzenlenen Barbaros Mahallesi üye toplantısında yaptığı konuşmada, salondaki ruhun 1915'i bütün anlayışıyla kucaklayan ruh olduğunu belirtti.

16 Nisan'daki referandumun alelade bir seçim olmadığının altını çizen Soylu, "1915'te yazılan kahramanlık destanı nasıl geleceği şekillendirmişse ve biz bugün nasıl hür ve özgür bir şekilde yaşayabiliyorsak, 780 bin kilometrekarede ay-yıldızlı bayrağımızı nazlı nazlı dalgalandırabiliyorsak, hemen yanı başımızdaki şu güzel camiden semalara 'Allahu Ekber Allahu Ekber' denilen o Ezan-ı Muhammedi nasıl ulaşıyor ve o bizim bağımsızlığımızın, özgürlüğümüzün, kardeşliğimizin, tarihimizin ve geleceğimizin teminatı ise bu millete inancını, gücünü, kardeşliğini yeniden hatırlatmış ve dünyaya göstermişse, işte bizleri buraya getiren anlayış da aynı ruh, aynı anlayışın kendisidir." diye konuştu.

''Çanakkale Boğazı'na 1915 yılında gelen kara bulutları, o kara zihniyeti, bu ülkenin hatta Orta Doğu coğrafyasının her köşesinden gelen şehit ve gazilerimizin gayretleriyle nasıl püskürttüysek bugün de aslında ellerini boğazımızdan çekmeyen bir karanlık zihniyete karşı aynı mücadeleyi şehitlerimizin torunları olarak bizler vermek zorundayız.'' diyen Soylu, şöyle devam etti:

''Biz onu Çanakkale'den kovduk. Hani bir deyim var ya 'kapıdan kovsan, bacadan girer' misali o gün mücadele ettiğimiz zihniyet aradan geçen 102 yıl boyunca asla pes etmemiştir. Hedefleri, bu milletin iradesinin işbaşına gelmemesini temin etmektir. Hedefleri bu milletin birlik ve beraberliğinin önüne geçmektir. Çünkü bu millet ayağa kalkarsa ne olacağını önce Çanakkale'de sonra Kurtuluş mücadelemizde net bir şekilde öğretmiştir. İşte bunun için yıllardır planlarını sergilemekten asla geri durmadılar. İşte bunun için yıllardır 'Ey millet siz bir devlet kurarsanız iktidar olursunuz ama muktedir olamazsınız' diye bir anlayışı sürekli bizim üzerimizde tutmaya çalıştılar. Tek parti döneminde bu milleti vatandaş ve halk diye ayıran bu zihniyettir. Yıllar sonra AK Parti döneminde bu ısrarından vazgeçmeyen, 'Profesörle çobanın oyu bir mi?' diyen zihniyet de aynı zihniyetin ta kendisidir. Menderes döneminde 6-7 Eylül olaylarıyla beraber bu ülkeye fitneyi sokmak isteyen zihniyet de aynı zihniyetin ta kendisidir. Aynısını 59 yıl sonra 6-7 Ekim olaylarıyla tekrarlayan zihniyet aynı zihniyettir.''

Bakan Soylu, ''Eğer içinizden birisi AK Parti'yi sadece bir parti olarak değerlendiriyorsa ve ben 'Bir partinin içinde bulunuyorum.' diyorsa bir yanlışlık içindedir. AK Parti bir siyasi parti değildir. AK Parti sadece seçim kazanmak, iktidara gelebilmek ve ülkeyi yönetmek, yol, baraj, hastane, köprü yapmak için var olan bir siyasi partinin adı değildir. AK Parti bir siyasi parti değildir. AK Parti bu milletin rengidir, özüdür, geleneğidir, karakteridir. AK Parti bu coğrafyada ve bütün dünyada ortaya koyduğumuz medeniyet hareketinin kendisidir, ismidir ve milletin yarına hep birlikte gideceği ışığın ta kendisidir.'' diye konuştu.

- Yeni sistem

Bu milletin hep iyi adamların yanında olduğuna dikkati çeken Soylu, şunları aktardı:

''Biz bu sistemle bugün CHP'nin yeni yeni bulduğu ortaklarla savunduğu bu sistemle bir başbakanı verdik. Bir maliye bakanını verdik, Türkiye'nin en başarılı dışişleri bakanından birini verdik. Dertleri onlar değildi, dertleri o kişiler değildi, dertleri neydi biliyor musunuz? Dertleri milletti. Değerlerine sahip olan, anasını bilen, babasını bilen, kardeşini bilen, ailesini bilen, camiyi, imamı bilen, öğretmeninin elini öpen bu milleti kimliksizleştirmek istiyorlardı. Bir sürü iftira attılar. Aynen 17-25 Aralık'ta kıymetli Cumhurbaşkanımıza attıkları gibi. Aynen sözlerini dinlemedikleri zaman rahmetli Özal'a iftira atıkları gibi. Demirel'i eşiyle terbiye etmeye çalıştıkları gibi. Ahlaksızca iftiralarda bulundukları gibi. Biz duygusal insanlarız. Televizyonda film seyrederken bile bu millet hep iyi adamın yanında olmuştur.